Hatay’ın Altınözü ilçesinde Sultan Abdülhamit Han Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nde görev yapan sözleşmeli müzik öğretmeni B.K, sınıftaki iki Alevi öğrenciye, “Bunların inançları farklı, bunlar mum söndü yapar, hadi anlatın nasıl yapıyorsunuz” dediği iddia edildi. Veliler ve muhtarın, okul idaresi ve İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’ne şikâyeti üzerine öğretmen B.K. açığa alındı.

'SINIFTA HIRİSTİYAN VE ALEVİ VAR MI?'

Olay, çocukların sınıfta sorulan soruyu ailelerine anlatması üzerine ortaya çıktı. Öğretmen B.K, sınıfta “Aranızda Hıristyan var mı?” diye sorduktan sonra cevap alamayınca, “Peki aranızda Alevi var mı?” diye sordu.

Sınıfta iki Alevi öğrencinin el kaldırması üzerine B.K’nin sınıfa dönerek “Bunların inançları farklı, bunlar mum söndü yaparlar” dediği ve Alevi öğrencilere dönerek, “Hadi anlatın nasıl mum söndü yapıyorsunuz?”ifadelerini kullandığı iddia edildi.

‘ÖĞRETMENİN DAHA İLK DERSİYDİ’

Çocukların velilerinden birinin kendisine durumu anlattığını, kendisinin de kaymakama ilettiğini söyleyen Akanbeli Mahalle Muhtarı Hasan Ergün, 14-15 yaşında çocukların psikolojilerinin alt üst olduğunu söyledi.

Burcu Özkaya Günaydın'ın Gazete Duvar'da yer alan haberine göre Öğretmenin 10 gün önce geldiğini, çocukların öğretmenin ismini dahi bilmediğini belirten muhtar Ergün, şunları söyledi:

“Öğretmen yeni geldi. Daha ilk derste sınıfta Hıristiyan, Alevi var mı diye sorulur mu? Daha Hatay’ı, Altınözü’nü, çocukları tanımadan bir öğretmenin böyle bir ayrımcılık yapması kabul edilemez. Öğretmen böyle bir şey demediğini, çocukların uydurduğunu söylemiş. Okul müdürü sınıfa olayı sorduğunda sınıftaki çocuklar da öğretmenin yaptığını söyledi. Sonra okul müdürü gerekli yerlere yazı yazdı. Sanırım şu an açığa alındı.”

TÖB-SEN: NEFRET DİLİ CEZALANDIRILMALI

Konuyla ilgili Tüm Öğretmenler Birliği (TÖB-SEN) basın açıklaması yaptı.

Olayın, veliler ve köy muhtarının şikâyeti üzerine ortaya çıktığını, okul idaresi ve ilçe milli eğitim müdürlüğünün olaya el koyup soruşturma başlatmasının önemli olduğunu belirten TÖB-SEN Başkanı Deniz Ezer, “Bu olay münferit, dil sürçmesi değildir. Bu nefret dilinin cezalandırılması gerekiyor. Bu tür söylemlerin cezasız bırakılması bir arada yaşama kültürünü bozacağı gibi, vicdanları da yaralar. Olayın takipçisi olacağız” dedi.