DTK’nin bugün Mürşit Sınır Kapısı’nda gerçekleştireceği mitinge asker engeli oluşmasının ardından Mardin Belediye Başkanı Ahmet Türk sınıra geldi. Burada askerlerle görüşen Türk basın mensuplarının sorularını yanıtladı.

 “ÇARESİZLİK İÇİNDE OLAN BİR DEVLET VAR”

Devletin Kobani’de ve sınırda yaşanan savaş haline sesiz kalmasını çaresizlikle nitelendiren Türk, önceki yıllarda böyle bir durumun mümkün olmadığını belirterek, “Geçmişte en ufak bir sınırı geçme, bir müdahale Türkiye’de büyük tepkilere neden oluyordu. Sınır ihlali sonucunda bile uçak düşüyordu. Ama bugün IŞİD çeteleri toplarla buraya geliyor, toplar sınıra düşüyor. 10 metre ileride olsaydı bugün 30 insan ölebilirdi, 10 metre boşluğa düştü. Türkiye’nin bu IŞİD çetelerine, buradaki topraklara saldırısını hoş görmesi veya bunun karşısında suskun kalmasında, aslında bir devlet olmanın ötesinde suskun kalan ve çaresizlik içinde olan bir devlet görünümü çıkıyor” dedi.

“UZLAŞMA VE DİYALOGTAN BAŞKA YOL KALMADI”

Kürt direnişinin kırılmasının mümkün olmadığını ve Kobani’de yapılanların bütün Kürt halkına yapılmış olarak kabul edileceğini söyleyen Türk, Kürt sorunun geldiği noktada diyalog ve uzlaşmadan başka bir yol kalmadığını belirtti.

Kürtler olmadan bir demokrasinin Türkiye ve Ortadoğu’da gelişemeyeceğini aktaran Ahmet Türk, konuşmasına şöyle devam etti: “Herkes Kürtlerin direnişinin kırılmasını bekliyor. Kürtlerin kırılmasından sonra müdahale edip, Kürtlerin kurtarıcı rolünü oynamak istiyor. Ama bu yaşanmayacak. Kobanê halkı direniyor, Kobanê halkı sonuna kadar direnecek. Bugün Kobanê’de atılan bir silah Kuzey Kürdistan’da Kürt halkına atılmış bir silah olarak kabul ediliyor. Şunun görülmesi gerekir. Artık Kürt sorununda, Kürtlerin geldiği noktada uzlaşma ve diyalog sonucundan başka yolu ve yöntemi kalmamıştır. Artık Kürtler Ortadoğu’da önemli bir aktör. Ortadoğu’nun geleceğinde, Kürtsüz bir demokrasi ne Türkiye’nin gerçekleşebilir, ne Ortadoğu’da gelişebilir.”

 “KÜRT DİRENİŞİNİN BİTİRİLMESİNE KARŞI SESSİZLER”

“Ve bugün görüyoruz ki eğer Kürtler olmasaydı IŞİD çetelerine karşı belki bugün Suriye’nin tamamı teslim olmuş olacaktı, Irak’ın kanalı IŞİD’in eline geçmiş olacaktı. Kürtlerin direnişi sayesinde bugün bazı kesimler ayakta kalabiliyor. Baktığımızda bütün yoğunluk Kürtlerin üzerine yönelmiş. Burada demokrasiyi kalıcı hale getirmek isteyen, özgürlükleri sağlam bir mücadelenin bir hareketin bitirilmesi konusunda sessiz bir kararı görüyoruz. En tehlikelisi budur, bir gün gelecek ki halklar Kürtlerin mücadelesini anlayacaktır. Kürtler Ortadoğu’da sadece kendileri için mücadele vermiyor. Radikal İslam’dan diktatörlere kadar başkaldıran, demokrasi isteyen ve özgürlükleri savunan bir mücadelenin içinde.”

“KÜRT KADINLAR TECAVÜZE UĞRARKEN ÇÖZÜM SÜRECİNE İNANAMAYIZ”

“Türk halkının bu mücadeleyi özellikle çok iyi anlaması lazım. Ve bugün görüyoruz, düne kadar IŞİD’le beraber hareket eden Arap aşiretleri, Kürtlerle bugün yeni bir diyaloğun içine girmeye başladı.  Bu Kürtlerin aslında bütün halklar için mücadele ettiğinin göstergesidir. Eğer bir çözüm sürecinden söz ediliyorsa, burada Kürt kadınların, kızların tecavüze uğraması durumunda suskun kalınıyorsa, burada ne kimse çözüm sürecine inanır ne de Kürtler artık devlete ve devletin politikalarına inanır. Arapça’da bir söz vardır, ‘Basra yıkıldıktan sonra hiçbir şeyin bir anlamı kalmıyor’. Umut ediyoruz ki herkes Ortadoğu’daki bu gelişmeleri çok iyi okur ve bütün halkları yok etmeye çalışan bir anlayışa karşı ortak mücadeleyi başlatır.”

“KOBANİ ASLA TERK EDİLMEYECEK”

Görüşmeleri sonrasında gördüğü haliyle Kobani’deki direnişin bitmeyeceğini, halkın son derece umutlu olduğunu aktaran Türk, Amerika’nın IŞİD’e karşı müdahale politikasını eleştirdi.

Birleşmiş Milletler’in bir koalisyon kurmasını istediklerini, ancak tampon bölge oluşmasını kabul edemeyeceklerini ifade ederek, şöyle devam etti:

“Kobanê’de direniş sürüyor, zaman zaman bazı cephelerde saldırılar oluyor bazı cephelerde geri çekilmeler oluyor. Ama halkın morali yüksek. Ve halk kendine güveniyor Kobanê asla terk edilmeyecek. Biz bunu gözlerinde okuduk, konuşmalarımızda gördük. Bir korku da yoktur. Bu bazı basın organlarının yaratmak istediği korkudur. Bugün bu çetelere karşı mücadele eden Kobanê’dir. Eğer Amerika bu çetelere karşı mücadele veriyorsa ve bir katliamın önüne geçmek konusunda bir teşebbüs içerisindeyse önce şiddetin sürdüğü, etrafında dönüğü Kobanê mevzisindeki cepheleri bombalamaları gerekiyor. Ama bakıyoruz ki bugüne kadar Kürtlerin mücadele verdiği alanda IŞİD’e karşı ne bir bombalama var, ne de bu konuda bir destek var. Biz başından beri Birleşmiş Milletlerin bünyesinde bir koalisyonun bu IŞİD çetelerine müdahale etmesini istedik. Biz burada herhangi bir tampon bölgenin oluşturulmasını, giderek oranın işgal edilmesini asla kabul etmeyiz. Koalisyonun bugün bu çeteleri püskürtecek gücü var. Bu çetelere karşı bir duruş göstermesi lazım.”

Dokuz8haber / Kazım Kızıl - Suruç