Canlı bombaların hazırlandığı evde de parmak izi bulunan Hasan Hüseyin Uğur hakkında hakkında 7 yıldır mahkemeye sunulmayan bu bilgiler, “Daha neler gizleniyor" sorusunu gündeme getirdi.

10 Ekim Ankara Katliamının firari sanıklarından yönünden süren dosyasında 15. duruşma yarın Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülecek.

Katliamın firari sanıklarından Hasan Hüseyin Uğur hakkında ortaya çıkan yeni bilgiler, katliama giden süreçteki yeni ihmalleri ve soru işaretlerini gündeme getirdi.

Katliamın sanıkları arasında bugüne kadar hakkında en az bilgiye sahip olunan Uğur, canlı bombaların hazırlandığı Gaziantep’teki Alyaz Sitesi’nde parmak izi bulunmasına karşın terör örgütü üyeliğinden yargılanıyordu.

Evrensel'den Birkan Bulut'un haberine göre, Uğur’un Gaziantep 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılandığı dosya ile Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde 10 Ekim Katliamından yargılandığı dosyanın birleştirilmesi talebi geçtiğimiz yıllarda reddedilmişti. Ancak katliamdan 7 yıl sonra birleştirilmesine karar verilen dosyalarla birlikte Uğur hakkında çok önemli bilgiler ortaya çıktı.

AĞUSTOS AYINDA CEZAEVİNDEN CANLI BOMBA İHBARI

Gaziantep İl Emniyet Müdürlüğü 11 Ağustos 2015 tarihinde savcılığa bir ihbar bildiriminde bulundu. Emniyet, Hasan Hüseyin Uğur’un eşi ile birlikte IŞİD arasındayken, ülke dışında eşini bırakarak Antep’e canlı bomba olarak geldiği duyumunu aldığını, bildiren ihbarcı şahsın şu an cezaevinde bulunduğunu, ancak gerek görüImesi halinde ekiple görüşebileceğini bildirdi.

"YAKALAMA TALEBİ EKRANA DÜŞTÜ AMA ELİMİZE GELMEDİ"

Gaziantep Cumhuriyet Başsavcılığı, yaklaşık bir buçuk ay sonra, 29 Eylül 2015 tarihinde Hasan Hüseyin Uğur hakkında yakalama emri düzenlenmesini talep etti.

Gaziantep 3. Sulh Ceza Hakimliği “evrakın sistem üzerinden 29 Eylül 2015 tarihinde hakimliğimiz ekranına düşürüldüğü, ancak dosyanın fiziki olarak 08 Ekim 2015 tarihinde hakimliğimize gönderildiği, 08 Ekim 2015 tarihinde ise hakimliğimizin nöbetçi olmadığı ve bu nedenle talep hakkında değerlendirme yapılamayacağı ve yakalama emri talebinin nöbetçi Sulh Ceza Hakimliğinden talep edilmesi gerektiği anlaşılarak evrak işlemsiz olarak yazımız ekinde iade edilmiştir” denildi.

Gaziantep 1. Sulh Ceza Mahkemesi yakalama emrini savcılığın talebinden 10 gün sonra, yani 10 Ekim Katliamından bir gün önce çıkardı. 

"İHBAR ÜZERİNE CEZAEVİNDEKİ ŞAHISLA GÖRÜŞÜLDÜ MÜ?"

10 Ekim Davası Avukat Komisyonundan Senem Doğanoğlu, bu bilgilerin 7 yıldır dosyaya sunulmamasına tepki gösterdi. 10 Ekim Ankara Katliamının fezlekesi hazırlandığında Hasan Hüseyin Uğur’a dair bu önemli bilgilerin hiçbirisinin olmadığına dikkat çeken Doğanoğlu, şöyle konuştu:

"Ağustos ayında hakkında canlı bomba ihbarı yapılması, yakalama kararının gecikmeyle 9 Ekim gününde çıkarılması gibi pek çok kritik konuyu 7 yıl sonra öğreniyoruz. Katliamdan sonra hazırlanan fezlekede bize sadece canlı bombaların hazırlandığı evde parmak izinin olduğu, evine polis baskınındaki patlamada hayatını kaybeden Yunus Durmaz’ın yazışmalarına göre 500 dolar aylık aldığı ve iştihad için gelmek istediği bilgileri sunulmuştu. Oysa emniyet elindeki tüm bilgileri katliamdan sonra mahkemeye sunabilirdi. Bugün öğrendiklerimiz ne kadar önemli bilgilerin mahkemeye sunulmadığını gösteriyor. Ayrıca yeni soru işaretleri de ortaya çıkıyor. Cezaevinden saat 18.00’de nasıl telefon ediliyor, bu ihbar üzerine cezaevindeki şahısla görüşüldü mü, buradaki aracılar kimler gibi soruların yanıtlarını istiyoruz.”