Barış için haykıran arkadaşlarımızı, gençlerimizi, içimizden, bizden, hayattan koparıldılar. 10 Ekim ilk değildi, daha önceki yıllarda, başka başka katliamlarda insanlarımızın akıbeti hep aynı oldu.

Türkiye siyasi tarihi aynı zamanda katliamlar tarihidir. Bütün katliamların yapıldığı dönemlerdeki siyasi ortam ve gündemler değerlendirildiğinde, ülke yönetiminde etkin olan egemenlerin, siyaset dışında, başka karanlık yollara başvurduklarını görüyoruz. Demokratik siyaseti devre dışı bırakan iktidarlar, muhaliflerine hırsını, hukuk ve adalet dışında saldırarak gösterirler. Yarattığı korku ve endişe ile toplumu susturmak isterler. Böylelikle itiraz edenleri bertaraf ederken, etmeyenleri hayatın gerçeklerinden uzak tutacak algılarla yönetmeye devem ederler.

Her unutturulan, yok sayılan katliam yeni katliamların habercisidir.

Katliamcıların kaybetmesini, demokrasinin, barışın kazanmasını istiyorsak, hafızalardaki izi belirgin hale getirmeliyiz. Onların düşüncelerine, hatıralarına sahip çıkmak, geleceğimize sahip çıkmanın da bir yoludur.

Unutarak değil, andıkça, hatırladıkça, hatırlattıkça otoriter rejimlerin şiddetini, hukuksuzluğunu önleyebiliriz, ancak hep birlikte hatırlayarak iyileşebiliriz.

Unutmak, katliamları sıradanlaştırır. Katliamcılar kurbanlarının anılmasını, hatırlanmasını istemezler. Katliamların yapıldığı meydanlar yasaklanır. Katliamın hikâyesinin anıtlaşmasına izin vermek istemezler.

İnsanlığa karşı işlenen suçların hafızalarda yer etmesi, barış, özgürlük, demokrasi ve hak mücadelelerinin kayıt altına alınmasıdır.

Toplumsal bellek insan bilincini taze kılar. Dinamik ve üretken beyinler çoğalır. Bu nedenle hafıza insanlıktan yanadır. Unutursak, katliamlar, savaşlar yeniden gelir. Yok saymalar çoğalır.

Her biri ayrı bir yaşam ve mücadele öyküsü ile aramızdan ayrıldılar:

Abdülkadir Uyan, Metin Kürklü, Gökhan Akman, Orhan Işıktaş, Gülhan Karlı Elmascan, Yılmaz Elmascan, Nevzat Sayan, Bilgen Parlak, Hacı Kıvrak, Rıdvan Akgül, Rıdvan Akgül, Hacı Mehmet Şah Esin, Gökmen Dalmaç, Elif Kanlıoğlu, Hakan Dursun Akalın, Ercan Adsız, Ayşe Deniz, Berna Koç, Fatma Esen, Gülbahar Aydeniz, Eren Akın, Canberk Bakış, Tayfun Benol, Nizamettin Bağcı, Kasım Otur, Başak Sidar Çevik, Nilgün Çevik, Resul Yanar, Mehmet Ali Kılıç, Tekin Arslan, Sezen Vurmaz, Dilaver Karharman, Onur Tan, Umut Tan, Sarıgül Tüylü, Dilan Sarıkaya, Ali Kitapçı, İsmail Kızılçay, Muhammet Demir, Korkmaz Tedik, Veysel Atılgan, İbrahim Atılgan, Emine Ercan, Kübra Meltem Mollaoğlu, Meryem Bulut, Seyhan Yaylagül, Ebru Mavi, Ali Deniz Uzatmaz, Ziya Saygın, Vahdettin Özgan, Cemal Avşar, Ahmet Katurlu, Selim Örs, Azize Onat, Dicle Deli, Güney Doğan, Binali Korkmaz, Mehmet Zakir Karabulut, Leyla Çiçek, Metin Peşman, Mesut Mak, Adil Gür, Gökhan Gökbönü, Şebnem Yurtman, Osman Turan Bozacı, İdil Güneyi, Abdullah Erol, Mehmet Hayta, Özver Gökhan Arpaçay, Şirin Kılıçalp, Uygar Coşgun, Ahmed Alkhadi, Nurullah Erdoğan, Gözde Arslan, Aycan Kaya, Yunus Delice, Sevgi Öztekin, Mehmet Tevfik Dalgıç, Sevim Şinik, Emin Aydemir, Fatma Karabulut, Ramazan Tunç, Erol Ekici, Feyyat Deniz, Necla Duran, Osman Ervasa, Ramazan Çalışkan, Vedat Erkan, Abdülbari Şenci, Niyazi Büyüksütçü, Gazi Güray, Sabri Elmas, Erhan Avcı, Ümit Seylan, Serdar Ben, Nevzat Özbilgi, Hasan Baykara, Fatma Batur, Bedriye Batur, Ata Önder Atabay, Mustafa Budak, Ağa Bayar.

Yoldaşlarımızı saygıyla anıyorum…

Toplumsal tarihimiz yok hükmünde olmasın, buna izin vermeyelim…