Kürt Sorunu’nun çözüm sürecindeki tıkanmanın sorumluluğu birinci elden elbette artık hem hükümet, hem iktidar, hem muktedir haline gelen AK Parti’dedir.

Ancak biz biraz da BDP’nin bu süreçte neler yapabileceğini merak ediyoruz. Toplumun barıştan yana güçlerinin BDP'den büyük beklentileri olduğunu görüyoruz.

Çünkü, sorunun çözümü AK Parti’nin basiretine bırakılamaz.

O nedenle, ‘Kürt Sorununda Neredeyiz?’ sorusuna bu yönde de cevap aradık…

Bugün, Taraf yazarı, EDP Genel Başkan Yardımcısı ve Bilgi Üniversitesi Öğretim Üyesi olan Profesör Doktor Erol Katırcıoğlu’nun sorularımıza verdiği yanıtları okuyacaksınız.

Yarın da Umur Coşkun’un…

DEMOKRAT HABER - Mehmet Göcekli / Cafer Solgun

‘DEMOKRASİ’ PAYDASINDA ORTAKLIKLAR OLUŞTURULMALI

Seçim sonrasında Kürt sorununda barışçıl çözüm umutları artmıştı. Ancak şimdilik BDP meclis dışında kaldı, süreç tıkandı… Sizinle daha çok BDP’nin bu tıkanıklığın aşılması için yapabileceklerini konuşmak istiyoruz… Nereden başlanmalı?

Doğrusu BDP'nin (istersen Blok'un de sen) Meclise girmeme tavrını doğru bulmuyorum. Hatip Dicle konusunda yerden göğe kadar haklılıkları var, ama bu haklılıklarını meclisi boykot yaparak anlatma şansları bence hiç yok. Hele hele bu olayın CHP'nin de özde benzemese de görünüşte benzerlikler taşıyan Ergenekoncu milletvekilleri meselesiyle örtüşmesi hiç de iyi olmamıştır. Ben BDP'nin seçim sonrası Türk tarafında bile kabul görmeye yüz tutmuş bir meşruiyet ivmesi yakalamışken bu tavrıyla bir çuval inciri berbat ettiği kanaatindeyim. Şimdi bu arkadaşlar nasıl meclise girecekler? Boykot için öne sürdükleri hiçbir gerekçe karşı taraftan kabul görmeyeceğine göre, bu arkadaşlar ne söyleyecekler de dönmelerini meşrulaştırmış olacaklar bilmiyorum. Dolayısıyla ben bir an önce bir formül bulmalarını ve meclise katılmalarını öneriyorum.

“SİYASET İKNA ETMEKLE İLGİLİ BİR EYLEM”

AKP ve BDP ilişkileri bir türlü yumuşamıyor…

Her şeyden önce BDP'nin AKP ile bu denli sert ilişkiler içinde olmasını siyaseten doğru bulmuyorum. Çünkü sonuçta bu parti toplumun yüzde 50 oyunu almış ve yeni anayasayı hazırlayacak bir parti. Bu parti olmaksızın Kürt meselesinde adım atmak neredeyse imkansız. O nedenle de AKP'ye doğrudan karşı olmaktansa onu da ikna etmeye yönelik politikaların neler olacağı üzerine kafa yormakta yarar var. Çünkü bugüne kadar Kürt meselesinde en "yumuşatıcı" parti AKP oldu. (Mesela, biz milliyetçi değiliz, bizim için etnik köken önemli değildir gibi sözler söylemiş olması bile görece bir ilerlemedir). Onu ikna etmek derken aslında tüm Türkiye toplumuna neden Kürt meselesinin önemli olduğunu, Kürtlerin "statü" taleplerinin neden anlaşılması gereken talepler olduğunu ve "demokratik özerkliğin" neden sorunun çözümü için bir basamak olabileceğini anlatmayı ve ikna etmeyi kastediyorum. Siyaset ikna etmekle ilgili bir eylemse bu böyle olmalıdır.

“TABİİ Kİ PKK'YI TASFİYE ETMEK İSTİYORLAR”

Kürt sorununda “Çiller-Ağar dönemi konsepti”ne geri mi dönülüyor?

AKP'nin Ağar-Çiller dönemindeki anlayıştan farklı bir anlayışa sahip olduğunu düşünüyorum ve gerçekten de bu meseleyi çözmeyi istediğini anlıyorum. Tabii ki AKP'nin kafasındaki çözümle Kürtlerin ya da bizlerin kafalarındaki çözüm aynı içerikte olmasa da ortak noktaları olabilir ya da oluşturulabilir. Örneğin “Demokratik Özerklik”le AKP'nin kadük kalmış "Kamu Yönetimi Reformu Yasası" böyle bir kesişme noktası olabilir. Siyaset her şeye “hayır” demekle, muhatabınızın varlığını asla kabul etmemekle yapılabilecek bir iş değildir.

Tabii ki PKK'yı tasfiye etmek istiyorlar. Ama gerçekte PKK tasfiye olmadıkça bu sorunun da barışçı bir biçimde çözülmesi de mümkün değil. Burada önemli olan sorun bu tasfiye konusunun Kürtlerin demokratik haklarıyla ilgili devletin ne ölçüde taviz vereceğinin önce ortaya konması ve bu konuda bazı jestlerin yapılması ve sözlerin verilmesine bağlı hale getirilmesidir. Hatta bu tasfiye konusunda "Biz PKK'yı tasfiye edeceğiz ama siz bizim kimliğimizle ilgili taleplerimizi karşılayacak mısınız?" diye sormak bile bu yönde olumlu bir siyaset olabilir. Sanırım Öcalan'ın da devlet yetkilileriyle yaptığı konuşmalar da bu minvalde konuşmalardır.

“BDP DAHA SÜRÜKLEYİCİ BİR İŞLEV ÜSTLENMELİ”

BDP neler yapmalı sizce?

BDP'nin yapması gereken öncelikli olarak Türk kamuoyunda Kürt meselesinin daha iyi anlaşılmasını sağlayacak işler yapmaktır. Bence bu "Türk" tarafında sol ve demokrat partilerle ortak işler yapmak, ortak tavırlar sergilemek biçiminde olmalıdır. Bu çerçevede de önerim BDP'nin daha aktif ve daha sürükleyici bir işlev üstlenmesi, Öcalan'ın "her şeyi bana bırakıyorlar" serzenişini de giderecek bir yaklaşım olacaktır.

“DİĞER MAĞDUR KESİMLERLE ORTAKLIKLAR OLUŞTURULMALI”

Başka neler yapılabilir?

Kürt sorunu daha uzun yıllar sorun olarak kalacak bir konudur bence. Bunu önceden kabul edip her adımda çözüme yaklaşmaya çalışmak için çaba göstermek gerekiyor. Benim kanaatim odur ki bu sorunun daha hızlı çözülebilmesi, bir mağdur kitle olarak Kürtlerin toplumun diğer mağdur kesimleriyle "demokrasi" paydasında ortaklıklar oluşturmasından geçiyor. Bu mağdur kesimlere Türkiye'nin geniş dindar kesimleri de dahildir. Eğer böyle davranılabilirse sorunun çözümü daha da hızlanabilir.

DİZİ KAPSAMINDAKİ SÖYLEŞİLER:

Gencay Gürsoy

Erol Katırcıoğlu

Umur Coşkun

Emine Uçak Erdoğan

Fehim Işık