BIFED RÖPORTAJLARI-8

RÖPORTAJ: DENİZ KALELİ

TERCÜME / ÇEVİRİ: PINAR ÖZKAN, İDA GEZEN 

Bozcaada Uluslararası Ekolojik Belgesel Festivali’nde bu yıl Gaia Öğrenci Ödülünü “Batan Güneşin Doğuşu” adlı belgesel kazandı. Gaia Öğrenci Ödülü Jürisi, ödülü neden bu filme verdiklerini, “Titizlikle işlenmiş görüntü ve sesiyle baştan sona ilgi çekmeyi başaran belgesel, sakin ritmiyle uzak bir adanın tabiatı ve insanıyla yakın ilişki kurmamızı sağlıyor. Denize, toprağa ve hayvanlara verdiğimiz zararı şiirsel bir dille anlatmanın yolunu bulurken seyirciyi de çaresiz bırakmıyor. Mücadeleye devam etme gücünü bulan karakteriyle ilham veriyor.” sözleriyle anlattı. Atlantik Okyanusu’nun ortasında küçük bir Portekiz Adası olan Faial’de yaşayan insanların doğal yaşam kaynaklarını korumak için verdikleri mücadeleyi, bununla ilgili duygularını, küçük ama umut veren çabalarını anlatan İtalya yapımı belgeselin genç ekibi; yönetmen Jülie Hössle, kameraman Andrea Bertoldi ve kurgucu Claudia Gersti, dünya prömiyerini BIFED’te yapan belgesellerinin gösterimi için Bozcaada’ya birlikte geldiler.

BIFED seyircisinin içten, büyük alkışları ve övgü dolu sözleriyle karşılanan belgeselin yönetmeni Jülie Hössle ile BIFED’i, ödülü ve belgeselle ilgili niyetlerini konuştuk.

Dünyadaki ilk gösterimi, hikâyesini anlattığınız adadan kilometrelerce uzaktaki bir başka adada yapılan belgeseliniz BIFED 2019 Gaia Öğrenci Ödülü’nü kazandı. Sohbetimize hislerinizle başlayalım mı?

BIFED muhteşem bir deneyimdi. Belgeselimizin bu küçük adadaki harika dünya prömiyerini, evimize Gaia Öğrenci Ödülü ile dönerek kutluyoruz. Çok mutluyuz ve heyecan doluyuz! Dünyaya en iyi şekilde katkıda bulunmak, kalpleri için değerli olan şeyler uğruna mücadele etmek için istekli, benzer yollardaki güzel insanlarla tanıştık burada, moralimiz yükseldi. Yaptığımız sohbetler ve tartışmalar da dünyayı saran pek çok ciddi olaya rağmen devam etmek ve geleceğe daha parlak bakmak için iyimserlik verdi. BIFED bize bir araya gelmenin, hikâyeler paylaşmanın önemini ve belgesellerin ne kadar güçlü olabildiğini gösterdi.

Belgeselinizdeki adayı anlatır mısınız bize, hangi sorunları göstermek istediniz?

Ada bir hiçliğin ortasında, birçok canlı ve bitki türünü barındıran büyülü doğasıyla cennet gibi. Her şey yolunda gözükürken hepimizin sorunu olan plastik, çevre kirliliği ve iklim değişikliği gibi meselelere adadan bakmak istedik. Okyanusun ortasında şehirden ve şehrin atıklarından uzak olan küçücük bir adada plastik parçaları yedikleri için hastalanan ve ölmek üzere olan deniz kuşlarının tedavi edilmesini, ameliyatlarla tek tek o parçalardan kurtularak haftalar süren bakımdan sonra yeniden denize salınmalarını, bunu yapan insanları izliyoruz. Bir ada, adanın mikro kozmosu ve adada yaşayanlar hakkında bir belgesel bu. Oradaki küçük topluluğun daha büyük bir dünyayı sunmak için iyi bir vesile olduğunu düşündük.

Umut ve vicdan kelimelerini kullanarak yorum yaptı izleyenler gösterimden sonra. Bu iki kavram üzerine mi kurdunuz belgeseli?

Başlangıçta umut dolu bir belgesel yapmak istedik, fakat adaya gidip insanlarla görüşmeye başladığımızda son derece umutsuz ve karanlık bir atmosferle karşılaştık. İklim değişikliği ve çevre kirliliği ile ilgili benim de sık sık umutsuzluğa kapıldığım oluyor. Son derece umutsuz ve karanlık bir belgesel olması bizim bilinçli bir tercihimizdi, fakat her şeye rağmen buna karşı direnen ve bunu değiştirmeye çalışan insanların varlığını da gösteren bir belgesel.

Adadakiler filmi izlediler mi?

Henüz değil. BIFED’den sonra ilerleyen günlerde adada bir gösterim yapmayı planlıyoruz.

Bozcaada’yı nasıl buldunuz? Sizin anlattığınız ada ile aralarında nasıl bir bağ kurdunuz?

Belgeseldeki adaya kıyasla daha sıcak burası, okyanusun ortasında çok sert ve vahşi bir iklim var orada. Bunu bir farklılık olarak söyleyebilirim. Küçük adaların paylaştığı ortak bir özellik olarak insanların birbirlerini tanıyor olması, topluluk olmanın güçlendirici ruhu her iki adada da çok benziyor. Bu adada yaşayan küçük topluluk da gerçekten güçlü. Bozcaada’ya da kesinlikle iyi denk düşüyor “Batan Güneşin Doğuşu”.

BIFED sizin için nasıl geçti?

Çok güzel bir festival! Çok samimi. Buradaki yerel ruh ve festivalin teması filmimize tam anlamıyla uydu. Çevre odaklı bir festival ve bir şeyleri değiştirmek istiyor, bir şeyler yapmak isteyen insanları ağırlıyor. Çok keyif aldık, oldukça sıcak karşılandık. Dünya prömiyerimizi Bozcaada’da yaptığımız için çok mutlu olduk. Sadece bir ödül kazanmadık, burada geçirdiğimiz harika zamanlar, adayı bizim için unutulmaz kılan insanlar ve anılarla dönüyoruz.