1. Bölüm: Kölelikten kurdulduk mu?

2. Bölüm: Osmanlı'da kölelik


3. Bölüm: İnsanlık utancının Amerika'daki yüzü

4. ve Son Bölüm

SPARTAKÜS, KÖLECİLİĞE BAŞKALDIRIDIR

Sınıflı toplumların zorunlu sonucu olan sömürünün geçmişteki en çarpıcı örneklerinden biri de İsa'nın doğumuna yakın yıllarda Roma'da yaşanıyordu. Roma toplumunun karşı koyulmaz yüksek sınıftan insanları Modena arenasında kendilerini eğlendirmek için, birbirlerini öldüren Romalı köleleri izliyorlardı.

Spartaküs İsyanı, M.Ö 73-71 yılları arasında yaşanmış 3 yıl süren büyük bir isyandır. Bu isyanın önderliğini de liderlik yeteneği gelişmiş zeki bir Trakyalı köle olan Spartaküs yapmıştır. Roma, Gladyatörlerin sahipleri için bir güvence ve para aracı olduğu yıllarda bu dövüşçüler bir çok olayda kullanılmıştır. Roma'da yaşanan iç savaşlarda ve iktidar çekişmelerinde siyasetçiler gladyatörden yararlanmıştır. Böylece gladyatörler Roma'da siyasi hayata yön vermişlerdir. Ölümle burun buruna yaşayan bu adamların isyan etme olasılığını göz önünde bulunduran senato bazı uygulamalar gerçekleştirmiştir. İşte Spartaküs de böyle bir ortamda Roma Ordusu'ndan kaçmış haydutluk yapmış yakalanmış ve köle olarak satılmıştır. Spartaküs kötü koşullara ve baskıya daha fazla dayanamayarak köleliğe karşı duran ve efendilerine boyun eğmeyen insanların yıllarca örnek alacağı, anlatacağı destansı bir isyanı başlatır. Yüzlerce yıl geçmesine rağmen bu muhteşem başkaldırı dillerden düşmüyor, kitaplardan silinmiyor.

Spartaküs’ün özeti bugünlere şöyle geldi:

Spartaküs ve arkadaşları sığındıkları Venüs Yanardağında küçük bir Roma birliğince kuşatılır ancak uçurumdan aşağıya inerek orduyu şaşırtırlar ve ablukayı yarıp kaçarlar. Spartaküs ve arkadaşları silah arabalarına el koyarlar ve gittikleri her yerde sayıca çoğalırlar. Halk tarafından destek görürler. Spartaküs 100.000 adamıyla Lucania şehrine yürür ve büyük bir savaş sonunda Publius Variunis'u yener. Şehirlerden ganimetler alır. Spartaküs artık Güney İtalya'ya egemen olmuştur. M.Ö 72'de iki konsül birliklerini Spartaküs'ün üzerine gönderir fakat Spartaküs orduları imha eder. Alpler'e doğru yürüyüşe geçer. Onu durdurmak isteyen Cisalpina Valisinin askerlerini yener ve yürüyüşe devam eder. Köle ordusu Alpler'i aşmıştır artık herkes dağılabilir evine gidebilir. Ancak kimse gitmek istemez. Spartaküs de güneye yürür bu durumda. Lucinia'ya geri dönen Spartaküs sayıca ve teçhizat bakımından çok üstün olan Crassus komutasındaki orduya yenilir, ağır kayıplar verir, Messina'ya çekilir. Sicilya'ya geçmeyi planlarlar. Onları kaçıracak olan korsanlar sözünde durmaz. Crassus Spartaküs ve adamlarını kuşatır, çok ağır kayıplar veren Spartaküs kuşatmayı yarar ve geri çekilir. M.Ö 71'de savaşmaya devam etmek isteyen köleler Romalılarca kılıçtan geçirilir. Spartaküs de Crassus'a saldırmak üzereyken ağır yaralanır ve 4.000 adamıyla yakalanır. Yakalandıktan sonra ağır işkenceler yapılır. Roma'dan Capua'ya giden yol üzerinde çakılan sehpalar üzerinde ve herkesin gözü önünde idam edilir.

Bir halk kahramanı, köleciliğin isyan önderi katledilir. Spartaküs'ün damarları kesilir, tüm kanı çekilinceye kadar asılı kalır sehpada. Sallanan cesedi seyredenlere teşhir edilerek bir başkasının isyan etmesi durumunda sonunun bu olacağı mesajı verilir.

İşte tarihin ilk köle isyanı böyle seyir etmiş ve Spartaküs ve adamlarının ölümü ile sonuçlanmıştır. Spartaküs'ün başlattığı efendilere boyun eğmeme günümüze kadar değişik isyan ve başkaldırılarla sürmüştür. Her sınıflı toplumda, toplumsal başkaldırılarda, ezen ve ezilenlerin mücadelesinde Spartaküs’e benzer önderler çıktı ve kavgalar sürdü ve sürecek.

DÜNYADA KÖLELİĞİN YASAKLANMASI

İlk kanunlar İngiltere’de ve ABD’de 19. yüzyılın ilk çeyreğinde, 1807 yılında çıkarılmış, daha sonra diğer Avrupa devletleri onları izlemiştir. Avrupa'da İngiltere'den sonra köleliği ilk kaldıran Osmanlı İmparatorluğu'dur. Osmanlı'da kölelik, Sultan Abdülmecid döneminde 1847’de bir fermanla yasaklanmıştır. 1926’da Milletler Cemiyeti bütün dünyada köleliği yasaklamış, daha sonra Birleşmiş Milletler de bu hükmü teyid etmiştir. 1952 yılında ise insan hakları evrensel beyannamesi adıyla bir belge imzalanarak dünyada her insanın hakı olan yaşam, eşitlik, adalet ve özgürlükleri güvence altına alınmıştır.

Fransa’da Katarlar, İspanya’da Katalunyalılar, Bulgaristan’da Bogomiller ve Anadolu’da Alevilerin Spartaküs’ten etkilendiğini belirtenler vardır. Ancak köleci toplumların sonundaki isyanlarda, dinsel inançları uğruna da yüzbinler halinde katledilenler var. Roma İmparatorluğu’nun yıkılışından sonra kölelik geriledi, ama hemen ortadan kalkmadı. 8., 9. ve 10. yüzyıllarda Almanya’da tarım işçilerine olan gereksinimin artması köleliğin canlanmasına yol açtı. Bu amaçla birçok savaş tutsağı Slav köleleştirildi. 13. yüzyılın sonlarında Avrupa’nın birçok bölgesinde kölelerin yerini artık serfler almıştı. Serfler, toprağa ve beylerine bağlı üreticilerdi. Köleler gibi alınıp satılmaz ama efendilerini ve bulundukları yeri de terk edemezlerdi. Topraklar, üzerinde yaşayan serflerle birlikte alınır ve satılırdı. Ortaçağda serfler ekonominin belkemiğiydi. Bu durum yaşadığımız Anadolu, mezopotamya veya ortadoğu’da bazı bölgelerde hala kısmi olarak devam eden bir uygulamadır. Ağalık sisteminin Kürdistan ve Dünya’nın bazı bölgelerinde hala sürdüğüne tanık olmaktayız.

ÜCRETLİ KÖLELİK DÖNEMİ

Günümüzde, yani 21. Yüzyılda insanoğlunun bulduğu ve uyguladığı en son sistem kapitalizmdir. Daha doğrusu insan yaşamına, toplumsal varlığına müdahil olan sistem olarak sermaye sahiplerinin tekelci düzeni egemendir. Küresel olarak ekonomik varlıklarını, mülklerinde ücret karşılığında çalışanların biriktirdiği artı değere dayamak dünya sisteminin de adı oldu. İnsanlar son 150 yılda sosyalizm isimli toplumsal paylaşım projesini bularak en ileri adımı attı ancak henüz bu projeyi uygulayabilme fırsatına erişemedi. Ele geçirdiği bazı mevzileri ise ilk yüzyıl içerisinde kaybetti.

Dünya ve insanlık tarihi toplumsal alt üst oluşlarla dolu. İnsanın bilinen yazılı tarihi 16 bin yıllık bir geçmişe sahip. Her ne kadar 100-150 bin yıllık insan iskeletleri, kafatası ve oyma taşlar bulunsa da insanın insan olarak varlığı ve toplumsal yaşamında bilinen tarihi çok uzun değil.

Belki de 80 milyon yıl önce okyanuslarda hayat başladı, insanın ataları balıklardı. Evrimleşen insan bugüne gelene kadar çok farklı değişimlere uğradı ve son şeklini aldı. Ancak insanın toplumsal tarihindeki en uzun kesiti ilkel komünal yaşam aldı. Sekiz bin yıllık ilkel komünal çağından sonraki köleci toplumsal yaşamı dört bine yıla sığdırdı, yine bir sonraki dönem olan feodal toplumsal yaşamı da üç bin yıl sürdü. Gezegenin batısında yeni toplumsal yapı olarak Kapitalizm 500 yıldır varlığını geliştirerek sürdürürken doğusunda ve güneyinde feodal yapılar hala devam ediyor, can çekişerek de olsa! İslamiyetin yoğun kabul gördüğü coğrafyada ise en çok hissedilen feodal derebey düzeninin hakim durumda olmasıdır.

Kapitalizm her ne kadar bireyi özgür yapsa da sistemin kölesi olmaya zorlamaktadır. Toplumsal yaşamın dışına iterek emek kölesi yapmaktadır. Ücretli kölelik sistemi olan kapitalizmde emek satışı gibi gönüllü beden satışları da görülmektedir. Özellikle yoksullukla boğuşan, açlığın girdabındaki ülkelerde kadın, çocuk bedenleri parası olanlara pazarlanabiliyor.

ABD’de dağıtılan ve duvarlara yapıştırılan bir el ilanında satılık kadınlar daha düne kadar bulunmaktaydı. Vietnam'da 6000 dolara kadın satışı gerçekleşiyordu:

1 – Garantili bakire

2 – 90 gün içinde teslim edilmesi garanti

3 – Hiçbir ekstra masraf yok

4 – Bir yıl içinde kaçarsa ücretsiz bir tane daha

1942 yılında açlık ve kıtlık yüzünden çocuklarını barındıramayan, besleyemeyen bir annenin dört çocuğunu New York’taki bir sokakta satışa sunması unutulacak gibi değil. Dünyanın herhangi bir parçasında benzer insan satışları hala devam etmekte. Yüzlerce işçiyi başka bölgelere veya ülkelere götürüp pazarlayanlar mevcut, bu satışları modern ofislerde gerçekleştirenler ise yasal sisteme sığınmıyorlar mı?

ABD tarihinde önemli yer alan kölelik, eski kayıtların açılması ile yeniden hatırlandı. Eskiye ait pek çok görüşme ve fotoğraf gün yüzüne çıkarıldı. 2012'de yayımlanan fotoğraflar en son kölelerin 70 yıl önceki fotoğraflarını içeriyordu.

1920 ve 1930 yılları arasında başlatılan bir girişimle tekrar hatırlanan köle hikayeleri, olayları bizzat yaşamış 200 kadar kişinin anlatımları ve 500’den fazla siyah-beyaz fotoğrafla arşivlenmiş. 17 eyalette başlatılan girişimler yaşları 80-90 arasında pek çok eski köle ile yapılan pek çok söyleşiyi içeriyor. Hatta bazı kişilerin 100 yaşını aşmış olduğu da kayıtlardan anlaşılmakta. Kölelik ve ABD eş anlamlı kavramlara dönüşüyor.

Yeryüzünde kölelik, kölelik sistemleri insanın ilk ilkel yaşamından sonra icat edildi. İlkel komünal toplum yapısı dediğimiz o yıllardan sonra oluşan aile ile birlikte özel mülkiyet de başladı. Özel mülkiyet aile ile başlar ancak daha sonra bir bütün olarak toplumların varoluşlarına kadar bağlanır. Mülkiyeti elinde bulunduranlar her zaman askeri, siyasi, ekonomik ve sosyal olarak güçlü oldular, sistemler kurdular, yeni düzenler uyguladılar, inanç ve kültürler yarattılar ve çeşitli kümeler halinde dünyaya yaydılar. Gezegenimiz, aile veya şirketler yada devletlerce parsel parsel edilerek sömürüldü, soygun ve talan edildi. Yeryüzüne tek ırk olarak gelen insan çok sayıda ırklara, 5 kıtaya, 220 devlete ve yüzbinlerce partiye, milyonlarca şirkete kul köle yapıldı. Belirli antlaşma, kontrant veya hakları yazılı hale getirilerek üretim merkezlerinde iş gücünden, emeğinden kar elde edilir, rant elde edilir ve bu kazançlarla sevk ve idare mekanizmaları kurulur.

Tarihin en önemli felsefecileri, toplumlarımızın filozofları insanlığın yaşamının, toplumsal hayatının beş ayrı yapıda şekillendiğini belirtir. İlkel komünal toplum, Köleci toplum, Feodal toplum, Kapitalist toplum ve en son olarak da Sosyalist toplum... İşte bu evreler yaşandı ve hala yaşanıyor!

Dünyada 300 milyon insan doğduğu evlerinden, kendi topraklarından veya vatanlarından uzak yaşıyorlar. Emek göçü, göçmenlik, mültecilik veya sürgünlerde yaşayan milyonlarca dünyalı alınterlerini satıyor. Milyarlarcası keza aynı kendi topraklarında emeğini pazarlıyor. Bu da ücretli kölelik sistemi olan Kapitalizmin barbarlığıdır.

Ücretli kölelik sisteminin adı kapitalizm iken ücretsiz kölelik sistemine köleci toplum dönemi diyoruz. 175 yıl önce insanın köle olarak alınıp satılması yasaklanarak, yasal güvenceye alındı. Bu güvence bugün Afrikalılar tarafından bayram olarak kutlansa da yeni kölecilik olan ücretli emek satışı pazarlarda alıcı bekliyor.

-SON-

*****

Kaynak:

-African Slave Trade,1788, John Newton

-Dünya Tarihi, 1967, William H. McNeil

-Vindrush Foundation, Project, 2013, İngiltere

- Daily Mail, 10 Ekim 2013, İngiltere

- Dünya Tarihi Ansiklopedisi; Cilt 4, Istanbul–1985

- Vikipedia Ansiklopedi,2013     

- Dünya Bülteni, Ocak 2013