Birkaç gündür Mısır’la yatıp Mısır’la kalkıyoruz. Telefonda her gün Mısırlı arkadaşları arıyorum. İskenderiye, Damanhur, Dimyat ve Kahire.
Köyler sakin. Nedeni basit. Hâlâ sıkıyönetimle idare ediliyorlar. OHAL durumu. Pamuk çiftçisi bir arkadaş ‘ordunun garipleştiğini’ söyledi gerçi. Mısır köylerinin giriş ve çıkışı 30 yıldır abluka altında. Asker ‘gereksiz yere iyi’ davranıyormuş köylülere. ‘Başının belada olduğunu bildiği’ içinmiş. “Gitmeleri yakın” diyor Muhammet El Aal.
Başkentte durum net. El Ezher yakınlarında bir atölyede çalışan arkadaşım Said bolca küfrederek “Herkese söyle, Mübarek bitti” dedi. “Kim geliyor yerine” diye sordum. Çok rahattı. “Ene” dedi gülerek.

Kahire düşmek üzere
Mübarek’in atadığı başkan yardımcısının adı açıklandığında ayaklanmanın gittiği yer belli olmuştu. Geçen haftaya kadar Mısır’ın MİT’i olan EGİS’in başındaki Ömer Süleyman halkın gözünde Mübarek’le bir. Çok çok sert bir İhvan (Müslüman Kardeşler) karşıtı olan bu beyfendi sayesinde ABD’nin Mısır’dan isteyip de alamadığı tek İslamcı olmadığını ekleyelim.
Mübarek’in Süleyman’ı başkan yardımcısı seçmesinin nasıl bir mesajı olduğu açık. ABD’ye diyor ki, “İşte adamınız. Bana bir şey olursa o iktidarda. İslamcıları sevmez, İsrail ve sizinle işbirliği yapar, bir de üstüne demokratikleşme isteyenleri bir güzel bastırır.” İslamcılardan çekinen orta sınıfa da şöyle diyor Mübarek: “Ben yoksam, size rahat da yok.”

Mübarek bitti
Mübarek cebinden bir sınıf kartı çıkardı, Tahrir Meydanı’na salladı, “Orta ve üst orta sınıfa evlerinize dönmezseniz mesuliyet benden gitti” dedi. Mısırlılar blöfü gördü.
Mübarek olacakları tahmin etti. Sakince Kahire’yi terk etti. Şu anda Şarm El Şeyh’teki sarayına geçtiği söyleniyor. Bir milyon kişi sarayına yürüdüğünde ne yapacaktı? Suçlu yaşlılar yakalanınca hastalanır. Bir sürü general burnunda oksijen borularıyla neden dolaşıyor? Mübarek bir ‘kalp krizi’ geçirip sağlık nedeniyle ülkeden ‘geçici’ olarak ayrılırsa kaçımız şaşırır? “Ömer Süleyman’a devrettim yetkilerimi” dese yetmeyeceğini halk biliyor.
Mısır Dışişleri Bakanlığı’ndan bir arkadaşı aradım. Telefonda konuşurken çok rahattı. Dinlenme korkusu yoktu. Sesinin rengi ‘bu işin bittiğini’ hissettiriyordu. “Ne olacak?” dedim. “Bebek’teki yeni konsolosluğa gelirim belki” diye şaka yaptı. Herkes şaka yapıyor. Bu ne rahatlık...
“İsmimi yazma” dedi. Diplomat, devrim günlerinde dahi diplomat. Tamam dedim. Mübarek ona göre bir çıkış stratejisi arıyormuş. Yargılanmadan Mısır’da kalması zor.

Yeni Ortadoğu Obama Mısır’ı kaybeden başkan olarak tarihe geçmek üzere. Daha önce İran’ı yitiren ABD şimdi en önemli müttefikini ne yapacağını bilemiyor. AKP gibi mülayim ve ABD yanlısı bir siyasi İslam geleceğini bilse, dünden razı. Ama güvenemiyor. Müslüman Kardeşler çok çekti ABD destekli Mübarek’ten. ABD’nin en büyük korkusu Mısır’ın demokratikleşmesi. Ne olur tahmin ediyorsunuz.
1. Süveyş Kanalı dost olmayan gemilere kapanabilir. ABD’nin domine ettiği dünya ticareti için ciddi bir darbe. Petrol fiyatları uçar.
2. İsrail sömürgeciliğine bir Arap ülkesi dur diyebilir.
3. Solcu Latin Amerika benzeri bir bağımsız ve demokratik Ortadoğu ortaya çıkabilir.
4. Mısırlıların ‘Araplar’ dediği petrol zengini ülkeler ABD güdümünden çıkabilir. Mısırlılar hele bir de sömürge devletini ortadan kaldırmaya çalışırsa o zaman Ortadoğu değil, dünya değişir.
İhvan’ın duruşu
Müslüman Kardeşler’i çok tanımıyoruz. Yüksel Taşkın iki gün önce Radikal’de önemli bir yorum yazdı. Aynı gün Nuray Mert Milliyet’te İhvan’ın harekete dikkatle yaklaştığını anlattı. Elbette, çünkü İhvan’ın örgütü harekete geçirmesi, bir anda her şeyi yıkıp geçmesi, hareketin İslami boyut alması, Batı’nın Mısır’daki gelişmelere dair demokrasi vurgusunu yitirmesine neden olur.
İhvan ne yapıyor? Çok önemli bir gösteri örgütlediler dün. Kahire’nin Şobra Mahallesi alt orta sınıf ve işçi sınıfının yaşadığı bir yerdir. Ortodoks Hıristiyan olan Kıptilerin diğer mahallelere nazaran daha fazla tercih ettiği bir yerdir. Burada Kıptiler İhvan’la birlikte sokağa çıktı. Daha iki hafta önce Kıptilere karşı düzenlenen saldırılar bağlamında düşünülürse İhvan’ın kendine güveni ve Mısır toplumuyla kurduğu karmaşık ilişkiler daha kolay görünür.