Murat Kuseyri / ANF

İkinci Dünya Savaşı yıllarında en az yarım milyon Roman, Naziler tarafından katledilmesine rağmen bu gerçek çok az kişi tarafından biliniyor. Bunun nedeni uzun yıllar Romanların bu gerçeği yüksek bir sesle dile getirememeleri ve batılı ülkelerin soykırımına karşı duyarsızlığı.

Almanya ancak 1982 yılında Romanların tıpkı Yahudiler gibi Hitler’in hedefi olduğunu ve soykırımına uğradığını, Birleşmiş Milletler de 1989 yılında etnik nedenlerden dolayı soykırımına tabi tutulduklarını kabul etti.

İkinci Dünya Savaşı’nın sonlarına doğru SS Şefi Heinrich Himmler, toplama kamplarında bulunan son Romanların da yok edilmeleri emrini verdi. 1944 yılının 2 Ağustos’u 3’üne bağlayan gece Auschwitz toplama kampında tutulan 3 bin Roman gaz odalarında katledildi. Bu nedenle 2 Ağustos “Roman Gecesi” olarak adlandırılır. Polonya iki yıl önce bu günü Nazilerin katlettiği “Romanları Anma Günü” olarak ilan etti.

Roman örgütleri Polonya’yı diğer Avrupa ülkeleri ve Birleşmiş Milletler’in izlemesini ve 2 Ağustos’un Avrupa Birliği ve Birleşmiş Milletler tarafından da anma günü olarak kabul edilmesini talep ediyor.

“Roman Gecesi” dolayısıyla Stockholm’de düzenlenen anma töreninde bir konuşma yapan İsveç Entegrasyon Bakanı Erik Ullenhag, Nazilerin tıpkı Yahudilere yaptıkları gibi Romanları da toplama kampına doldurduklarını, bir kısmını gaz odalarında katlederlerken bir kısmınında Dr. Mengele tarafından deney hayvanı gibi kullanıldıklarını söyledi.

İSVEÇ’TE ROMANLAR ZORLA KISIRLAŞTIRILDI

Soykırımın insanlık tarihinin en büyük suçu olduğunu olduğu söyleyen Ullenhag, aynı yıllarda ve daha sonraları İsveç’te Romanların zorla kısırlaştırıldığını, seçimlere katılma hakları olmadığını ifade ettikten sonra konuşmasını şöyle sürdürdü: “İsveç ve Avrupa’da Romanlara yönelik ayrımcılık sürüyor. Macaristan’da bazı politikacılar Romanların öldürülmesi gerektiğini söylüyor. Bunlara karşı mücadele etmek gerekiyor. Kötü insanların yaptıklarından çok, iyi insanların olanlara sessiz kalması daha tehlikelidir. Bu nedenle ben her zaman 2 Ağustos gecesi Romanlara yapılan katliamı anlatmaya devam edeceğim.”

Büyükbabası toplama kampında öldürülen Bagir Kwiek, anma toplantısına gelmeden babasına ne konuşması gerektiğini sorduğunu, babasının kendisine “Biz Romanların hiç bir zaman ordumuz olmadı, hiç kimseye savaş açmadık, hiç bir halk grubunu baskı altına almadık, bize karşı yapılan haksızlıkları da protesto etmedik. Biz sadece barış içinde yaşamak istiyoruz. Diğer insanlarla aynı koşullarda yaşamak ve eşit haklara sahip olmak istiyoruz” demesini istediğini aktardı.

ROMANLAR SOYKIRIMIN KURBANLARI ARASINDA SAYILMALI

Aralarında 7 milletvekilin de bulunduğu 22 Roman ve demokratik kitle örgütünün temsilcileri ortak bir açıklama yaparak Almanya’nın uzun süre Romanlara yapılan soykırımını görmezden geldikten sonra, 30 yıl önce tarihiyle yüzleştiğini, Romanlara karşı işlenen suçların Nazi ideolojinin ve soykırımının bir parçası olduğunu kabul ettiğini belirtiyor.

Buna karşın İsveç’in soykırıma uğrayan Romanlar ve Yahudiler arasında arımcılık yaptığı belirtilen açıklamada,  Romanların soykırıma uğradığının tarih kitaplarda yer verilmemesi, soykırım için yapılan toplantılara Roman temsilcilerin davet edilmemeleri eleştiriliyor.

Avrupa’da Romanlara yönelik baskı ve saldırıların günümüzde sürdüğü, son 20 yıl içinde bir kısmı molotof kokteyilli ve bombalı saldırılarla yüzlerce Romanın öldürüldüğü, Kosova’da etnik temizlik yapılarak Romanların evlerinden sürdürüldükleri belirtiliyor. Baskı ve saldırıların durdurulması için devleti yönetenlere ve politikacılara harakete geçmeleri çağrısında bulunuluyor.