Serkan Doğan / Demokrat Haber

Mumbai’den 170 km kadar uzaklıktaki Pune’ye gayet konforlu bir yataklı otobüs yolculuğu ile gidiyoruz. Yol ve trafik şartlarından dolayı, Hindistan’da otobüsler genelde saatte 50 km’nin üzerinde hız yapamıyorlar. “Pune” sözcüğü bilinen en eski kayıtlara göre, Marati dilinde kullanılan Modi alfabesindeki ‘Punyanagari’ kelimesinden türemiştir ve “Erdemler Şehri” anlamına gelir. Dekan ovasında, deniz seviyesinden 560 metre kadar yüksekte ve Mutha ırmağının sağ yakasında konumlu bulunan Pune, 7 milyonun üzerindeki nüfusuyla Maharashtra eyaletinin Mumbai’den sonra ikinci büyük kenti ve aynı zamanda Maharashtra’nın kültürel başkentidir. Spor, yoga, ayurveda ve sosyal kültürüyle öne çıkar. Özellikle Mumbai’den sonra, göze daha bir sakin ve düzenli görünür. Zaten “Hindistan’ın Paris’i” diyorlar. Şahsen “Eskişehir” kentimize benzettim. Tam bir üniversite ve öğrenci şehri. Bundan dolayı, bir başka ismi ise “Doğunun Oxford’u”. Koregaon Park’taki Osho Ashram, Parvati tapınağı ve tepesi ve Shaniwar Wada başlıca gezilip görülecek yerler arasında gösterilebilir. Bunlardan her birine, tuktuk adlı araçlarla rahatlıkla ulaşabilirsiniz.



Etrafını çeviren tepeler ve göller sayesinde, nispeten ılıman iklimi ve geniş yeşil alanları ile insanı cezbeden ve gönlünüzü çelen Pune’de yemek konusunda ise, aynı paraya daha lezzetli bir şeyler tatmak istiyorsanız, internette biraz araştırma yapmanızı tavsiye ederim. Size bir ipucu; “Blue Nile” adındaki restoranı hararetle öneririm. Şehir içinde, özellikle akşam, S.G.S gibi bir alışveriş merkezinde zaman geçirebilir veya açık ve temiz havada, örneğin, kalabalık ve canlı Moledina caddesinde gezinerek sosyal yaşama karışabilirsiniz.

-Pune’nin gayet yeşil ve elit bir mahallesi olan Koregaon Park’ta yer alan Osho Ashram, değil Pune’nin, belki Hindistan’ın en temiz ve nezih ortamlarından biri sunuluyor. Osho (Bhagwan Shree Rajneesh) Pune’de doğmuş ve hayatının önemli bir bölümünü burada geçirmiştir. Eğer dünya üzerinde milyonlarca takipçisi bulunan Osho’nun öğretilerinin anlatıldığı ve Osho’nun geliştirdiği meditasyon tekniklerinin uygulandığı Ashram’a uğrayacaksanız, sabahın çok erken saatlerinde gelmek ve en az bir günü burada geçirmek çok iyi bir fikir. İlk önce belirli bir ücret karşılığında birtakım test ve kontrollerin ardından, size bir giriş kartı veriyorlar. Bu kart yaklaşık üç ay kadar geçerli oluyor. Meditasyonlara katılmanın ve kalmanın ise ayrı ücretleri var. Bu maliyet Pune ve Hindistan standartlarına göre yüksek denebilirse de, Türkiye kriterlerine eşdeğer bir bedele tekabül ediyor. (Tabii ki Hintli yerli halk için pahalı olduğundan, genelde konuklar yabancı uyruklu). Yemekler ekstra ödeniyor, içeride farklı konseptlerde birkaç kafe ve restoran mevcut. Tesiste sabahın erken saatlerinden, gece yarısına kadar meditasyon seansları gerçekleştiriliyor. Ayrıca, girerken içerideki tek tip elbise olan kırmızı kaftanı (red robe) alıp giymek zorundasınız. Bunu dışarıdan caddede bulunan dükkânlardan farklı kalitelerde de temin edebilirsiniz. Hindistan’a sırf Ashram’a girmek için gelen ve aylarca kaldıktan sonra Pune’yi bile gezmeden dönen pek çok insan var...

-“Shaniwarwada” ismi Marati dilinde Shaniwar (Cumartesi) ile Wada (ikamet kompleksi için kullanılan genel bir ifade) kelimelerinin birleşmesinden oluşmaktadır. Zira temelinin atılması ve açılışının yapılması Cumartesi gününe denk getirilmiştir. Shaniwar Wada (Kalesi) Hindistan’ın Maharashtra eyaletinde, Pune şehrinde yapılan, yedi katlı bir 18. yüzyıl kalesidir, 1746 yılında inşa edilmiştir. 1818 yılına kadar başarısının zirvesindeki Marati İmparatorluğunda Peshwa idarecilerinin merkezi haline gelmiştir. Üçüncü İngiliz-Marati savaşının ardından, kontrol İngilizlere geçti. Marati İmparatorluğunun çöküşünden sonra, bu saray 18. yüzyıl Hint politikasının merkezi oldu. Şehrin her yerinden rahatlıkla ulaşılabilen bir konuma sahiptir. Üstelik, elbette iyi ve sağlam zamanlarında, yedi katlı bu kale yapısın en üst terasından Alandi Tapınağının kule kısmının görülebildiği söylenir.

Dilli Darwaza (Delhi Kapısı), Mastani Darwaza (Mastani Kapısı), Knidki Darwaza (Pencere Kapısı), Ganesh Darwaza (Ganeş Kapısı) ve Jambhul veya Narayan Darwaza (Narayan Kapısı) şeklinde beş adet kapısı bulunmaktadır. Yerleşkenin içinde çeşitli saraylar var. Kompleksin içinde yer alan lotus şeklindeki fıskiye dikkat çekiyor. 1758 yılına kadar, kalede en azından bin kişi yaşıyormuş. 27 Şubat 1828 yılında çıkan gizemli ve talihsiz yangın yedi gün sürmüş ve maalesef ağır granit istihdam duvarları, tik ağacından yapılma güçlü ve dayanıklı kapılar, derin temeller ve bina yıkıntıları dışında yapının büyük bir kısmı (ünlü Aynalı Salonu dâhil olmak üzere) zarar görmüş ve yok olmuş.

-Parvati Tapınağı ve tepesi şehrin güney ucunda bulunuyor. Parvati esasen Lakshmi ve Saraswati ile birlikte Hinduizm’in en büyük üç Tanrıçasından birinin adıdır. Shiva’nın karısı ve Ganesh ile Kartikeya’nın ise annesidir. “Parvati” kelimesi Sanskritçe’de ‘dağ’ anlamına gelen ‘parvata’ sözcüğünden türemiştir. Himalayalar’ın da kişiselleştirilmesi sayılarak, “dağların tanrıçası” gibi bir anlama gelir. 108 adet geniş taş basamağı tırmandığınızda, harika bir Pune manzarasıyla karşılaşıyorsunuz. Ayrıca, 17. yüzyılda yapıldığına inanılan Shiva, Ganesh, Vishnu ve Kartikeya’ya adanan tapınaklar da tam burada. Devdeveshwar Tapınağı (Shiva ve Parvati), Kartiyeka Tapınağı, Vihsnu Tapınağı, Vitthal Tapınağı ve Rama Tapınağı şeklinde beş tane tapınağı bulunuyor. Parvati tapınağı geçmişte Peshwa idarecilerinin bir tür özel tapınağı olarak kullanılagelmiştir. İçinde antik tablolar ve eski yazıtların bulunduğu Parvati Peshwa Müzesini de ziyaret edebilirsiniz. Pune’de mükemmel şehir manzaralı günbatımını Pune’nin Vetal tepesinden sonra ikinci en yüksek noktası olan ve harika bir panoramik açıya sahip bulunan Parvati tepesinden izleyebilirsiniz...