Afyon'un Sultandağı ilçesinde iki grup arasında "yol verme" nedeniyle çıkan tartışma sonrasında yaşanan bıçaklı kavgada Antalya Akdeniz Üniversitesi öğrencisi Orhan Şahin (18) adlı kişinin yaşamını yitirmesi ile başlayan olaylar durulurken, ilçede gerginlik ise devam ediyor.

Yaşanan kavgadan sonra Kürtler linç edilmeye çalışılırken Kürtlerin yaşadığı Pazaraltı Mahallesi ise polis ablukasında tutuluyor. Kentte Kürtlerin yaşadığı gerginlik 6-7 Eylül 1955'te İstanbul'da yaşayan Rum ve diğer azınlıklara karşı alınan kin ve nefret dolu tavrı andırıyor.

Afyon'daki Kürtler, bakkala ekmek almaya dahi polis eşliğinde gidiyor.

EŞYALAR 'NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE' SLOGANLARIYLA YAKILIYOR İDDİASI

Öte yandan yaşanan kavgayı gören tanıklar ise Orhan Şahin ve yanındakilerin alkollü olduğunu, Şahin’in bıçakla yaşamını yitirmediğini belirtiyor. İlçede bulunan okullarda Kürt öğrencilerin eşyalarının ise “Ne mutlu Türküm diyene” sloganları ile yakıldığı iddia edildi.

Saldırıya uğrayan Kürtler, Valiliğin polisin bölgede uzun süre duramayacağını söylediğini belirtirken, Kaymakamlığın ise mal varlıklarına değer biçerek ilçeden ayrılmalarını istediğini söyledi.

"PİS KÜRTLER BURADAN DEFOLUN DİYE BAĞIRIYORLAR"

Linç girişiminin mağdur ve tanıkları yaşadıklarını Dicle Haber Ajansı’na (DİHA) anlattı. Olay meydana geldiğinde spor salonunda voleybol maçını izledikten sonra evine döndüğünü belirten İsa Kıran, “Arkamdan bir lastik sesi duydum. Arkama döndüm. Dönmeseydim araba çarpacaktı. Araba durunca ‘Yavaş az kalsın beni eziyordunuz’ dedim. 4 kişi üzerime çullandı. Ardından koşarak bir markete sığındım. Amcamları aradım. Onlar geldiğinde karşıdakilerin sayısı 100’ü buldu. Nasıl oldu anlamadık bu kadar kalabalık. Daha sonra hastanede kendimizi bulduk. O ölen kişi bıçak saldırısı sonrası ölmedi. Ortada bıçak saldırısı falan yok. Saldıran 4 kişilik grup alkollüydü. O kişi fenalık geçirmişti orada. Hastanenin önünde ‘Pis Kürtler buradan defolun’ diye bağırıyorlardı” dedi.

"POLİSLER EŞLİĞİNDE ERZAK ALIP GELİYORUZ"

Yaşanan olayların üzüntü verici olduğunu söyleyen Seyit Kıran ise, olayları tetikleyen bir grubun bulunduğunu kaydetti. Kıran durumu şöyle anlattı:

"Vatansever adı altında oluşan ülkücü bir grup bunları bilinçli olarak yapıyor. Olayların bu noktaya gelmesinin sorumlusu bu gruptur” dedi. Olayın Kürt-Türk çatışmasına dönüştüğüne dikkat çeken Kıran, “Evlerden çıkamıyoruz. Çocuklarımız okuluna gidemiyor. Burada bulunan bütün Kürt ailelerine yönelik bir saldırı var. Evimiz burada başka ne yapabiliriz bu kış vakti."

"KÜRT OLDUĞUMUZ İÇİN BU OLAYLARI YAŞIYORUZ"

Memduh Demir de yaşanan olaylardan dolayı dışarı çıkamadıklarını belirterek, her yere polislerle gidebildiklerini söyledi. Demir, “Evlerimizin etrafında polis noktaları var. Sürekli saldırmaya çalışıyorlar. Valilik ve Kaymakamlık olaylar sırasında ‘Onlar buradan gidecekler’ deyince saldıranlar durdu. Yaşanan olayların sorumlusu ‘vatansever’ denilen gruptur. Her gün 50 araç geliyor. Bu araçlar sadece ilçelerden gelmiyor. Afyon dışından araçlarla buraya geliyorlar. Burada kışkırtıcılık yapıyorlar. Çay ve Ataşehir ilçelerinden ancak erzaklarımızı alabiliyoruz. Buradan bize bir şey satanların camlarını kırıyorlar. Kürt olduğumuz için bu olayları yaşıyoruz” diye konuştu.

"VİCDAN DİYORUM"

Astım ve guatr hastası olan Devlet Kıran ise her hafta kontrole gitmesi gerektiğini ancak yaşanan olaylardan dolayı gidemediğini belirterek, “Eşim hiçbir şey yapmadan tutuklandı. Vicdan diyorum. İnşaatlarda çalışarak geçim sağlıyorduk. 7 nüfuslu aileyiz. Çocuklarımız okula gidemiyor. Bütün herkes evde oturuyor akşama kadar. Bu şekilde nereye kadar gidecek” diye seslendi. (anf)