Selam dostlar,

Geçtiğimiz günlerde 21 Mart Down Sendromu Farkındalık Günü'nü kutladık. Kısaca değinmek gerekirse bu özel günün, down sendromlu bireylerin toplumda farkındalığını artırmayı ve onların haklarına saygı gösterilmesini sağlamayı amaçladığını söyleyebiliriz.

Öyleyse, “Down sendromu nedir?” diye soracak olanlara kısaca şöyle izah edeyim:

Down sendromu, genetik bir bozukluk nedeniyle oluşan bir durumdur. Bu durum, bireylerin fiziksel özelliklerinde ve zihinsel kapasitelerinde farklılıklar yaratır. Ancak, bu farklılıklar onların yaşamlarını, hayallerini ve potansiyellerini kısıtlamaz. Tam tersine, down sendromlu bireyler, sevgi dolu, özel, yetenekli ve değerli bireylerdir.

1679576398412 kopyası

Bu farkındalık günü ise, down sendromlu bireylerin toplumda eşit haklara sahip olması, ayrımcılıkla karşılaşmaması ve kapsayıcı bir toplumda yaşaması konusunda kamuoyunu bilinçlendirmek için bir fırsattır. Bizler, toplum olarak down sendromlu bireylerin haklarını savunmalı, onların hayatlarına saygı göstermeli ve onları desteklemeliyiz.

Down sendromlu bireylerin eğitim, iş, sağlık gibi temel haklarına erişimi sağlamak için çalışmalı, onların toplumda tam ve etkin bir şekilde yer almalarını sağlamalıyız. Ayrıca, onların özel yeteneklerini keşfetmeli ve desteklemeli, toplumda farklılıkların zenginliğini kabul etmeliyiz.

Unutmayalım ki, down sendromlu bireyler tıpkı başka özel duruma sahip bireyler gibi toplumumuzun birer parçasıdır. Bu farkındalık günü vesilesiyle hatırlatmalıyım ki down sendromlu bireylerin haklarına saygı göstermeli, onları sevgiyle kucaklamalı ve kapsayıcı bir toplum için sadece bir gün değil her gün çalışmalıyız.

Lafı daha fazla uzatmadan bu özel gün dolayısıyla size geçtiğimiz gün düzenlenen çok özel bir etkinlikten bahsetmek istiyorum.

Uluslararası Sosyal Etki Derneği (SOSED), Down Sendromu Farkındalık Günü kapsamında 21 Mart Salı günü yüzden fazla down sendromlu birey ve ailenin katıldığı harika bir organizasyon düzenledi. Ben de bu etkinliğin organizasyonunda yer almış biri olarak yaşadığım duyguları ve anıları sizinle paylaşmanın bir farkındalık yaratmasını ümit ediyorum.

“Tıpkı Sizin Gibiyiz, +1 Farkla” sloganıyla saat 13.00’da başlayan ve 4 saat süren etkinlik, Şef Eyüp Köşkeroğlu’nun destekleri ve ev sahipliğinde gerçekleşti.

Etkinliğin başlamasının ardından down sendromlu çocuklar ve aileleri kapıda karşılanıp onlar için özel olarak hazırlanan restoranın loca bölümüne alındı. Katılımcılar lezzetli yemeklerin tadını çıkardıktan sonra kendilerine olmak istedikleri mesleklerle ilgili kostümler dağıtıldı ve mini stüdyoda fotoğraf çekme fırsatı buldular. Bu sayede down sendromlu bireylerin doğru eğitimle meslek hayatına katılabileceğinin mesajı verildi ve onların geleceklerine yönelik motivasyon ve umut aşılandı.

Etkinliğe katılan SOSED’in sanatçı gönüllüleriyle birlikte büyük tuvaller üzerinde resim çalışması yapıldı. Bu faaliyet, down sendromlu bireylerin hayal güçlerini kullanmalarına, sanat becerilerini geliştirmelerine ve birbirleriyle kaynaşmalarına şahane bir aracı oldu diyebilirim.

Etkinliğin sonlarına doğru hazırlanan saksılarda kendi aranjmanlarını oluşturarak çiçek ekimi gerçekleştiren down sendromlu bireyler, ailelerine hediyeler hazırladılar. Bu anlarda o çocukların ailelerinin gözlerinde gördüğümüz ve tanık olduğumuz duygular hepimizi derinden etkilendi…

Size hissettiklerimi yazıyla anlatamam, tarifi yok.

DSC_0007-1

Ancak şunu söyleyebilirim ki o gün bu faaliyetler sayesinde asıl bizler onlardan çok şey öğrendik ve bu özel insanlarla birlikte dolu dolu bir gün boyunca vakit geçirme ve onların gözünden hayata bakma fırsatı bulduk.

Günün sonunda fark ettim ki deneyimlediğim her bir an, tanıştığım her bir insan benim için çok değerliydi.

Etkinliğin amacı, down sendromlu bireylerin ve ailelerinin hayatlarını sanatla, toprakla ve eğlenceyle buluşturmak ve farkındalık yaratmaktı; benim açımdan etkinlik bu amaçları başarıyla yerine getirdi. Gün sonunda SOSED Yönetim Kurulu Başkanı Ece Türkan Aydoğdu Yarar ve Şef Eyüp Köşkeroğlu tarafından tüm sivil toplum örgütleri ve iş insanlarına dayanışma mesajı verilmekle kalınmadı, bundan sonraki süreçte de aynı hassasiyet ve kararlılıkla benzer etkinliklerin devam edeceğinin altı çizildi.

Umarım öyle olur ve bu yazıda size ne kadar çabalasam da tam anlamıyla anlatma imkânı bulamadığım duygularımı (zira yukarıda da belirttiğim gibi tarifi zor hisler yaşadık) sonraki etkinliklerde sizlerle birlikte yaşama fırsatımız olur diyerek yazımı burada bitiriyorum.

Son olarak şunu belirtmeliyim ki uzun bir aranın ardından siz sevgili Demokrat Haber okuyucularıyla bu yazıyla buluşmak da benim için ayrıca önemliydi. Bundan sonra sık sık birlikte olmak dileğiyle, kalın sağlıcakla…