Beşiktaş dergisinin Mayıs sayısında siyah beyazlı küçük taraftarlar Alpaslan Engür ve Eren Uğur Sevim’in sorularını yanıtlayan Slaven Biliç futbola başladığı 9 yaşından beri bu spora olan heyecanının hiç bitmediğini ifade etti. Hırvat teknik direktörün küçük taraftarların sorularına verdiği cevaplardan derlenen bölüm şu şekilde:

“BEŞİKTAŞ YÜCE BİR KİMLİK, BİR YAŞAM ŞEKLİ”

“Beşiktaş bir kulüpten çok fazla bir şeyi ifade ediyor. Bir yaşam şekli Beşiktaş, yüce bir kimliğe karşılık geliyor. Beşiktaş’ın bir parçası olmak, burada teknik direktörlük yapmak çok büyük bir sorumluluk ve çok büyük bir gurur. Taraftarlarımız kulübe çok bağlı. Dünyada eşi benzerine nadir rastlanan bir taraftar kitlemiz var ve onlarla gurur duyuyoruz.”

“FUTBOLA DAİR HEYECANIM 9 YAŞINDAN BARİ HİÇ SÖNMEDİ”

“Futbol, hayattaki en önemli aşkım. Elbette ki ailem, çocuklar; şu hayatta önemli çok şey var ama çocukluğumdan beri en büyük arzum futbol ile dolu bir hayattı. Futbola başladığım dokuz yaşımdan bu yana futbola dair heyecanımın hiç sönmediğime emin olabilirsiniz.”

“MAALESEF MÜZİKLE İLİŞKİM AZALDI”

“Ben avukat ve müzisyen değilim ki? Hukuk Fakültesi’ni bitirdim, okulda da iyiydim ama avukatlık derecem yok. Müziğin de hayatımda büyük etkisi var, özellikle futbolu bıraktıktan sonra iki-üç sene müzikle hakikaten de çok yakından ilgilendim. Ama antrenörlük yapmaya başladığımdan beridir maalesef müzikle ilişkim azalmaya başladı.”

“TEKNİK DİREKTÖR OLARAK DAHA DENGELİ OLMALIYIM”

“Aslına bakarsanız teknik direktörler de, futbolcular da taraftarlarla aynı duyguları paylaşırlar çoğu zamanda. Ancak bir teknik direktör olarak daha dengeli olmam gerektiğine inanıyorum. Kazanınca rehavete kapılmamam veya yenilince boyun eğmemem gerekir. Çünkü birkaç gün sonra yine bir maça çıkmak gerekecektir ve teknik direktörün oyunculara örnek olması lazım.” (Zete)