Öyle bir atmosfer var ki, psikolojik olarak hepimizi böldüler. Kime neden düşmanız düşünemiyoruz, ya öylesin ya böyle diye bir dayatma var ve hepimiz bu dayatmadan ötürü öyle ya da böyle hissediyoruz kendimizi. Küçücük yaşta bir Kürt öldürüldüğü zaman sevinecek kadar alçak olanlarımızdan tutun, zorla askere götürülmüş bir asker öldürüldüğü zaman sevinecek alçaklarımıza kadar her türlü psikolojik bölünmenin alametini görüyorum.

Bir gün bu satırları yazmak zorunda kalacağım da açıkçası hiç aklıma gelmezdi, hiç düşünmezdim. Ben sınırsız ve sınıfsız bir dünya hayali taşıyan anti-militarist ve anti-kapitalist bir kökenden gelen Anarşist birisiyim. Benim esas meselem, azıcık kalmış insanlığımızı da bir tarafa ait etmek suretiyle insanlıktan bölünmek. Sebep sonuç ilişkisi çok konuşuldu, bende fikrimi defalarca belirttim.

Defalarca Kürt çocuklarını zorla dağa çıkarıyorlar ikiyüzlülüğü karşısında, siz de geri kalan her halkın çocuğunu zorla silah altına alıyor ve dağa çıkarıyorsunuz dedim. Bugün genel çevremde izlendiğim edinim artık toplum içinde ciddi kampların olduğu ve bu kampların iki tarafında ölüleri üzerinden bir futbol maçının skoruymuşçasına ölü seviniciliği yapması. Toplumun bu iki kampı kendi ölülerine üzülmekten daha çok karşı tarafın ölülerine sevinir hale gelmiş durumda. Gördüğüm kadarıyla da ne yazık ki artık bu savaşı yaşayanların durdurması çok zor, bu savaşı ölenler bitirecek...

Bu savaş bitince, çıkıp konuşacak bir sürü insan. Bir sürü insanın bu savaş bir çözüm masası umuduyla ara verdiği zaman çıkıp konuştuğu gibi, konuştuğu gibi sokaklarda esnafların kardeşliği vesayire. Fakat ne anlamı var, zaten durmuş bir savaşı konuşmanın? Esas olan savaş zamanı barışı bağırmak değil mi? Durmuş savaşı övmek kolay, yaşanan savaşa direnmek önemli. İşte şimdi biz, tam şuan konuşmak zorundayız! Ölen bizim abimiz, evladımız.. Ağlayan bizin annemiz, kardeşimiz, babamız. Türk'te bizim, Kürt'te! Bu savaşı elbette birileri kazanıyor, birileri bu savaşın arkasından çok sular yürütüyorlar, bu savaşı kaybeden yalnızca biziz, biz; halklar! Türkler, Kürtler, Çerkesler, Araplar..

Şuanda ölen onlarca genç, ki kimi asker, kimi polis kimi de gerilla.. çocuğu ölmesin diye dua etmekten dili kanayan her halktan ana, baba.. şuan henüz yaşayanların hatırına, bölündüğümüz yerden tekrar birleşmek, birlikte ve kardeşçe yaşamak için aynı anda bağırmak zorundayız barışı.

Emin olun, barış bizim; halkların iki dudağı arasında.