Başbakan Binali Yıldırım dış politikada atılan adımlara ilişkin, “Rusya’dan İsrail’e, Mısır’dan Suriye’ye, AB ülkelerinden ABD’ye herkesle barışçıl, dostane ilişkilerimizi geliştirme azmindeyiz. Özellikle Suriye’deki durum sürdürülebilir değil ama bunun değişmesi mümkündür. Herkes sorumluluk almak zorundadır” ifadelerini kullandı.

Yıldırım, sabah 9.10'da Çankaya Köşkü'nde başlayan Bakanlar Kurulu toplantısının ardından ekonomi paketine ilişkin açıklama yapıyor.

Başbakan Yıldırım'ın açıklamalarından satırbaşları şöyle:

"Bayram öncesi müjdeli haberlerimize geçelim. Öyle inanıyorum ki bugünkü müjdeli haberlerimiz ne ilk ne de son olacak. Bundan sonra da milletimizin vatandaşımızın hayatını kolaylaştıracak bu ve buna benzer kararları aldıkça paylaşmaya devam edeceğiz.

Son zamanlarda Akdeniz ve Karadeniz’e kıyısı olan komşularımızla ilişkilerin normalleştirilmenin somut sonuçlarını görmeye başladık. Rusya’yla eski günlerimize dönüyoruz. İsrail’le mutabakatla başladık, bu sürecin ilk semeresine de dün Gazze’de şahit olduk.

GAZZE’YE YARDIM

11 bin tonluk yardım gemisi Gazze’ye insani yardımları Mersin’den götürdü ve oradan, Aşdod Limanı’ndan çok zor şartlarda yaşayan 1,5 milyonu aşkın Filistinli kardeşlerimize insani destek olarak Türkiye verdiği sözü yerine getirmiş oluyor.

Bir diğer ayak turizm. Turizme bu sene krizle başladık.  İki mutabakatla birlikte önce Rus tarafı bir rahatlama sağladı. Bayramla, Allah’a şükür doluluk oranı yüzde 90’lara çıktı. Bunun kalıcı hale gelmesi için tedbirlere devam ediyoruz. 2017’ye kadar tedbirleri tamamlayacağız.

Gerek kruvazer turizmde, tarih turizminde, kültür turizminde, 2017’de daha güzel bir sene geçireceğimizi söyleyebiliriz. Tarım sektöründen, ulaşım sektörüne ciddi bir normalleşme süreci hareketlenmeyi de beraberinde getirdi. AB’ye tam üyelik hedeflerimizde de yeni bir döneme girdik. Fasıllar yeniden açılmaya başlandı. Türkiye’nin itibarını yükseltmek için çevremizdeki dostluk halkasını genişletiyor.

RUSYA VE İSRAİL İLE İLİŞKİLER

Rusya’dan İsrail’e, Mısır’dan Suriye’ye, AB ülkelerinden ABD’ye herkesle barışçıl, dostane ilişkilerimizi geliştirme azmindeyiz. Özellikle Suriye’deki durum sürdürülebilir değil ama bunun değişmesi mümkündür. Herkes sorumluluk almak zorundadır. Kalıcı barış için görüşmeler devam ediyor. Tek sınırımız var, adil, eşit iki taraflı bir devletin oluşması. En büyük müjde barış, güven ve huzurdur.

Toplumu oluşturan bütün paydaşlara dokunan önemli bir ekonomik tedbir. Tedbir deyince kemer sıkma değil, insanların üstüne daha fazla vergi değil, daha fazla yatırım, daha fazla üretim, ticareti öngören tedbirlerden bahsediyoruz. Tasarrufu da ihmal etmeyeceğiz, kamuda başlatacağız, vatandaş da örnek alacak.

Yatırımcı şirketlerde damga vergisinde ve resmi harçta reform niteliğinde düzenleme yapacağız. Bir nüshadan verdi mi bitecek, işe başlamadan bir sürü ilave yükler geliyor. Başka ne var, devam ediyoruz. Harca bağlı kâğıtlar var, her bir nüshası.

Bireysel emeklilik sistemine dâhil olanlara damga vergisi muafiyeti getiriyoruz. Akıl terinin fazla olduğu işlerle uğraşanların tedarikçileri arasındaki sözleşmelere de damga vergisi istisnası getiriyoruz. Teknolojik yatırım yapacaksınız, sözleşme yaptınız, buna da damga vergisi yok.

İşadamlarının yurt dışı fuar katılımlarıyla ilgili sözleşmelere damga vergisini kaldırıyoruz. Uluslararası firmalar, dünya devi bir firma var, Türkiye’yi bölgesel üs yapmaya karar verdi. Bunu verince Türkiye’den 70 ülkeyi buradan yönetmeye karar verdi. Buna kurumlar vergisi muafiyeti getiriyoruz. Burada insan çalıştıracak, ekonomiye katkı sağlayacak, bilgi birikimi olacak ve Türkiye bu anlamda diğer ülkelere göre fark oluşturacak.

Tarım, yatırım teşvik belgesi kapsamındaki binalardan ve arazilerden emlak vergisi alınmayacak. Terör mağduru vatandaşlarımızın kayıpları gideriliyor. Rahatlayıncaya kadar süre veriyoruz.

İkinci madde... Vatandaşlarımızın veya yurt dışındaki herhangi bir işadamının varlığı var, Türkiye’de değerlendirmek istiyor. Bunu getirdi diye, anan kim, nereden aldın, nereden geldin yok. Bir istisna var. Kara para olmayacak, terör kaynaklı bir para olmayacak.

Bir seçenek de dışarıda yaptığı işten dolayı bir borcu varsa, o borcunu da öderse bu da aynı şey olacak, buraya getirmiş gibi bir işlem olacak.

Bağkurlular, esnaf var, muhtar var, çiftçi var. Bütün Bağkur’a dâhil olan işverenler primlerini sigortalılar öderken ne yapıyor? Zamanında öderse 5 puan düşük ödüyor, bu hakkı Bağkurlulara da tanıyoruz ama diyoruz ki bu imkândan faydalanırken zamanında ödemezseniz, ortadan kalktığı gibi takibat da olur. Farkı ortadan kaldırmış oluyoruz.

Devrim niteliğinde bir şey. Yıllardan beri taşımacılık sektörümüzün beklediği bir tedbir. Taksiciler hep soruyor. Aracımızı yenileyeceğiz diyor. Aracını yenileyebilirsin ÖTV olmadan yenileyeceksin. Otobüs var, dolmuş var, minibüs var, halk otobüsü var. Bunlar yenilendiği zaman ÖTV’siz ödeyecek hem de az para ödeyecek.

Ayrıca, sadece yük taşıma amacıyla kullanılan kamyon ve kamyonetler için de geçerli. Hem sektör canlanacak, hem de araç eskidikçe maliyetler artıyor, tamir parası artıyor, bundan kurtulacak vatandaş. Hem de cillop gibi yeni araç alacak.

Beş, memleketimizin güvenliği için terörle mücadelede şehit olan kardeşlerimizin yakınlarından bir tanesine araç alacağı zaman ÖTV alınmayacak. Şehitlerimizin geride bıraktığı yakınlarına ne yapsak borcumuzu ödeyemeyiz.

Şimdi birçok haklar verildi, detaya girmeyeceğim. Ayrıca şehit yakınlarına devlette iş verme yılda 2 kez oluyordu, bunu kaldırdık. Bu haktan hemen, gecikmeden faydalanacak. Hatta daha başka güzel şeyler var, şimdi girmek istemiyorum, ileride temas edeceğiz.

Gelelim işadamlarının paraya erişimine. Diyelim ki sıkıntı var, teminatlar yüksek, faizi düşürüyoruz, politika faizi düştü. Kredi alacağı zaman yüzde 7 değil de iki katı buluyor. Bunu kolaylaştırıyoruz. Kredi kullanımında menkulleri de teminat gösterebilecek.

İş yapacaktım, gençken, kredi talebinde bulundum. Banka müdürü dedi ki, “Evladım, babam bana dedi ki, altından su ve hava geçen şeylere teminat verme” dedi. Vermiyorum dedi. Gemi batar, uçak düşer, araba kaza yapar. Bu anlayışı sona erdiriyoruz. Elinde ne varsa, gösterebilecek. Tezgahın var, motosikletin var.

Teminat işi biraz hafiflemiş oluyor. Merkez Bankası da gerekli çalışmaları yapıyor, krediyi kullanma maliyetinin de düştüğünü göreceğiz. Allah’a şükür işler iyi gidiyor, enflasyon düşme eğiliminde. Bütçemiz tıkır tıkır, hiçbir sıkıntı yok.

Daha da iyi olacak. Esnaf zanaatkarlarımızın, 110 bine yakın, geçmişe yönelik gecikme faizi var. Gecikme faizini TESKOMB ve bakanlık bir araya geldi, yaklaşık 400 trilyonluk gecikme faizini karşılıyor. Geri kalan ödenecek para taksitlendiriliyor, yeniden yapılandırılıyor. Esnafımız borcunun ana borcunu ödeyecek, taksitlendirebilecek. Bunu iki kere söyledim, çift dikiş oldu.

Dış ticaret erbabımız artık kapı kapı dolaşmayacak. 15 bakanlık soruyor, anan kim, baban kim, nereden geliyorsun, nereye gidiyorsun. Adam yoruluyor. Tek pencere sistemiyle geçiş yapacak, bütün bakanlıkların elindeki yetkiyi Gümrük Ticaret Bakanlığı’na devrediyor, onlar tek elden yönetiyor. Zamandan, bürokrasiden, maliyetten tasarruf.

 Kanayan bir yara çek. Ekonomi iyi olunca sorun küçülüyor, biraz zora girdiğinde büyüyor. Ödenmeyen çeklerin yaptırımı yetersiz kaldığı için mağduriyetler oluşuyor. Nedir, o çeke bağlı olarak bir sürü hesap kitap yapıp piyasadan mal alan vatandaşlar yükümlülüğünü yerine getiremiyor, zincirleme olarak herkes etkileniyor. İki şey, bir, karşılıksız çek işlemine para cezası geliyor. İki, tekrar etti, hürriyeti kısıtlayıcı ceza geliyor.

 İkinci şey, çeki ben aldım. Bu çek arkasında bir kutu var, karekod diyorlar, ona telefon tutacağım, bakacağım bu çek sağlam mı, değil mi, onun bütün şeceresini göreceğiz. Vatandaş kare kodlu çek deyince anlamaz. Çekin güvenilirliğini alınmadan öğrenme imkanı geliyor.