TBMM Susurluk Araştırma Komisyonu Üyesi Fikri Sağlar, Anadolu Bankası'nın dolandırılmasıyla ilgili kurulan Horzum Araştırma Komisyonu'nun, Turgut Özal'ın suikastına kadar ulaştığını söyledi. Kemal Horzum'un Kartal Demirağ'a para gönderdiğinin tespit edildiğini dile getiren Sağlar, Demirağ'ın nerelerde eğitim aldığını o zaman gayet iyi gördüklerini ifade etti. Sağlar, Özal'ın ölümünden daha ziyade suikastın araştırılması gerektiğini vurguladı.

1998 yılında Turgut Özal ile Eşref Bitlis'in öldürülmeleriyle ilgili Meclis Araştırma Önergesi verdiğini hatırlatan Sağlar, bunların hepsinde kuşkular olduğunu ifade etti. Özal'ın ölmesinden daha önemli olanın öldürülme teşebbüsü olduğuna dikkat çeken Sağlar, şunları söyledi: "Asıl araştırılması gereken bir kontrgerilla, bir ülkenin başbakanına suikast düzenliyor. Özal'ın bu suikastı başlı başına araştırılması gerekendir; ölümünün sorgulanmasından daha önce. Ama nedense ölümü üzerinde daha çok duruluyor. Adli Tıp Kurumu'nun verdiği raporla insanların kafası daha çok karışıyor. Kimilerine göre böyle bir şey yoktur deniyor, kimilerine göre saklanıyor deniyor; aile böyle iddia ediyor. Ama ölümünden daha ziyade suikastının araştırılması gerektiğine inanıyorum. Bu suikastın araştırılmasıyla ilgili, Bülent Şemiler ve Kemal Horzum Araştırma Komisyonu sırasında, bu çalışmayı iki yıl boyunca yaptım. Ulaştığımız yer çok ciddi yerdir. Kartal Demirağ'ın nerelerde eğitim aldıklarını o zaman gayet iyi görmüştük. Asıl üzerine gidilmesi gereken mesele odur. Anadolu Bankası'nın dolandırılması dolayısıyla komisyon kuruldu. Fakat buradan Turgut Özal'ın suikastına kadar ulaşıldı. Çünkü Kemal Horzum'un, Kartal Demirağ'a para gönderdiği tespit edildi. Özal'ın oluşturduğu araştırma komisyonu; devlette, Başbakanlık’ta oluşturulan bir komisyon tarafından tespit edildi. Dolayısıyla komisyon o tarafa doğru çalışmalarını sürdürdü."

ÖZAL SUİKASTI

1988 yılında dönemin Türkiye Cumhuriyeti başbakanı olan Turgut Özal'a yönelik düzenlenen ve Özal'ın yaralı olarak kurtulduğu suikast.

Olay 18 Haziran 1988 günü Anavatan Partisi'nin olağan genel kongresi yapıldığı sırada gerçekleşti. Özal konuşma yapmak için kürsüye çıktıktan kısa bir süre sonra saat 12:18'de Kartal Demirağ adlı bir saldırgan tarafından iki kez ateş edildi ve kurşun Özal'ın önünde bulunan mikrofonun ayağında sekip sağ el başparmağını yaraladı.

Suikastçı Kartal Demirağ Özal'a ateş ettikten sonra kaçmaya çalıştı ancak başbakanın korumalarından birinin açtığı ateşle yaralanması sonucu yakalandı. Önce idama mahkûm edilen Demirağ'ın cezası 27 Ocak 1989'da 20 yıl hapis cezasına çevrildi. Demirağ, 4 yıl hapis yattıktan sonra Turgut Özal tarafından 1992 yılında affedildi.

İDDİALAR

Anavatan Partisi milletvekillerinden emekli askeri savcı Faik Tarımcıoğlu suikast sırasında salonda makineli tüfekli bir kişinin daha olduğunu ve o esnada yaşanan kargaşadan yararlanıp kaçmayı başardığını fark etmiştir. Sonradan Kartal Demirağ'ın suikastta kullandığı silahın yalnızca iki kez ateş edilebilen bir silah olduğu, şarjöründeki yayda bulunan bir mekanizmanın silahın üçüncü kez ateş etmesini önlediği de tespit edilmiştir. Bu durum makineli tüfekli kişinin suikast sonrasında Kartal Demirağ'ı konuşmaması için öldürmeyi planladığı ve Demirağ'a kendisini korumasına fırsat vermemek için bu silahın verildiği şeklinde yorumlanmıştır. Ayrıca kardeşi Korkut Özal'a göre Özal'ın kendisine yönelik suikast girişimini soruşturmuş ve arkasındaki gücün ne olduğu konusunda bir noktaya kadar gelmiştir. Ancak gerçeği anlayınca "Madem öyleyse, kalsın..." diyerek suikastın üzerine daha fazla gidememiştir. Korkut Özal kardeşinin kendisine olayın arkasındaki örgütün ne olduğunu söylediği ancak verdiği bu sırrı ağabeyinin müsaade etmediği için açıklayamayacağını söylemektedir.

Özal Suikastının soruşturulmasına dönemin Millî Güvenlik Kurulu genel Sekreteri Sabri Yirmibeşoğlu'nun engel olduğu yönünde iddialar da vardır.

Özal, Emlakbank'ı dolandırmakla suçlanan Afyonlu işadamı Kemal Horzum'dan kuşkulanmıştır. Banka bünyesinde Horzum'u soruşturan komisyona, suikast işiyle de ilgilenmelerini istemiş. Komisyon üyeleri suikastçı Kartal Demirağ'ın ve Horzum'un memleketi olan Afyon'a gitmiştir. Orada ne bulduklarını komisyon üyelerinden Uğur Tönük, daha sonra TBMM'de kurulan Horzum Araştırma Komisyonu'na şu sözlerle anlatmıştır: "Afyon Dazkırı'da 1974-77 seneleri arasında Ege'de meydana gelen sol hareketleri önlemek için bir kontrgerilla teşkilatı kurulduğunu, Kartal Demirağ'ın da bu teşkilatın yetişmiş bir elemanı olduğunu tespit ettik."

Komisyon soruşturmayı derinleştirdi ve Özal'ı vuran silahı suikastçı Demirağ'a Kongre salonunda polislerin verdiği yönünde duyumlar aldı. Afyon'daki teşkilatın üzerine gidilmesine karar verildi. Komisyon üyesi Uğur Tönük'ün sözlerine göre kendisi bu sıralarda, Ortaköy'de bir villaya davet edildi. MİT görevlisi olduklarını düşündüğü üç görevli kendisine "Bu tahkikatı kesin" dedi ve Sabri Yirmibeşoğlu'nun adını vererek "Paşa kararınızı bekliyor" dediler. Bir süre sonra Tönük soruşturmadan çekildi. Uğur Tönük bu olayı o dönem yalnızca Turgut Özal ile paylaştığını söylemiştir. Yirmibeşoğlu bir yıl sonra Cumhurbaşkanı Özal tarafından emekliye sevk edildi.