CHP, seçim güvenliği konusunda HDP'yi ziyaret etti. HDP ve CHP heyetleri yaklaşık yarım saat süren görüşmenin ardından kameraların karşısına geçti.

CHP adına Grup Başkanvekili Özgür Özel, HDP adına ise Parti Sözcüsü Ayhan Bilgen görüşmeye dair bilgi verdi.

Özgür Özel'in açıklamasından satırbaşları şöyle:

Kamuoyunda ittifak yasası olarak bilinen, hangi partinin ittifak kuracağı yönüyle tartışılan ama bir yönüyle de seçim güvenliğini, adil bir seçimi ortadan kaldıran ve seçimlerin öncesinde, sonrasında pek çok adaletsizlik, haksızlık ve iktidar partisi lehine bir takım düzenlemeleri içeren AKP ve MHP’nin ortak teklifi üzerine siyasi partilere yaptığımız ziyaretlerimizi HDP ile sürdürdük. Biraz önce grup başkanvekilimiz, parti sözcümüz ve HDP’nin değerli yöneticilerinin bizi kabul ettikleri toplantıda görüş alışverişinde bulunduk.

Biz CHP olarak paketle ilgili endişelerimizi 5 başlıkta özetledik. İlki mülki idare amirlerinin yetkilerini genişleten ve uygulamaya dair belirsizlik yaratan düzenlemeler. İkincisi oy verme günü oy pusulalarına müdahaleyi mümkün kılan düzenlemeler, üçüncüsü oy verme işleminde yapılan hatalar sonucunda ortaya çıkan durumu cezasız kılan ve bu oyları yeterli kılan düzenlemeler, dördüncüsü sandık kurulu ve sandık alanına ilişkin düzenlemeler. Sandıkların güven içinde kişilerin özgürce oy kullanmalarını engelleyecek düzenlemeler ve yurttaşların özgür iradeleriyle kullanacakları oyun adil bir şekilde sayım ve dökümünün engelleyecek düzenlemeler var.

OHAL ŞARTLARINDA SEÇİME GİDİLMEZ

Bu 5 ana başlık üzerinde yaptığımız çalışmaları HDP’nin değerli heyetine de anlattık. Tabi Meclis’te grubu bulunan, konu üzerine son derece hakim bir siyasi partiyle birlikteydik. Bütün kaygılarımız, tespitlerimiz ortak. Ama burada da ortaklaştığımız birinci husus OHAL şartlarında seçime gidilemeyeceği. Zaten OHAL’in 18 aya kadar uzatılması, OHAL’in olağan bir yönetim biçimi gibi sürdürülmesi, Meclis yerine cumhurbaşkanı başkanlığında toplanan bakanlar kurulunun yasamaya denk faaliyette bulunması son derece sorunlu.

Seçimin sadece o günü değil, öncesi, sırası sonrasındaki her şeyin adil her türlü baskıdan uzak, demokratik ve şeffaf olması gerekiyor. Bunun için en önemli şart da bir an önce OHAL’in kaldırılması. Seçimle ilgili getirilen tüm bu adaletsizliklere itiraz ediyoruz. Ayrıca KHK ile getirilen propaganda eşitsizliği düzenlemesinin de bir an önce kaldırılması lazım. TV ve gazetelere eşit davranılmadığı durumda YSK’nin denetim görevi vardı. Bunu KHK ile kaldırdılar. Referandumdaki sonuç ortada. TV’lerde 46 dakika söz alan evet’e karşı 11 dakika hayır savunuldu. İktidar partisinin 30 saatine karşı CHP’nin 6 saat HDP’nin 1 saatin de altında süre aldığı büyük bir eşitsizlik üretilmişti.

TEMASLARIMIZ BUNDAN SONRA DA OLACAK

Bir seçimde kullanılan oy halkın özgür iradesi ile kullanılan oysa, atılırken kimin ne yaptığı değil öncesinde ve sayım sırasında ne yapıldığı ile son derece ilgilidir. Bundan sonra da temaslarımız seçim güvenliğine yönelik sürecek.

AKP’nin getirdiği bu haksız uygulamalara itiraz ediyoruz. Komisyonda, genel kurulda itiraz edeceğiz. Yasalaşsa da önümüzdeki 1 yıl içinde yapılacak uyum yasaları sırasında itirazlarımızı dile getireceğiz. Ama bu adaletsiz seçime karşı iktidarın karşısında tüm siyasi partilerle birlikte çalışmalar yaparak, organize olarak seçim güvenliğinin sağlanması, oyların çaldırılmaması için kararlığımız var. Önümüzdeki seçimler tarihi nitelikte. Dünyadaki bütün diktatörlerin beslendiği bir şey var: umutsuzluk ve korku iklimi. Böyle bir umutsuzluğa izin vermeyeceğimizi yapılacak seçimlerde Türkiye tarihinin en yüksek katılım oranını hedeflediğimizi vatandaşın ülkeye sahip çıkmaya, bizim de onların verdiği oyu korumaya inançlı olduğumuzun altını çizmek istiyoruz.

Kimse bu düzenlemeler yapılıyor, zaten sandık güvenli değil demesin. Bu bizi daha çok kamçılıyor. Sanıklara sonuna kadar sahip çıkmak konusunda tüm siyasi partilerle bir arada çalışarak sandık güvenliğini sağlama noktasındaki kararlılığı da ifade etmek istiyorum.

HDP’ye de bugünkü toplantıya kabul ettikleri, gösterdikleri nezaket ve dayanışma için teşekkür etmek istiyorum.

SEÇİM GÜVENLİĞİNDEN ÖNCE SEÇİLMİŞLERİN İRADESİNE SAYGI

Ayhan Bilgen'in konuşmasından satırbaşları şöyle:

CHP heyetine ziyaretlerinden dolayı teşekkür ediyoruz. Böyle bir dönemde seçim güvenliğini önemsemek seçmen iradesine saygının gereğidir. Muhalefetin de ortak hareket etmesi son derece değerlidir. Teşekkür ediyoruz.

Bu ülkede birlikte yaşayacaksak yaşadığımız ülkenin sorunlarını birlikte konuşma cesaretini göstermemiz gerekiyor. Türkiye’de siyasete olan güvensizliğin en önemli nedenlerinden biri kamplaşma ve gerilim siyasetinden medet ummaktır. Bunu boşa çıkaracak her türlü çaba değerlidir.

Paketin içeriği ile ilgili hemen hemen aynı kaygıları taşıyoruz. Ama şunun altını çizmek istiyorum. Bu 26 madde seçim güvenliği ile ilgili değildir. Seçim güvenliği ile ilgili olsaydı seçilmişlerin iradesine yönelik bir saygı olurdu. 100 civarında belediye başkanı görevden alındı, kayyum atandı ve bundan medet uman bir iktidar pratiği sergilendi.

Milletvekillerimizin önce dokunulmazlıkları kaldırıldı sonra vekillikler düşürüldü. Dolayısıyla seçim güvenliğinden söz etmek için önce seçilmişlerin iradesine saygı duymak, onu önemsemek gerekiyor. AKP’nin bu politikasına karşı duyarlılık gelişmesi de bizim için önemli.

Her şeye rağmen galiba bu pakette yazılmayan bir 27. madde var. AKP sözcüklerinin çokça dillendirildiği AKP- MHP koalisyonuna katılmayanların düşmanlaştırılmasıdır. Bu da seçimi yarış olmaktan çıkarıp sadece ülkede gerilimi artırır. Bu nedenle özellikle toplumsal muhalefetin siyasete etkin katılımının, seçmenin kendi iradesine sahip çıkmasının ülkeye sahip çıkmak anlamına geldiğini ifade ediyoruz.