Attığı Tweet’lerle Gezi Parkı projesini eleştiren ve parkı korumak için örgütlenen eylemlerin meşru olduğunu söyleyen bir önceki Turizm ve Kültür Bakanı Ertuğrul Günay, Radikal'den Koray Çalışkan'a konuştu.

'ORADA 80 YILLIK AĞAÇLAR VAR'

Çalışkan'ın “Gezi Parkı’nı yıkmak, ağaç kesmek nasıl yükseltecek hayat kalitesini?” sorusunu, “Eskiden yeşil olan alanlar, şu anda betonlaşmış. Ortada sadece bu kışlanın yıkılmasından kalan bir yeşillik var ve insanlar istiyorlar ki artık bu yeşillik yok olmasın, çünkü her taraf beton oldu. Taksim’de böyle bir yeşilliğe çok ihtiyacımız var, orada 80 yıllık ağaçlar var,” diye cevapladı.

Bakanlığı sırasında verilen Koruma Kurulu kararı da sorulan Günay, “Koruma Kurulu orada eskiden Topu Kışlası diye bir bina vardı dedi, binanın varlığını tescil etti, bina yapılsın demedi” dedi.

'BIRAKSANIZ SULTANAHMET'E DE AVM YAPARLAR'

Günay, "Başbakanı neden ikna edemediniz?" sorusunu ise şöyle yanıtladı:

“İstanbul’da özellikle bu imar sorunlarında, betonlaşma, yüksek yapılaşma konularında İstanbul Belediyesi ile de, zaman zaman Sayın Başbakan ile de ihtilafım oldu. Arkadaşlarıma ‘bu İstanbul’un imar lobisi, daha doğrusu rant lobisi bizim hesabımızı görecek’ dedim. Sonuçta da öyle oldu...

Rant lobisi konusunda itirazlarımı ve kaygılarımı Başbakan dahil herkesle paylaştım. Bıraksanız Sultanahmet'e dahi AVM yapar bunlar.

İstanbul’da 1 metrekare çok değerli... Ama onlar, göklere kadar yükselen ne kadar şirk kulesi, ‘şirk kuleleri diyorum ben bunlara’, dikerlerse o kadar gelir elde edecekler. Ve kapitalizm çağındayız. Bunu bir kez daha çok çarpıcı bir şekilde hatırlamak gerekiyor.”

'BAKANLIKTAN AYRILMA NEDENLERİMDEN BİRİ GEZİ PARKI'

Çalışkan'ın haberine göre, Günay’a göre bakanlıktan ayrılmasına neden olan gelişmelerden biri de Gezi Parkı. İstanbul’un rantına göz diken rant lobisi uzun süredir kendisiyle uğraşıyormuş.

Çalışkan, Günay'ın devamla şunları aktardığını belirtiyor:

" Sayın Erdoğan çok başarılı bir siyaset adamı ama dost odur ki ‘başka türlü düşünsek ya da başka türlü yapsak’ diyebilme cesaretini gösterir. Öyle bir eksiğimiz olduğunu düşünüyorum. Erdoğan gibi güçlü bir insanın çevresinde doğruyu söyleyen insanlara ihtiyaç var. Liderlerin etrafını öyle insanlar sarıyor ki dışarıyı görmüyorsunuz. Ve tabi oradan her yaptığım doğru anlayışına varıyorsunuz”

'GEZİ PARKI'NA DAİR HALKIN TALEBİ ÇOK İNSANİ'

Günay, 'Eylemciler haklı mı?' sorusunu ise şu sözlerle cevaplıyor:

“Şu Meclis’in bahçesi kadar büyük bir park Ankara’nın içerisinde yok. İstanbul’u konuştuğumuzda ben Sofya’yı örnek gösteriyorum. Sofya İstanbul’a bir saat mesafede. Sofya’nın içinde bırakın Gezi Parkı gibi minicik bir yeri, Beyoğlu kadar yeşil alan var. Gezi Parkı’na dair halkın talebi çok insani. Gezi Parkı’nda yeni bir bina yapılmasını doğru değil.”

“Peki İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş o parkı yok edip, neden kışla yapmak istiyor?” sorusuna ise “İstanbul’un değil, Türkiye’nin ve dünyanın en değerli arsalarından birisi orası. İnanılmaz rantı var. Özet. Anladınız siz.” diye cevap veriyor.

'POLİSİN MÜDAHALESİNİN CUMAYA DENK GELMESİ TESADÜFİ DEĞİL'

Günay’a göre polisin İstanbul’daki göstericilere aşırı müdahalesinin Cuma’ya denk gelmesi de tesadüfi değil:

“Cuma günü orada namaz kılınacaktı ve bu eylemlerin İstanbul’da sadece AK Parti karşıtlarının işi olmadığını, İstanbul halkının, AK Parti’ye oy vermiş bir çok insanın da ortak eylemi olduğu ortaya çıkacaktı. Bundan sonra o parka müdahale etmek çok zor hale gelecekti. O engellendi. Bu çok kasıtlı bir davranıştır. Bir Cuma birlikteliğini engelliyorsunuz. Ne için? Oraya yapacağınız rant merkezini korumak için. Bu kabul edilmez bir şeydir. Orada bambaşka bir eylem var. Türkiye insanına çok tanıdık bir başka dayanışma sergilenecekti ve parka müthiş bir dokunulmazlık kazandıracaktı. Bunu aynen bizim anladığımız gibi başkaları da anladı. Aslında bu ihtimale müdahale ettiler.”

'UMUYORUM Kİ BAŞBAKAN DA HİÇBİR BİNANIN BİR İNSANDANIN CANINA DEĞMEYECEĞİNİ VİDANINDA HİSSEDECEKTİR'

Günay son olarak şunları belirtiyor:

“Mahkeme kararı var bir kere, onu bekleyeceğiz. Hukuki prosedür budur. Şu anda ondan fazlası söylenemez. Gerçi sayın Başbakan ‘mahkeme kararına rağmen de yapacağız’ dedi. Ama Sayın Arınç, ‘biz hukuk devletiyiz ve bu kararın sonucunu bekleyeceğiz’ dedi. Doğrusu budur. Proje değiştirilir mi bundan sonra? Sayın Cumhurbaşkanı bunun da olabileceğine işaret etti. Umuyorum ki Sayın Başbakan da bu gelişmeleri gördükten sonra hiçbir binanın, bir insanın ölümüne, birkaç kişinin gözünü yitirmesine değmeyeceğini vicdanında hissedecektir ve bu projeyi değiştirme ihtiyacını o da kabul edecektir. Çünkü akıl da izan da iman da bunu gerektiriyor. Bir insanın canına, bir gencin gözüne dünyanın bütün binaları feda olsun!”