AKP Erzurum 1. sıra milletvekili adayı ve eski Sağlık Bakanı Recep Akdağ, HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ için, "Sen sırtımı PKK'ya dayadım diyorsan gün gelir PKK'ya sıkılan kurşunla sen de sırt üstü devrilirsin" ifadelerini kullandı. HDP Genel Merkezi’nden yapılan açıklamada Akdağ’a sert tepki gösterildi. Açıklamada, “Akdağ’ın tehditlerinden korkmuyor, AKP’nin saldırılarına boyun eğmiyoruz” denildi.

AKP milletvekili adayı Recep Akdağ, HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ’ın 7 Haziran öncesi “Biz sırtımızı YPJ’ye, YPG’ye ve PYD’ye yaslıyoruz bunu söylemekte ve savunmakta hiçbir sakınca görmüyoruz” sözlerine ilişkin olarak, “Hiçbir Kürt vatandaşın önünde bir engel yok Kürtçenin önünde de bir engel yok. Ama sen sırtımı PKK’ya dayadım diyorsan gün gelir PKK’ya sıkılan kurşunla sen de sırt üstü devrilirsin” dedi.

'AKDAĞ'IN TEHDİTLERİNDEN KORKMUYORUZ'

HDP Genel Merkezi’nden yapılan açıklamada, Recep Akdağ’ın sözlerine tepki gösterildi. Açıklamada “Recep Akdağ’ın dün yaptığı açıklamayı tetikçilere verilmiş bir mesaj ve organize bir suç işleme girişimi olarak algılıyor, başta Eş Genel Başkanımız ve HDP’li kadınlara yönelik gelişebilecek her türlü saldırıdan Recep Akdağ ve AKP’nin sorumlu olduğunu kamuoyuna duyuruyoruz” ifadeleri kullanıldı.

HDP Genel Merkezi’nden yapılan açıklama şöyle:

“Eş Genel Başkanımız Figen Yüksekdağ ve kadın milletvekillerimiz şahsında, kadın düşmanlığı yapan, kadınları hedef gösterip tehdit eden AKP yönetimi bu tavrında ısrar etmektedir. Bu sefer AKP Erzurum Milletvekili Adayı ve eski Sağlık Bakanı Recep Akdağ, ‘Tek kurşunla devrilirsin’ diyerek Eş Genel Başkanımız Figen Yüksekdağ’ı doğrudan tehdit etmiştir. AKP zihniyeti, bir kez daha kadınların siyasette yer alması ve her alanda mücadele yürütmesine ilişkin tahammülsüzlüğünü açığa çıkarmıştır.

7 Haziran seçimlerinden hemen sonra; Cizre, Nusaybin, Bismil, Silvan, Varto, Kızıltepe ve Yüksekova gibi birçok ilçede binlerce kadın devletin uyguladığı şiddete maruz kalmaktadır. Günlerce sokağa çıkma yasağının sürdüğü bu ilçelerde birçok kadın, devletin kolluk güçleri tarafından saldırıya uğramış, yaralanmış ve katledilmiştir. Yine birçok kadın çocuk ve gençlerin ölümünün önüne geçmek, savaşı durdurmak, çatışmasızlık ve müzakere sürecine geri dönülmesini sağlamak için bedenlerini siper etmiştir. Cizre’de bir kadının çocuğunun ölü bedenini muhafaza etmek için buzdolabına koymak suretiyle günlerce aynı evde kalması ve Ekin Wan’ın cansız bedeninin çıplak bir şekilde kamusal alanda kolluk güçlerince sergilenmesi, kadınların devlet şiddetine ne denli yoğun bir biçimde maruz kaldığını gösteren, AKP’nin kadınlara yaklaşımını en çıplak haliyle deşifre eden pek çok olaydan sadece ikisidir. Türkiye’de 40 yıldır süren savaşta kadınların devlet şiddetinin hedefinde olması, erkek egemen zihniyetin topyekun uyguladığı şiddeti beslemektedir. Bu aynı zamanda, kadınların belleğine de nüfuz eden, kadın mücadelesini hedef alan ağır bir şiddet biçimidir, bu nedenle de biz kadınların daha güçlü ve daha büyük bir mücadeleyi örgütleme kararlılığı ve azmimizi arttırmaktan öteye geçememektedir.

AKP’nin 13 yıllık topyekun kadın düşmanlığı yürüttüğü iktidarı döneminde, kadın cinayetlerinin hiç olmadığı kadar artması, şüphesiz bir tesadüf değildir. AKP’nin 13 yıllık kadın düşmanlığı politikası sonucu kamuoyunca bilindiği kadarıyla 5.508 kadın öldürüldü. Cins kırımına dönen kadın cinayetleri, kadınlara karşı adı konulmamış bir savaşı göstermektedir, ancak bir savaş ortamında bu kadar kişi öldürülebilirdi. AKP’nin Kürt halkına ve emek-demokrasiden yana olan güçlere yönelik yürüttüğü savaş, kadınlara karşı yürüttüğü bu savaştan ayrı düşünülemez. Kadınlar da, ülkemizde, tıpkı emek, demokrasi ve barıştan yana olan güçler gibi, her gün, yaşamın her alanında nefret söylemine, erkek şiddetine ve dolaylı veya dolaysız olarak cinayet tehditlerine maruz kalmaktadırlar. AKP’nin kirli savaşı kadınların her alanda saldırıya uğramasına zemin oluşturmakta, bu saldırıları nitelik ve nicelik olarak beslemekte ve arttırmaktadır.

Kamuoyunun da bildiği üzere, ‘Tek kurşunla ineceksin’ tehdidi, AKP’nin yöneticileri, medyası, kurumları aracılığıyla, Eş Genel Başkanımız Figen Yüksekdağ’a yönelttiği ilk saldırı değildir. Daha önce de, Yüksekdağ, AKP’nin medya organlarınca “Susturun bu şirreti” manşetiyle hedef gösterilmişti. Recep Akdağ’ın dün yaptığı açıklamayı tetikçilere verilmiş bir mesaj ve organize bir suç işleme girişimi olarak algılıyor, başta Eş Genel Başkanımız ve HDP’li kadınlara yönelik gelişebilecek her türlü saldırıdan Recep Akdağ ve AKP’nin sorumlu olduğunu kamuoyuna duyuruyoruz.

Eş Genel Başkanımıza yönelik bu tehditle ilgili ivedilikle hukuki süreç başlattık. Siyasette ve yaşamın diğer alanlarında kadın-erkek eşitliği ve kadın özgürlüğünü ilke olarak benimsemiş tüm kadın örgütleri ve inisiyatiflerini bu ve benzer tehditlere karşı kadın dayanışmasını büyütmeye çağırıyoruz.” (ZETE)