Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Atatürk Orman Çiftliği’ne (AOÇ) inşa edilen cumhurbaşkanlığı sarayında valilerle buluştu. Erdoğan'ın hedefinde yine Merkez Bankası vardı. Merkez Bankası'nın faiz indirimini yeterli bulmayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Vatanı satmak yüksek faizle, enflasyonla, kötü yönetimle olur" dedi. Erdoğan, "Türk tipi başkanlık sistemi olmamalı" diyenler arasında olan Abdullah Gül'e de 'Bal gibi olur' yanıtını verdi.

Erdoğan'ın konuşmasından satırbaşları şöyle:

SÜLEYMAN ŞAH TÜRBESİ OPERASYONU 

“Şahsımı, komutanlarımızı, genelkurmay başkanlarımızı hedef alıyorlar. Gayet başarılı bir operasyon yapılmıştır. Bir metrekare toprağımız kaybolmamıştır.

“Dünyanın en sıkıntılı bölgesine girildi, emanetlerimiz alındı. Kahraman TSK’yı tebrik ediyorum. Yeri iki kez değiştirilen bir türbenin taşınmasını vatan hainliği olarak değerlendirenler. Vatan kavramının kavramını bilmeyenlerdir.

MERKEZ BANKASI YİNE HEDEFİNDE

“Vatanı satmak ortadaki açık gerçeğe rağmen kahraman askerlerimizi tehlikeye atmakla olur. Vatanı satmak yüksek faizle kötü yönetimle emeği heba etmekle olur.

“Bizi vatanı satmakla suçlayanların bu ülkeye verdikleri zararlarını anlatsam sokağa çıkacak yüzleri kalmaz. Ama bu onlar için alışagelmiş bir şey. Başında bulundukları partilere de bir katkıları da yoktur.

'TÜRK TİPİ BAŞKANLIK'

“7 Haziran seçimleri yaklaştıkça ortalığı karıştırmaya çalışıyorlar. Sandığı provoke edenlere karşı dikkatli olmalısınız. Sandık, oy namustur. Seçim sonuçlarına göre yeni Anayasa ve başkanlık sistemi gündemimize gelecek.

“Başkanlık sistemine geçince valilere geniş yetki verme imkanı olacaktır. Cumhurbaşkanının halkın oylarıyla seçilmesi ilk adımdı.

“Çok açık söylüyorum. Türk tipi başkanlık sistemi olmaz diyorlar. Bal gibi olur neden olmazmış. Küba, Rusya, Arjantin hepsinin farklı sistemleri var.

“Bir arı maharetiyle şöyle çiçeklerden nasibimizi alalım, kendi balımızı yapalım. İşte bizim başkanlık sistemimiz der geleceğe yürürüz.

ÇÖZÜM SÜRECİ

“Çözüm süreci çok önemli. Açık konuşmak lazım. Ülkemizdeki kaos ve karşımızdaki siyasi partinin tutumu çözüm sürecini sancılı bir duruma sokuyor.

“Çözüm süreci için her türlü fedakarlığı yaptık. Çözüm sürecini silahlar ebediyen sussun, anaların gözyaşları dinsin diye dedik. Silahların şehre indirilmesine izin veremeyiz. Sokakları, parlamentoyu terörize ederek çözüm olmaz. Biz bütün bunları olmasın diye çözüm süreci diyoruz.”