Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu öncülüğünde başlatılan 'Adalet Yürüyüşü'ne ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

‘Adalet Yürüyüşü’ne katılanların darbecilerden farkı olmadığını savunan Erdoğan, yürüyüşü gerçekleştirenleri ‘FETÖ’ işbirlikçiliği ile  suçladı.

Erdoğan, "Terör örgütü mensupları ile işbirliği içinde hukuku çiğnemenin milli güvenliği tehdit eden eylemlere girişmenin elbette bir müeyyidesi olacaktır. Bugün ortalığı ayağa kaldıranlar FETÖ ile işbirliklerini sorgulamalıdırlar. Sizin 15 Temmuz'dakilerden ne farkınız var? Onların elinde F-16'ları vardı. Tanklar, toplar ile saldırıyorlardı. Sizlerde yollarda yürüyüşleri yapıyorsunuz akşam da karavanlarda istirahat ediyorsunuz. Sizler kalkıp TEM'i, E-5'i işgal ederiz diyecek olursanız o zaman durum aynen 15 Temmuz'a dönüşür. Ona da tabii ki müsaade etmek gibi bir lüksümüz asla yok. Yasal yollardan gidişiniz şu anki hükümetimizin bir inceliği, lütfudur" dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Tarabya Köşkü'nde medya temsilcileri ile bir araya geldiği iftar programında konuştu.

CHP'nin başlattığı 'Adalet yürüyüşü'ne ilişkin Erdoğan şu ifadeleri kullandı:

‘ULUSLARARASI KARALAMA KAMPANYALARINA KALEMŞORLÜK YAPMAK DA GAZETECİLİK DEĞİLDİR’

"Son birkaç gündür yapılan tartışmaların bu çerçevede değerlendirilmesi gerekir. Haber peşinde koşmak ile ihanete aracılık etmek farklı şeyler. Manşetini, kalemini, gazete sayfalarını terör örgütünün emrine verenler, eline silah alıp dağa çıkan arasında temelde bana göre hiçbir fark yok.

Terör örgütü mensupları ile işbirliği içinde hukuku çiğnemenin milli güvenliği tehdit eden eylemlere girişmenin elbette bir müeyyidesi olacaktır. Dünyanın hiçbir ülkesinde devlet sırlarını yasa dışı yollar ile ele geçirip tahrif ederek eğip bükerek sözüm ona haberleştirmek gazetecilik faaliyeti olarak görülemez. Gerçekçi olalım. Milletin bütün sırlarını, menfaatini yerle yeksan etmek kimsenin haddine değildir. Uluslararası karalama kampanyalarına kalemşorlük yapmak da gazetecilik değildir. Hele hele FETÖ'cuların servis ettiği çarpıtmalar üzerinden devletin, devletin güvenliğini, devletin geleceğini hedef almak asla gazetecilik ile bağdaşmaz.

‘FETÖ’ SUÇLAMASI

Bugün ortalığı ayağa kaldıranlar nümayişle suç bastırmaya çalışmak yerine öncelikle kendilerini hesaba çekmeli. FETÖ ile işbirliklerini sorgulamalıdırlar.

‘ADALET YOLLARDA DEĞİL, ADALET BİNALARINDA ARANIR’

Hukuk önünde hiç kimse dokunulmaz değildir. Kendi istedikleri kararlar çıkmadığında yargı kurumuna saldırınlar en büyük zararı bu ülkeye veriyorlar. Adalet yollarda değil, adalet binalarında aranır. Rahmetli Demirel'in ifade ettiği gibi 'yollar yürümek ile aşınmaz' bunu aşındıramayacaklar. Varsa bir haksızlık müracaat edeceğin yer belli. Siyasette sözü olanın bunu ifade edeceği yer de yol kenarları değil meclis kürsüsüdür. Gelirsin Meclis kürsüsünden ifade edersin.

‘TEM'İ, E-5'İ İŞGAL EDERİZ DİYECEK OLURSANIZ O ZAMAN DURUM AYNEN 15 TEMMUZ'A DÖNÜŞÜR’

Mahkeme kararlarının da usulleri bellidir. Bunun dışında bir hareket tarzının ne ülkeye ne millete ne de adaletin tecellisine katkısı olmayacaktır. Bu ülkeyi birlik beraberlik içerisinde muasır medeniyetler seviyesinin üstüne çıkarmak istiyorsak o zaman ülkeyi karıştırmanın hiçbir anlamı yok. Sizin gibi 15 Temmuz'da da bunu yapanlar oldu. Sizin 15 Temmuz'dakilerden ne farkınız var? Onların elinde F-16'ları vardı. Tanklar, toplar ile saldırıyorlardı. Sizlerde yollarda yürüyüşleri yapıyorsunuz akşam da karavanlarda istirahat ediyorsunuz. Sizler kalkıp TEM'i, E-5'i işgal ederiz diyecek olursanız o zaman durum aynen 15 Temmuz'a dönüşür. Ona da tabii ki müsaade etmek gibi bir lüksümüz asla yok.

‘YASAL YOLLARDAN GİDİŞİNİZ ŞU ANKİ HÜKÜMETİMİZİN BİR İNCELİĞİ, LÜTFUDUR’

Zaten yapılan iş hukuki değil. Yasal yollardan bunu böyle bir adım atmak suretiyle gidişiniz şu anki hükümetimizin bir inceliğidir. Daha da ileri gidiyorum lütfudur. Bunun da çerçevesi içinde devamı ama bu şekilde kalkıp da gerek ulusal, uluslararası bazda ülkemizde özgürlüklerin olmadığı bir ülke havasında yansıtmanın gayreti içerisine girmek bu ülkeye bir şey kazandırmayacağı gibi kendilerine de bir şey kazandırmayacaktır. Bunu bir tehdit yolu olarak düşünüyorlarsa, hiç mi hiç kazandırmayacaktır. Her şey ortadır."

(Kaynak: Hürriyet)