Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, tartışmalara neden olan Misak-ı Milli tartışmalarına ilişkin,  "Irak'ın kadim şehirleri, geçmişte Kerkük, Musul bizimdi. Şimdi ben Misak-ı Milli dedim diye rahatsız oldular. Niye rahatsız oluyorsunuz? Ben tarih dersi veriyorum anlayın." dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Bursa'da açılış töreninde gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.

Erdoğan'ın konuşmasından satırbaşları:

‘BİZİM ŞEHİDİMİZ BÜYÜKTÜR’

Şu anda Doğu'da, Güneydoğu'da hala çılgınlık içinde olan teröristler var. Bölücü terör örgütü nereye kaçarsanız, kaçın. İnlerine kadar sizi kovalayacağız, kovalıyoruz. Artık terör eylemi olduktan sonra değil, olmadan, o bataklığı kurutmak suretiyle bu vatanı inşallah refaha, huzura kavuşturacağız. Şehitlerimiz var. Şehit veriyoruz. Eyvallah ama ben şuna inanıyorum. Bizim şehidimiz büyüktür. Hamdolsun bu değerlere sahip olan bir millet ne ölür, ne yıkılır.

‘BEN TARİH DERSİ VERİYORUM ANLAYIN’

Halep gibi geçmişte bize ait olan topraklarda kütüphaneler, medreseler, hastaneler enkaza döndü. Acımasızca vuruyorlar. Irak'ın kadim şehirleri, geçmişte Kerkük, Musul bizimdi. Şimdi ben Misak-ı Milli dedim diye rahatsız oldular. Niye rahatsız oluyorsunuz? Ben tarih dersi veriyorum anlayın. Bu işin tarihinde bu var. Gazi Mustafa Kemal'in de Misak-ı Milli'yi hedef olarak göstermesi yok mu, var. Niye rahatsız oluyorlar?

Biz milliyiz, biz yerliyiz. Biz vatanseveriz. Biz milliyetperveriz, farkımız bu.

Cumhuriyet bizim ilk değil, son devletimizdir. Bu devletin sınırlarını gönüllü olarak kabul etmiş de değiliz. Unutulmamalıdır ki cumhuriyeti kuran kadronun çok önemli bir bölümünün dahi doğduğu, büyüdüğü topraklar yeni devletimizin sınırları dışında kalmıştır. Birileri bize geçmişimizi toptan unutturmak istiyor. Biz unutsak da tarih unutmuyor. Karşımızdakiler hiç unutmuyor. Bu ülkenin sınırlarını gönüllü kabul etmiş değiliz. Devlet tarihimiz Cumhurbaşkanlığı forsunda temsil edilen 16 devletin tarihidir. 2500 yıllık tarihimiz var.

İDAM

Parlamentoda idam konusu gündeme gelip Genel Kurul'dan geçtiği anda Cumhurbaşkanı olarak ben buna onayımı veririm. Bunu açıkladım. Bazı Batılılar 'Siz bunu niçin dillendiriyorsunuz' diyor, ya ne olacaktı? Sizden mi izin alacağız? Bugüne kadar on binlerce şehidimin kanı yerde mi kalacak? Bugün dünyanın büyük bir kesiminde hala idam uygulaması var. Dolayısıyla biz, o şehidimizin kanını yerde bırakamayız.

EL BAB'A MECBUR İNECEĞİZ’

Şimdi El Bab, ama 'oraya inmeyin' diyorlar. Mecburuz, ineceğiz. Niye? Çünkü burada terörden arındırılmış bir bölgeyi hazırlamamız lazım. Koalisyon güçleri, eğer beraber hareket etmeye hazır olurlarsa Rakka'da da DEAŞ'a karşı gereğini yapacağız. Ama PYD ile veya YPG ile beraber değil. Amerika, koalisyon güçleri, beraber. Terör örgütlerini yanımıza almayacağız.

‘ADALETTEN TAVİZ VERMEDEN ÇALIŞMALARIMIZ SÜRDÜRÜYORUZ’

Demokrasiden, hukuktan ve adaletten asla taviz vermeden, adeta bir kuyumcu hassasiyetiyle çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Ancak bu hain örgüt bizim bu hassasiyetimizi dahi sulandırmaya, istismar etmeye...

Ne diyorlar, 'mağduriyetim giderilsin' diye yapılan başvurular var. Sen ne diyorsun ya? Ne mağduriyeti? Benim 241 şehidimin ailesinin mağduriyetini kim giderecek? 2 bin 194 gazimin ailesinin mağduriyetini kim giderecek? Biraz insan edep eder. Hangi yüzle gelip bunu söylüyorsunuz. Acırsanız acınacak hale gelirsiniz. Biz arkadaşlarımıza şunu söylüyoruz; hukuk içinde, adil bir şekilde kararınızı verin.