BDP Eşgenel Başkanı Selahattin Demirtaş, Nuçe TV’ye konuştu. Demirtaş, Meclise gelen dokunulmazlık fezlekeleriyle ilgili değerlendirmelerde bulundu.

Demirtaş, 'tek adam' konumunu korumak isteyen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Ortadoğu’da Kürtler aleyhine ırkçı, milliyetçi bir politika izlediğine dikkat çekti.

"BU BİR OY HESABI DEĞİL, BUNU AŞAN BİR POLİTİKA"

Erdoğan'ın Türkçülük üzerinden bir politika belirlediğini söyleyen Demirtaş, "Bu artık bir oy hesabı değil. Bunu çok çok aşan bir politika. Oy hesabı olsa bunu demokratikleşme yönündeki politik mesajlarla da artırabilirdi," dedi ve şöyle devam etti:

"Tayyip Erdoğan Türk milliyetçiliği ile kendi tabanındaki İslamcı milliyetçi oylarla kendi iktidarını sağlama alıyor. Hem de Ortadoğu’da yeniden dizayn sürecinde Kürtlerin aleyhine olabilecek bir Türkçülük politikası izliyor.

"Dokunulmazlık meselesi, İmralı’da Sayın Öcalan’a dönük tecritten bağımsız değil, askeri operasyonlardan bağımsız değil. Ortadoğu’daki gelişmelerden bağımsız değil."

"ERDOĞAN KÜRT İRADESİNE SAYGI DUYMADIĞINI İSPATLAMIŞ OLACAK"

Demirtaş, dokunulmazlıkların kaldırılması durumunda, 1994’teki tavrın tekrar edilmeyeceğini vurguladı. Devamla şu açıklamalarda bulundu.

"Erdoğan bu politikayı izlemeye devam ederse, Kürt halkının iradesine hiçbir zaman saygı duymayacağını resmi olarak ispatlamış olacak. Kürtler kesinlikle 1990’lardaki gibi bir kez daha 'şansımızı parlamentodan yana deneyelim' konusunda ısrarlı olmayacaklardır. 1990’ların koşulları değişmiştir.

"Bizim açımızdan mesele şudur. Ortadoğu bu kadar kaynıyorken Kürt halkı kendi kaderini belirleme konusunda tarihi fırsatlar yakalamışken, kendi kaderini tayin hakkını halklarla eşit birlikte yaşama şeklinde kullanmak isterken, birilerinin çıkıp bu iradeyi yok sayması Kürtler açısından yeni bir değerlendirme durumudur."

"KARŞI ÇIKMASI GEREKEN TÜRKLERDİR"

Demirtaş, dokunulmazlıkların kaldırılmasına "karşı çıkması gereken, biz Kürtlerle birlikte yaşamak istiyoruz diyen Türkler olmalıdır," dedi ve "Tek başına Tayyip Erdoğan iki halkın ilişkilerini belirleyemez. Ama gidişat oraya doğru gidiyor. Türkiye halkının sesini yükseltmesi lazım. Sen tek başına 40 milyonluk Kürt nüfusuyla nasıl yaşayacağımıza karar veremezsin demesi lazım," dedi.

"PARLAMENTO ÇÖZÜM ÜRETEMİYORSA, HALK ÇÖZÜMÜNÜ ORTAYA KOYAR"

Demirtaş, dokunulmazlıkların kaldırılması durumunda BDP olarak tavırlarını da açıkladı. Parlamento’daki mücadelenin halkın bir kazanımı olduğunu ancak her şey olmadığını vurguladı.

"Evet parlamentoda yer almak halkın bir kazanımıdır, ama milletvekilliği her şey değil," diyen Demirtaş, "Kürt halkına kapılar kapanırsa Kürt halkı da seçeneksiz değildir. Parlamento çözüm üretemiyorsa halk kendi çözümünü ortaya koyar. Bunu BDP engellemez engelleme hakkı da yoktur.

"Kürt halkı eğer Parlamentoya, Parlamenter çözüme saygı duyuyorsa, bu BDP’nin ortaya koyduğu politika sayesindedir. Yoksa AKP’nin ortaya koyduğu bir umut falan yok. AKP’nin Parlamento’yu çözüm yeri haline getirdiği yok. Biz ısrarla orayı işaret ediyoruz. Ama aksine çözüm yoksa ısrarla orada çözüm değil tasfiye dayatılıyorsa Kürtlerin tarihi süreci kaçırması için, yılları alacak bir beklentiye sokulacaksa biz Kürt halkının önünü kesecek bir pozisyon almayacağız. (anf)