TBMM Darbe Komisyonu'nda dinlenen Diyarbakır Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı Gültan Kışanak, 7 Haziran’da HDP’nin barajı geçmesinin darbeyi bir yıl geciktirdiğini söyledi. Kışanak, KCK operasyonları, Habur, vekillerin veto edilmesi, Oslo ve Roboski’nin de araştırılmasını istedi.
 
Meclis 15 Temmuz Darbe Komisyonu, hafta sonu arasının ardından çalışmalarına kimi isimlerin dinlenilmesiyle devam etti. Komisyon bugün Diyarbakır Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı Gültan Kışanak ve gazeteci Nedim Şener’i dinledi.
 
BÜYÜKANIT GELMEDİ
 
Komisyonun bugün dinleyeceği isimler arasında bulunan Genelkurmay eski Başkanı Yaşar Büyükanıt da vardı, ancak Büyükanıt sağlık sorunlarını gerekçe göstererek toplantıya katılamayacağını bildirdi.
 
Komisyonda dinlenen Kışanak, milletvekillerinin sorularına geçilmeden önce kısa bir sunum yaptı. Konuşmasına 1980 darbesi mağduru olduğunu hatırlatarak başlayan Kışanak, “Darbenin ne demek olduğunu; dinleyerek, okuyarak değil, yaşayarak öğrenmiş biriyim” diyerek, her türlü darbeye karşı net bir duruşu olduğunu söyledi.

gültan kışanak, sırrı süreyya önder
 
‘KCK OPERASYONLARINDAN BAŞLANMALI’
 
2009’da çözüm sürecinin konuşulduğu dönemde KCK operasyonlarının başlatıldığını anımsatan Kışanak, “Paralel devlet yapılanmasının gerçek yüzünü ortaya çıkarmak istiyorsak başlamamız gereken yerlerden biri de KCK operasyonlarıdır. ‘Bu operasyonları kim yaptı, nasıl yaptı’ sorgulanması gerekir” dedi. KCK operasyonları döneminde hükümeti defalarca uyardıklarını ve yaşanılanların darbe olduğunu söylediklerini anlatan Kışanak, “İktidar sözlerimizi dinlemedi, tam tersi operasyonlara sahip çıktıklarını beyan etti” diye konuştu.
 
ROBOSKİ, HABUR VE OSLO DA ARAŞTIRILSIN
 
Kışanak, sadece KCK operasyonlarının değil Habur’da barış grubu üyelerinin tutuklanmasının, 2011 seçimlerinde kimi isimlerinin milletvekilliklerinin veto edilmesinin, Roboski katliamı, Oslo görüşmelerinin servis edilmesinin de komisyon tarafından araştırılması gerektiğini kaydetti. Tüm bu yaşananlar konusunda hükümete defalarca çağrıda bulunduklarını, soru sorduklarını aktaran Kışanak, bu çağrılarının kulak ardı edildiğini belirtti ve “Şimdi geri dönüp Fetullahçı örgüt yaptı demek durumu kurtarmıyor, o dönem neden bunlara sahip çıkıldı, açığa çıkartılmalı” dedi.
 
DUMANLI GÖRÜŞMESİ KAPALI GİZLİ BİR GÖRÜŞME DEĞİLDİ
 
Komisyonda Kışanak’a kapatılan Zaman Gazetesi’nin eski Yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı ile 2015’te yaptığı görüşme ve cemaat-HDP işbirliği iddiaları da soruldu. Komisyon Başkanı Reşat Petek, soruyu sorarken, cemaate yakın gazetelerin bu görüşmeden sonra HDP’yi desteklemeye başladığını iddia etti.
 
Kışanak, Dumanlı ile yaptığı görüşmenin gizli olmadığını, ortamda 15-20 kişi bulunduğunu belirterek, “Benim Dumanlı dışında, Fethullahçı yapılanmayla ilişkili herhangi bir kişiyle selam vermişliğim, selam almışlığım yoktur” dedi. Diyarbakır Belediye Başkanı olarak pek çok kişiyi misafir etmek durumunda kaldığını söyleyen Kışanak, Dumanlı’nın da bu kapsamda belediyede ağırlandığını ifade etti ve şunları söyledi: “O gün kurum dışındaydım, özel kalemi ve basını arayarak 5 dakika belediyeyi ziyaret etmek istediklerini söylemişler. Uygun olmadığımı basından arkadaşlara söyledim. Ama çok ısrar edince, bir gazeteci olarak, bir gazeteciyi reddetmenin doğru olmadığını düşündüm ve kabul ettim. Özel bir randevu, arka kapı, gizli görüşme söz konusu değil. Belediyenin iki kapısı var. Biri misafir, biri personel girişi. Bütün misafirler aynı kapıdan girer, onlar da misafir girişinden girdi.”
 
Söz konusu görüşmede, Dumanlı’ya, kendi yayın organlarının barış sürecini sekteye uğrattıklarını söylediğini ifade eden Kışanak, Dumanlı’nın kendisine “Hükümet bizi kandırdı” dediğini de söyledi ve şöyle devam etti: “Ben de 'Hükümet de FETÖ bizi kandırdı diyor. Arada biz mağduruz, canımıza okudunuz, düşün milletin yakasından' dedim. Kalkıp gittiler. Hiçbirinizin söyleyemeyeceği sözleri söyledim. Fotoğrafta, o görüşmede kimlerin olduğu var, ben kim olduklarını bilmiyorum, tanımak zorunda değilim.”
 
Kışanak, “Bizim için kıymetsiz bir görüşme olduğu için haberini yapmadık. Onlar için kıymetliymiş ki bir gün sonra gazetede haberini yapmışlar. Görüşmeden bir gün sonra zaman gazetesinde ‘Kışanak’a nezaket ziyareti’ diye fotoğrafı ile birlikte haber yapmışlar. Bunu bir hafta sonra hükümete yakın medya organı keşfetmiş ve bunun üzerinden bir algı operasyonu yapılmaya başlandı. FETÖ, cemaat veya bu yapı ile uzaktan yakından bir ilişkisi olmayan, selam dahi vermemiş bir insan üzerinden bu algıyı yaratmak isterseniz sokakta herkes size güler” ifadelerini kullandı
 
“Diyarbakır Belediyesi olarak darbeyi önlemek için ne yaptınız” sorusunun da yöneltildiği Kışanak, “Kolorduda ne oluyordu, kim ne yaptı? Bunları iktidara ve iktidarın kurumlarına sorun. Ben yerel bir yönetici olarak Diyarbakır’da bir hareketlilik olmadığını söyleyebilirim” yanıtını verdi.
 
CHP Milletvekili Aytun Çıray’ın, “Dumanlı size PKK’ye sızan istihbarat elemanlarının listesini verdi mi?” sorusu ise salonda tansiyonu yükseltti. Sorunun algı operasyonu olduğunu belirten Kışanak, “Dumanlı’nın 20 kişinin içinde 20 kişilik MİT ajanı listesi verdiğine inanmak akla ziyan bir durum” dedi.
 
‘DARBE GERÇEKLEŞSEYDİ BEN HAYATTA OLMAYACAKTIM’
 
Cevaplarında sık sık hükümetin sorumluluğuna dikkat çeken Kışanak, hükümetin en hafif tabiriyle, ihmali bulunduğunu söyledi. “Paralel devlet yapılanması” ifadesini ilk kez kendilerinin kullandığını, KCK operasyonlarının darbe olduğunu ilk kez kendilerinin söylediğini ve hükümeti uyardıklarını belirten Kışanak, “40 yıllık beraberlikleri olanların 40 dakikalık görüşmeye neden bu kadar tahammülsüz olduklarını anlamak güç” dedi.
 
Cemaatten bir isimle yapılan tek bir görüşmeden “FETÖ-HDP işbirliği” çıkmayacağını belirten Kışanak, “O darbe gerçekleşseydi bugün hayatta olmayacak kişilerin başında ben geliyorum. En başta ben araştırılmasını istiyorum” dedi.
 
‘HDP’NİN BARAJI AŞMASI DARBEYİ GECİKTİRDİ’
 
Gülen cemaatinin 2009’dan 2015’e kadar barış sürecini akamete uğratmak için uğraştığını söyleyen Kışanak, “Bugün eğer oluk oluk kan akıyorsa demek ki başarılı olmuşlar” dedi. Kışanak, 7 Haziran seçimlerinde HDP’nin barajı geçmiş olmasının darbeyi bir yıl geciktirdiğini ifade ederek, “Ülke bir yıl önce kan gölüne dönseydi daha mı iyi olurdu?” ifadesini kullandı.