PKK tarafından 13 Ağustos'tan bu yana sürdürülen eylemsizlik kararının, hükümetin adım atmaması nedeniyle anlamını yitirdiği yönündeki açıklamayı değerlendiren BDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, "AKP bu süreci değerlendirmektense gerilimi yükseltmek için, ateşkesi sonlandırmak için elinden geleni yapmıştır. Şu an bölge illeri barut fıçısı gibi bir hale gelmiş durumda. Biz bu konudan ciddi anlamda kaygı duyuyoruz. Kürt halkı, inisiyatifi eline alarak, kendi sorununu kendi çözecektir" dedi.

KCK, 13 Ağustos'tan bu yana devam eden eylemsizlik sürecinin "AKP hükümetinin izlediği inkar-imha politikaları nedeniyle geçerliliğini yitirdiğini" açıklamıştı. "Eylemsizlik sürecinin bitmesinden AKP hükümetinin sorumlu olduğu tartışmasızdır" diyen KCK'nin açıklamasının hemen ardından Kürt siyasetçiler kararı değerlendirmek üzere Diyarbakır'da toplandı.

ANF’nin aktardığına göre, BDP MYK üyeleri, sabah saatlerinde BDP Yenişehir ilçe binasında BDP Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş ile Gülten Kışanak başkanlığında toplandı. Seçim ve eylemsizlik gündemleri ile toplanan BDP MYK'sı, KCK'nin açıklamasının ardından BDP Diyarbakır il binasında basın toplantısı düzenleyerek, MYK sonuçlarını açıkladı.

Saadet Partisi Genel Başkanı Necmettin Erbakan'ın ölümünden dolayı duydukları üzüntü ile konuşmasına başlayan Demirtaş, Erbakan'ın bugüne kadar kendi çizgisi ve mücadelesi ile yarattığı değerlerin bundan sonra da Türkiye'de demokratik siyasetin gelişmesine katkı sunacağını ifade etti.

28 Şubat'ı Türkiye'de gerçekleşen en son darbe olarak değerlendiren Demirtaş, darbenin yarattığı sonuçtan mağdur Erbakan olurken, kazanan tarafın ise Başbakan Erdoğan olduğunu söyledi. Başbakan Erdoğan'ı 28 Şubat ürünü olarak değerlendiren Demirtaş, AKP hükümetinin de darbe ile gelmiş bir iktidar olduğunu vurguladı. AKP hükümetinin 28 Şubat darbesini gerçekleştirenlerle de yüzleşmediğine dikkat çeken Demirtaş, bu güne kadarda o kesimle uzlaşarak gelindiğini söyledi.

'AKP BARIŞ KONUSUNDA SAMİMİ DAVRANMADI’

KCK'nin eylemsizlik kararının bozulmasına yönelik açıklamasını değerlendiren Demirtaş, "Anladığımız kadarı ile eylemsizlik sürecinin kendileri açısından anlamını yitirdiği, topun hükümette olduğu sürecin hükümet tavrı olduğu şeklinde bir açıklamadır. Biz aylardır bu konuya dikkat çekmeye çalışıyoruz. BDP olarak yaptığımız her açıklamada barışın önemli olduğunun, ateşkesin korunmasının önemli olduğunun, hükümetin mutlaka somut adım atması gerektiğinin altını çiziyoruz. Ateşkes sürecini değerlendirmesinin, bu fırsatları Türkiye'nin demokratikleşmesi için birer atağa, hamle dönemine dönüştürmesinin altını çiziyoruz. 8 yıllık iktidarı döneminde AKP kesinlikle hiçbir dönem barış konusunda samimi davranmamıştır. Sadece kendi oyunu arttırabilecek kendi egemenliğini sürdürebilecek bir zemin yaratmıştır. Bu vicdansızlıktır. Türkiye toplumuna karşı da büyük bir iki yüzlülüktür" diye konuştu.

'AKP, ATEŞKESİ BOZMAK İÇİN ELİNDEN GELENİ YAPTI

AKP'nin istemesi halinde 8 yıllık iktidarı döneminde 80 kez barışı inşa ederek Kürt sorununu barışçıl yollarla çözebileceği güce sahip olduğuna işaret eden Demirtaş, hükümetin tüm olanaklarını kendi çıkarı ve lehine kullandığı için değerlendirmediğini ifade etti. Ortaya çıkan tabloda Türkiye toplumu ve Kürt halkının beklemiş olduğu demokratikleşme konusunda somut adımların Başbakan ve AKP sözcüleri tarafından BDP'ye yönelik tehditlere dönüştüğüne vurgu yapan Demirtaş, "İftiralar, provakatif açıklamalar, oyalayan hakarete varan açıklamaların ötesine giden bir tutumları yok. Dolayısı ile niyetleri Kürt sorununda çözüm ve barış olsaydı bunun koşulları Haziran ayından beri vardı. Son 6 aydır bunun koşulları vardı. En uygun toplumsal sosyolojik ortam vardı. AKP bu süreci değerlendirmektense gerilimi yükseltmek için ateşkesi sonlandırmak için elinden geleni yapıyor. Bu nasıl bir barış arayışıdır. Bütün dünyaya demokrasiden bahsederken, kendi topraklarında kendi yurttaşlarına yönelik en sert müdahaleleri AKP hükümeti gerçekleştiriyor. Gerek bu bölgede ve gerekse ülkenin birçok yerinde gösterilere yönelik polis şiddetine bir bakın, bir de Mısır ve Libya ile karşılaştırın" dedi.

Kürt sorununu AKP'nin çözmeyeceği tespitini uzun zaman önce yaptıklarını ve bu sorunun ancak halk tarafından çözülebileceğini belirten Demirtaş, Kürt sorununun halk inisiyatifi ile çözülebileceğine dikkat çekti. Kürt halkının bu nedenle kendi çözümünü kendi elleri ile yapacağını vurgu yapan Demirtaş, 20 yıldır mücadelesinden vazgeçmeyen Kürt halkının yeniden inisiyatifi eline alarak kendi sorununu çözeceğini söyledi. Böyle bir dönemin çıkacağına dikkat çeken Demirtaş, çözüm açısından umutların en yüksek olması gerektiği döneminde bu dönem olduğunu vurguladı. Türkiye demokrasi güçlerinin Kürt halkının demokrasi mücadelesine destek sunup alkışlaması gerektiğini söyleyen Demirtaş, "Görmek istemeseniz de görmeseniz de Türkiye kamuoyu bundan haberdar olmasın diye sansürleseniz de, bu uzun zamandır var olan bir direniştir. AKP'ye karşı hiçbir şekilde beklenti içinde olmayan kendi çözümünü yaratan bir direniştir" dedi.

'MEZİT HÜKÜMETTEN BAĞIMSIZ DEĞİL'

Yüksekova'da halkı tehdit eden 'Mezit' adlı yapılanmaya da dikkat çeken Demirtaş, "Yüksekova gibi binlerce güvenlik gücünün bulunduğu bir yerde haftalardır bu kişiler yakalanmıyor. Bugün bile bildiri dağıtılmış ve 'Salı günü yeniden eylem yapacağız' diyorlar. Ve buna rağmen hükümet bu kişileri ortaya çıkarmıyor. Biz bunu hükümetten bağımsız olduğunu asla düşünmüyoruz. Büyük bir oyun sahnelenmek isteniyor.

'BİZİM MÜBAREĞİMİZ ERDOĞAN’DIR

"Ortadoğu'da gelişen devrimsel gelişmeler kuzey Afrika'da yaşanan halk hareketlenmelerinin Türkiye'de karşılık bulmaması için AKP büyük bir manipülasyon hareketi başlatmıştır" diyen Demirtaş, "Bizim Kaddafi'miz ve Mübareğimiz Başbakan Erdoğan'dır. Bize yönelik bu kadar hakaret, tutuklama, dövme sokakta tutup gözaltına alma, işkence, yargılama bütün bunlar Filistin ve Libya da yaşanamıyor olmasına rağmen Mısır'da, Tunus'ta Libya'da halk ayaktadır. Halk kendi çözümünü yaratacaktır. Ateşkes süreçlerini heba eden AKP hükümeti bütün bu olanların sorumlusudur. Demokratik hiçbir çözümü yaratmayan buna yanaşmayan en küçük bir hak kırıntısını bile lütuf olarak gören ve buna karşı bir yandan baskı bir yandan da göstermelik bir demokrasi havariliği bizler açısından tahammül edilemezdir. Bizler açısından Başbakan'ın Almanya'daki açıklaması bizler açısından ikiyüzlülüğün daniskasıdır. Orda anadilde savunan orda önce Türkçe öğrenin sonra Almanca öğrenin diyen bir başbakan sonra kendi ülkesinde 'benim milletimin dili tektir' diyemez. Bu ikiyüzlülüğe halkımız son verecektir. Biz böyle bir hakareti asla kabul etmiyoruz" diye konuştu.

Ardından basın mensuplarının eylemsizliğin sona ermesine yönelik sorularını yanıtlayan Demirtaş, "Ateşkesin ilan edildiği günden bu yana başbakan tek bir açıklama yapmış değil. Halk gücü ortaya çıkarsa ancak hükümet adım atabilir. Başbakan süreci ciddiye almalıdır. Biz hükümete çağrı yapıyoruz. Artık bu ülkenin evlatları ölmeden üstünüze düşeni yapın. Gelinen noktada Kürtlerin neler yaşadığını Türkiye'nin diğer halkları bilmiyor. Şuan bölge illeri barut fıçısı gibi bir hale gelmiş durumda. Biz bu konudan ciddi anlamda kaygı duyuyoruz" dedi.