Başbakan Recep Tayyip Erdoğan imzası ile 21 Ekim 2011 günü "Terörizmin Finansmanının Önlenmesi Hakkında Kanun" Meclis'e sunuldu. Tasarının Meclis'e sunulması ardından ise Kürt işverenlerinin malvarlıklarına el konulacağına ilişkin tartışmalar başladı. Tartışmalar üzerine tasarıyı bekleten AKP hükümeti tasarıyı yeniden gündeme aldı. Meclis Genel Kurulu’nda 2 günden fazla devam eden görüşmelerde BDP ve CHP’nin itirazlarına rağmen tasarı, AKP ve MHP ortaklığı ile Meclis’ten geçti. Tasarı dün Cumhurbaşkanı Gül tarafından da onaylanarak yayınlanması için Başbakanlığa gönderildi.

AİHM VE BM NEZDİNDE GİRİŞİMLERDE BULUNACAĞIZ

Tasarının Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından onanmasına tepki gösteren BDP Grup Başkanvekili İdris Baluken, "Tasarının Cumhurbaşkanı tarafından onanması büyük bir talihsizliktir" dedi.

Fırat Haber Ajansı'ndan Serhat Çayan'ın haberine göre, Baluken, tasarıya ilişkin gerek Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) gerekse de BM nezdinde girişimlerde bulunacaklarını belirtti. Baluken konuya ilişkin şu açıklamayı yaptı:

TASARI, BM'NİN ÖNGÖRDÜĞÜ YASA TASARISINDAN UZAK

"Çünkü Türkiye’de kabul edilen tasarı BM’nin öngördüğü yasa tasarısından son derece uzak bir çerçeve içeriyor. Türkiye’deki tasarıda özellikle TMK’nın bu yasanın içerisine girmesi Kürt işadamlarına ve muhalif işadamlarına yönelik bir şeydir. Dolayısıyla iç hukuk yolları tüketildikten sonra bunu uluslararası arenaya da taşıyacağız. Tabi Anayasa Mahkemesi’ne başvurmak için sayısal yeterliliğimiz yok ama CHP böyle bir yolu gerçekleştirebilir. Çünkü onlar da görüşmelerde buna dair konuşmalar yaptılar. Dolayısıyla CHP’nin başvurusu da olabilir."

'MÜZAKERE SÜRECİNDE YAŞANMASI KAYGILARI ARTTIRIYOR'

Baluken, Kürt sorununda önemli bir sürecin yaşandığı bir dönemde bu yasanın Meclis’e getirilmesi ve apar topar onanmasının süreç açısından AKP’nin zihniyetini ortaya koymakla beraber, kaygıları da arttırdığını söylerken devamla şu ifadeleri kullandı:

"Biz süreci rahatlatacak görüşmeler aşamasında bulunan tarafların elini rahatlatacak demokratik yasal düzenlemeler beklerdik. TMK’nın ekonomik soykırımı amaçlayan yasalara girmesini bırakın biz TMK’nın tamamen kaldırılmasını bekliyorduk. Yine diğer taraftan ifade ve basın özgürlüğü ile toplumsal muhalefetin özgürlüğünü sağlayan yasal düzenleme bekliyorduk. Bu beklentiler müzakere zeminini güçlendirecek potansiyele sahipken AKP bunu yapmadı. Bu adım ile güvensizliği arttırdı."

'KÜRTLER BU SALDIRIYA CEVABINI VERİR'

Baluken, Meclis’te yapılan görüşmelerde yapılmak istenen şeyin ekonomik bir soykırım olduğunu ısrarla vurguladıklarını, çünkü AKP’nin BM tarafından kabul edilen sözleşmeyi sadece çerçeve olarak kullandığını belirterek, "AKP buna sığınarak Kürt işadamlarına yönelik kaygı verici bir zemin ortaya konulmuştur. Bu son derece tehlikeli bir şeydir bu süreçte. Kürtler cezaevi, ölüm ve yoksulluk ile terbiye edilmeye çalışıldı bu tutmayınca ekonomik soykırım ile bunu yapmaya çalışıyorlar. Bunun hiçbir işe yaramayacağını görecekler. BDP olarak bunu her türlü platforma taşıyacağız. AKP tarafından saldırı başladığı zaman en büyük tepkiyi ortaya koyacağız. 90’lı yıllarda yaşamıyoruz. Kürtler bu güne kadar saldırı yapılan her kazanımını büyük bedellerle savunmuştur. Bundan sonra da Kürt halkının yoksullaşmasını öngören düzenlemeyle devlet pervasızca yaklaşırsa Kürt halkı da tepkisini ortaya koyacaktır" ifadesini kullandı.