Yunanistan’da yayımlanan Ta Nea gazetesi, Profesör Baskın Oran ile bir mülakat gerçekleştirdi. 

Baskın Oran Davutoğlu'nun 'restorasyon hareketi' söylemini değerlendirirken şöyle konuştu: “Kemalizm’in politikası “Müslüman Türk” idi. Erdoğan’ınki “Türk Müslüman”. Şöyle anlatayım: Etli patates, bir patates yemeğidir. Patatesli et, bir et yemeğidir.”

Baskın Oran ile Ta Nea’nın İstanbul muhabiri Aleksandros Kamburidis’in yaptığı ve 30-31 Ağustos tarihli gazetede yer verilen ve azinlikca.net’in de Türkçesi’ni yayınladığı röportaj şöyle:

BASKIN ORAN: ‘ARTIK TÜRKİYE İÇİN GERİ DÖNÜŞ YOK!’

- AKP 12 yıllık iktidar dönemi süresince 'ileri demokrasiden' 'Yeni Türkiye'ye' geçmekteyiz. Bu nasıl bir geçiş olacak? İleri demokrasi Türkiye'yi nerede getirdi, Yeni Türkiye terimi ne içeriyor? 

- İleri demokrasi’den ileri demokrasi’ye geçilemeyeceği için, Yeni Türkiye “Dindar bir nesil yetiştirmek istiyoruz”a uygun bir Türkiye’ye geçeceğiz. Nasıl Kemalistler mesela İmam-Hatiplere gitmeyi imkansız kılmaya çalıştılarsa, “Yeni Türkiye” de İmam-Hatiplere gitmemeyi imkansız kılmaya çalışacağa benzer. Buradan anlayınız. 

***

- 'İkinci Kenan Evren nasıl olunur' başlığıyla bir yazınız var. Erdoğan Cumhurbaşkanı seçildikten sonra, demokrasi kalitesinden korkuyor musunuz?

- Erdoğan rejimi 2010 sonuna kadar çok inişli-çıkışlı, ama iç ve dış politikada eski haksızlıkları ve yanlışlıkları büyük ölçüde düzelten bir seyir izledi. 2011’den itibaren ise, tam tersini yaptı ve yapmaya hızla devam ediyor. Bu gidiş, gidiş değildir. Çok kötü şeyler olacak. 

Diğer yandan, kimse sanmasın ki Erdoğan, Tek Adam olma politikasında başarılı olur. Mümkün değil. Şu anda dorukta ve her doruk fizik kuralı gereği inişin başlangıcıdır. Türkiye’nin 90 yıldır, özellikle de 12 Eylül askerî rejiminden bu yana kazandığı demokrasi tecrübesi Tek Adam’a izin vermez. Tabii, çok çekeceğimiz var daha, o da ayrı. 

***

- Ahmet Davutoğlu'nun Erdoğan tarafından başbakanlığına atanması neyi hedefliyor?

- Tabii ki Erdoğan’ın amacı, bütün dizginleri elinde tutmaya devam etmek. Davutoğlu, kendisi gibi İslamcı. İç politikacı değil dış politikacı bir akademisyen. Parti’de de tabanı yok. Erdoğan kendisini bu niteliklerden dolayı seçti.

Davutoğlu açısından, bilemem. Erdoğan’la aynı ideolojiye sahip olduğu için uyumlu bir yönetim tutturabilir veya Erdoğan’ın Tek Adam olma psikolojisi hastalık derecesinde olduğu için, Davutoğlu ne yapsa kişiliğini kabul ettiremez, tatsızlık çıkar.

Ben astrolog değilim. Daha bismillah bile demedik. Zamanla göreceğiz. 

***

- Davutoğlu, başbakan olarak, ilk konuşmasında 'restorasyon hareketinden' bahsetti. 'Restorasyon hareketi' nedir, o konuyu değerlendirmenizi rica ediyorum.

- Kemalizm’in politikası “Müslüman Türk” idi. Erdoğan’ınki “Türk Müslüman”. Şöyle anlatayım: Etli patates, bir patates yemeğidir. Patatesli et, bir et yemeğidir. 

Sanırım Davutoğlu’nun “restorasyon”dan anladığı, Türk Müslüman. Ama, Kemalizm’in Gayrimüslimler ve Kürtler açısından düştüğü hatalara düşmeden. İnsanları Müslümanlık ilkelerine göre yaşamaya usulca zorlayarak. 

Tekrar ediyorum, bu tamamen anti-demokratik bir durumdur ve bu saatten sonra Türkiye’yi buraya geri götüremezsiniz. Patlama yapar. Bakmayın, şimdi AKP’den kimse hırsızlık ve yolsuzluklara aldırmıyor gözüküyor. Patlama olunca bunlar da gündeme gelir. Bakmayın, şu anda Erdoğan’ın karşısında rakip yok. Ama bu politikayı devam ettirmesi halinde o rakipleri bizzat imal edecek. 

Şu anda AKP’liler çok memnun iseler, bu geçmişte üzerlerine çok fena gidildiğinden dolayıdır. Şimdi iktidara geldiler. Rahatladılar. Şimdi sıra, evrensel bir olayda: Bütün ama bütün gruplar, baskı altındayken birbirlerine sarılırlar. Baskı bitince, demokrasi (yani farklı fikirler/davranışlar) başlar. Zaten onun içindir ki Davutoğlu’nun ilk lafı “Fitne olmayacak. Fitneye izin vermeyeceğiz” oldu. Fitne dediği, farklı fikirler yani parti içi demokrasi.

Dikkat ederseniz, rahatladıkları için İslamcılarda şimdiden başladı: Antikapitalist Müslümanlar, Feminist Müslümanlar, Genç Müminler, Mütedeyyin Müslümanlar, Vicdanlı Müslümanlar, Vicdani Retçi Müslümanlar. Bunlar tabii ki şu anda birer avuç insan. Ama evrensel olay başladı ve Erdoğan’ın otokratlığı arttıkça artacak.

Eğer felsefi açıdan bir değerlendirme istiyorsanız: Din, tarım toplumlarının birlik-beraberlik ideolojisidir (cohesion ideology). Küreselleşme yani uluslararası kapitalizm döneminde “birey” isterse dindar olur, ama onu şu veya bu dine hapsedemezsiniz. Patlar. 

***

***

- Sizce, Davutoğlu kalıcı mı, geçici bir başbakan olacak? AKP’nin iç bölünmelerini ve çatlaklarını önleyebilecek mi? 

- Dediğim gibi. Parti’de tabanı yok. Bilemem. Üstelik, bir süre sonra bir “Küskünler Hareketi” çıkabilir çünkü üç dönem sonra seçilememek bazılarına çok koydu. Erdoğan bunlara bazı “yemlik”ler (yönetim kurulu üyeliği, vs.) bulacaktır, ama tatmin etmez.

***

- HDP yüksek oy alışını ve Demirtaş’ın sola bakışını Türkiye’de sosyaldemokrasi’nin umudu (veya zaferi) olarak algılayabilir miyiz?

- CHP’nin adam olması için parçalanması lazım. Oysa 2015 seçimlerinden önce bunu yapması, içindeki 1930’cuları atması güç. Parçalanmadıkça, hiçbir yere veya kişiye rakip olamaz.

CHP şimdiye kadar tek bir kere oyla iktidar oldu ve bunun sebebi de CHP’liliği reddetmiş olmasıydı. Yani Orta’nın Solu politikasından bahsediyorum. Şimdi CHP yine aynı şeyi yapabilirse adam olabilir: Demokrasi, insan ve azınlık haklarını benimserse. Bu olmadan, CHP’den hiçbir şey olmaz. 

***

- Avrupa’da faşizm, ırkçılık ve AB’ye karşıt görüşler (euroscepticism) yükseliyor. Ortadoğu’da Cihadçılar yükseliyor, savaşlar sürüyor. Bu durum Türkiye’yi nasıl etkiliyor?

- Avrupa’daki bu durumların sebebi, bu ülkelere büyük bir yabancı akımı olması. Aynı şey Türkiye’de de olmakta: Suriyeliler ve yarattıkları tepki. AB’deki durumun Türkiye açısından şu an için bir etkisi yok, çünkü Türkiye zaten bu demokrasi perişanlığıyla AB için aday falan olamaz. 

Diğer yandan, Ortadoğu’da İslamcı terörün yükselmesi Erdoğan’ı vuracak, başka kimseyi değil. Çünkü İslamcı Erdoğan “İslamcılar soykırım yapmaz, terör yapmaz” deyip durdu. Ayrıca, IŞİD gibi terörist örgütlerin Türkiye’yi bir lojistik terör üssü olarak kullandıklarını artık Mısır’daki sağır sultan bile duydu. Hollanda Patriot füzelerini masraflı olduğu için mi çekiyor?

Bütün bunlar bir süre sonra birikecek birikecek, hırsızlık ve rüşvet olaylarıyla da amalgame (alaşım, karışım) olacak, bir şeyler olacak işte…

Baskın Oran / Ta Nea Gazetesi / 30-31 Ağustos 2014

Kaynak: http://www.azinlikca.net/yunanistan-bati-trakya-ozel-haber/baskin-oran-ta-nea-ya-konustu-922014.html