Tutuklanan Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve Ankara Temsilcisi Erdem Gül’e destek amacıyla önceki gün başlatılan “umut nöbetini” Basın Konseyi Yüksek Kurul Üyesi ve Cumhuriyet Gazetesi Yayın Danışmanı Doğan Satmış devraldı.

Satmış, yaptığı açıklamada “Sadece gazetecilik yaptıkları için içeride bulunan gazeteci arkadaşlarım Can Dündar ve Erdem Gül’ün uğradıkları bu haksızlığı duyurmak için bu nöbeti başlattık. 30’a yakın gazeteci halen tutuklu. Bu arkadaşlarımızın bir an önce çıkmasını bekliyoruz. Bir ülkede yöneticiler gazetecilerden korkarsa o ülkede saklanmak istenen bazı şeyler vardır. Dünyanın gelişmiş şeffaf ülkelerinde basın istediği gibi hareket eder, dünyanın gelişmemiş ve şeffaf olmayan ülkelerinde ise basın baskı altındadır. Dündar, Gül ve Mehmet Baransu’nun yazdıklarının ötesinde delil gösterilmiyor” dedi.

SATMIŞ: ŞENER'DEN SONRA SİLİVRİ'YE BİR DAHA GELMEM SANIYORDUM

Satmış şunları da ekledi: 

"Buraya Nedim Şener’i ziyarete gelmiştim ve bir daha gelmem sanıyordum. Bu durum bundan sonra buraya daha sık geleceğimizi gösteriyor. Tutuklanmaya delil diye sunulan Cumhuriyet’in iki sayfası. Gelirken babası eski gazeteci olanların çocukları aradı. ‘Babamız sağ olsaydı onlar da nöbette olurdu. Onların yerine biz nöbet tutmak istiyoruz’ diyorlar. Dündar kaçmak isteseydi soruşturma açıldıktan sonra 4-5 defa yurtdışına çıktı. Erdem Gül’de aynı şekilde öyle. O zaman kaçarlardı.”

Doğan Satmış dışarıda tutulan nöbete ilişkin CHP’li Mahmut Tanal aracılığıyla Dündar ve Gül’e not yazdı. Dündar ve Gül de yine milletvekilleri aracılığıyla yanıt gönderdi. Dündar ve Gül’ün yanıtlarını da milletvekilleri getirdi.

GÜL'ÜN MEKTUBU

Gül, dışarıda bekleyenlere yazdığı mektupta “Hapiste birinci haftamızı tamamladık. Bu süre boyunca hukuk kavramı çerçevesinde buradan ölerek çıkabileceğimiz ağırlıkta cezalar isteyen savcıya tek bir ifade verdik. 2 soru sordu. Birisi telefonlarım, diğeri de haberi aldığım kaynak. Sonrasında hakime çıktık. O da sadece haber ve devletin güvenliğini sordu. Bu bir haftalık süreçte adaleti bekliyorum.

Beklediğimiz haberin adaletidir. Habere hürriyet, habere adalet. Yaşadıklarımın insanlık ve Türkiye açısından bir ilk değil. Ama artık son olması gerekir. Bizden sonra bir daha ‘Ne ilk ne de son değil’ cümlesi kurulmasın. Artık son olsun. Haber özgürleşsin. İfade özgürleşsin. Yazı söz, düşünce özgürleşsin” dedi.

İKİNCİ KARDA KARTOPU OYNAYACAĞIZ

Gül’ün çocuklarına yazdığı mektubu ise Silivri Cezaevi’nde bulunduğu 6 yıl boyunca kızı Nazlıcan’dan ayrı kalan Tuncay Özkan gözyaşlarına güçlükle hakim olarak okudu. Gül çocuklarına şöyle seslendi: “Bilmezsiniz, zor zamanlardan geçiyorum. Bilmemesi gereken yaştasınız. Ama sizin bu hakkınız size tanınmıyor. Öyle bir zor zaman ki, illa size bunu bildirecek ve yaşatacaklar. Neyse, dün Ankara’ya ilk kar yağmış. İkinci karda kartopu oynamak üzere kucaklıyorum ikinizi de.”

DÜNDAR'IN MEKTUBU

Can Dündar ise milletvekilleri aracılığıyla gönderdiği mektupta, “Sevgili dostlar. Bugün 1 haftamız doldu. Arayanımız, soranımız, gelenimiz çok. Yalnız olmadığımızı gördük. Kalabalığız. Haklıyız. Moralliyiz. Bu destek, bu moral, bu dayanışma bitirecek bu hukuksuzluğu. Hep birlikte düze çıkacağız. Herkese dostça en içten selam ve sevgiler” diye yazdı. (Cumhuriyet)