İSTANBUL - Radikal gazetesine verdiği bir röportajda (BURADA >>>Murat Belge, BDP’li milletvekili Sırrı Süreyya Önder hakkında hem ağır ithamlarda bulunmuş hem de medyanın maniple edeceği bir dizi söyleme yer vermişti.

Murat Belge’nin “Yetmez ama evetçiler ölen adamların ölümünden sorumludur diyen Sırrı’ya, arkadaşım olduğu halde oy verecek halim kalmamıştı” sözlerine Sırrı Süreyya Önder, “Murat Belge’nin yaptığı tam bir safari şapkalı sömürge aydını pozisyonu. Bir Kürt mitingine gitsin, öfkelerini anlamaya çalışsın” sözleriyle yanıt verdi.

ANF’ye konuşan BDP İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder, Murat Belge’nin söylemlerinde problemli ifadeler olduğunu belirterek, şunları söyledi:

“Birincisi, yetmez ama evetçilerle ilgili bir polemik sürdürdük DSİP çevresiyle. Bu konudaki yazılarım Radikal arşivlerinde duruyor. Fakat bunların içersinde hiç birisi Belge’nin söylediği anlama gelecek, ölümlerden sorumlu tutacak falan durumda değil.

KALİBRESİNE YAKIŞMADI

Burada bir kere Murat Belge’nin büyük bir özensizliği ve savrukluğu var. Kendisine de söyledim. Bunu nerede okuduğunu nerde duyduğunu sordum, hatırlamadı ve doyurucu bir cevap vermedi. Böyle kalmış aklımda falan dedi.

Bu onun kalibresindeki birine yakışacak bir davranış değil. Fakat benim şahsıma söylediği şeyler önemli değil. Orada 3 tane sıkıntı var.

SAFARİ ŞAPKALI AYDIN

Birincisi, Kürtlerin önünü iliklemesi ile tarif ettiği metafor. Bu metaforun hem kendisi hem çağrıştırdıkları son derece sıkıntılıdır ve tipik bir safari şapkalı sömürge aydını pozisyonudur.

Bu pozisyona çok girdiler ve bunu çok seviyorlar. Bu pozisyonlarını haklı ve meşru göstermek için de sosyalistlere, Kürtlere, emekçilere, eylemcilere bin bir türlü hakaret etmekte bir an dahi tereddüt etmiyorlar.”

TİPİK ARLANMAZLIK

Metin Lokumcu’yu, kendisini değil ama ait olduğu çevresini, çevresinin de bir çevresi olacağını düşünerek, adil davranma kurallarını çiğneyerek Ergenekoncu ilan etme, tipik arlanmazlıktır. İnsan beş dakika düşünse yapamaz bu haksızlığı. Bu, Murat Belge gibi birinin ağzından bir çırpıda çıkacak bir şey değildir. Sadece bu söz bile fazla üzerinde konuşmayı gereksiz kılan bir şey.

Bütün geçmişine rağmen AKP’ye oy vereceğini, ama seçim sabahı oy veremeyeceğini hissettiğini söylemişti.

MARKS’A MÜRACAAT ETMELİYİZ

Üstelik de Belge kendini Marksist ve Komünist olarak tarif edince, biz de Marksa müracaat etmeliyiz. Louis Napoleon'un 18. Brumaire adlı yapıtında Marks siyasete büyük katkı yapar. Der ki, siyasetin düz formuna tekabül eden şekillerle anlamlı analiz yapılamaz. Trendi belirleyen toplumsal içeriğe bakılmalı der. Şimdi bu minvalde düşünürsek, sözde askerin geriletilmesi mesneti üzerinden konuşuyor ya, bir yandan da Marks böyle diyor. Böyle bakarsak ikimiz de anlaşırız.

MÜŞTERİ TOPLAMA OPERASYONU

İkimiz de Marksistiz. Askerin geriletilmesi nasıl bir devrim oluyor ki. Toplumsal ilişkilerde nasıl bir değişiklik meydana getirmiş oluyor. Bunları Belge’nin düşünmesi lazım diyeceğim, ama ne diyeyim bilmiyorum… Kendi bezginliklerine müşteri toplama operasyonundan başka bir şey değil bu.

Yumurta atan öğrencilerin Ergenekon’a bağlanması da aynı şey. Süheyl Batum’a verilen tepkileri yok sayarak hem de, yani neresinden tutarsak tutalım elimizde kalan bir durum. Bir yazı yazıyorum bu mevzu ile ilgili, yayınlandığında daha detaylı cevaplarım orada olacak.

BİR KÜRT MİTİNGİNE GİTSİN

Bir kere sokak eyleminde yok, yoldaşlık dayanışmasıyla buralarda olmamış, sokağa inmemiş biri. Dolayısıyla bunun yöntemleri üzerine konuşmaya ne kadar mezun bilemiyorum. Ona önerimiz, bir Kürt mitingine gitsin, ruh hallerini, öfkelerini anlamaya çalışsın Kürtlerin...''

ANF