“Gönlünün yaraları
O kadar çoktu ki istemiyordu
Uzaklaştırdı kendinden gelip yaklaşanları
Etrafına bakındı
Sanırım hayat zor
Geçmez, gitmez böyle
Böyle yalnız!
Ne zaman ki açtı gönlünü
Karşılaştı onunla, gördü bu dilberi
... “


Bugünlerde Picasso’nun Guernica’sını anımsatan bir kentten, Cizre’den yetişen bir ses Sîmir Rûdan. İlk ve tek albümü olan Bi Çîrokî ’yi 2013 yılında Ütopya Müzik’ten çıkarmış.  Albümdeki şarkıları belli bir formda değerlendirmek zor olsa da daha çok rock havası esiyor albümden. Ama dinlemeye hangi şarkıdan başlarsanız başlayın derin bir müzik bilgisi ve özenli bir çalışma olduğunu daha ilk dakikalarda fark ediyorsunuz.

Rudan’ın albümü yayınlandığı 2013 yılında Hawarnet adlı Kürt medyası tarafından o yıl çıkan Kürt albümleri listesinde en tepede yer almış. Bana kalırsa bu değerlendirme hiç de haksız değil. Yazık ki pek çok özenli ve değerli yaratımlar gibi Sîmir Rûdan’ın müziği de adeta bir çöp sepetini andıran müzik piyasamızda kendine bir yer bulamamış, ya da böyle bir çabaya hiç girişmemiş.

Kürt müziğine bu kadife dokunuş, ayrıksı bir ses ve sadece dinlemek isteyenlerin duyabileceği bir tını olarak kendi mütevazı yerini açmış kendine. O yer günümüz dünyasının yıpratıcı koşuşturmasından, rekabetinden ve bütün kötücül duygularından uzakta bir çınarın gölgesi. Dingin ve kendi içinde demlenen bir müzik Rûdan’ınki. Öyle sanıyorum ve umut ediyorum ki bu albüm hiç eskimeyecek ve Rudan bir müzisyen olarak zaman içinde dinleyici kitlesini gittikçe genişletecek.

Ben de Sîmir Rûdan’ın albümü Bi Çîrokî'yle daha birkaç gün önce ve tesadüfen karşılaştım. O bir kaç gün içinde bütün şarkılarını tekrar tekrar dinledim. Hiçbir müzikal değeri olmayan ama her gün gözümüzün içine içine sokulan şarkılardan yorulmuş biri olarak, bana çölde bir vaha esintisi yaşatan bu şarkıları dinlemeye devam ediyorum. İstedim ki herkes duysun dinlesin...

Youtube'daki şarkılarından biri:



Sol gazetesinin Simir Rudan’la yaptığı söyleşi: sol.org.tr