Osmanlı’da ilk tiyatro faaliyetleri, Osmanlı topraklarına gelen Soullier Sirki‘nin sergilenmesi için kiralanan binada sergilenmiştir. Yine İstanbul’a gelen Karapet Papasyan tarafından haftanın belirli günleri pandomim oynanmıştır ama Osmanlı’da tiyatro resmi olarak Agop Vartovyan (Güllü Agop) aracılığıyla başlamıştır.

Osmanlı tebaasında Müslümanların tiyatroyla ilgilenmesi ayıplanmıştır. Gedikpaşa Tiyatrosu‘nun açılmasından sonra Müslümanlar arasında da tiyatro faaliyetleri başlamıştır. İlk Kürt tiyatrosu da yine Osmanlıdaki tarihe eş sayılabilecek bir tarihte “1893’te Chicago Dünya Fuarı’nda başlamıştır.” (Kürt Tarihi Dergisi Sayı 2)

1900’lerde İstanbul’da açılan Kürt öğrenci derneklerinde de Batılı anlamda modern Kürt tiyatro çalışmaları başlamıştır. (Kimine göre Hakkarili Abdürrahim Rahmi’nin 1919 yılında yazdığı ilk piyesle başlar.)

Irak, İran, Ermenistan, Gürcistan ve Avrupa’da da tiyatro çalışmaları sürdürülür. Lozan Anlaşması sonrası İstanbul’da kaçmak zorunda kalan Kürt aydınları da Irak ve çeşitli ülkelerde irtibatta olup, basın yayın ve tiyatro faaliyetlerine devam etmişlerdir.

KOMELEY ZANİSTİ KURDAN- KÜRT BİLİM TOPLULUĞU (1926)

Süleymaniye’de 1926’da kurulan Kürt Bilim Topluluğu, sadece kamusal eğitimde değil sanat ve edebiyatın da teşvik edilmesinde çok önemli bir öncü rol oynamıştır. Topluluk aracılığıyla ilk tiyatro faaliyetleri de başlar ve George Abyad’ın ”Bilgi ve Cehalet” (Îlm û Cehl) oyunu 1926’da oynanır. Okullarda tiyatronun gelişmesi için öncülük edilir.

Ebubekir Hewri’nin yazdığı Aşk ve Sadakat (1933) ve Cesur Komutan (1935) oyunları sergilenmiş ve Kürt öğrencilere aşk, sadakat ve kahramanlık anlatılmıştır. Dönemin Kürt aydını ve tiyatronun öncüsü Piremerd, kendi gazetesi olan Jiyan Gazetesinde tiyatro hakkında şöyle yazar: ”Bu sanat ulusun ahlakında, ülkenin geleneklerinde ve bireylerin zihinlerinde büyük etkiler bırakıyor… Tiyatro, despotluk ve diktatörlük virüsünü taşıyanlara ahlaki bir ders veriyor ve tarihin bir hatırlatıcısı olarak işlev görüyor.”

SOVYET BİRLİĞİ VE KÜRT TİYATROSU

17 Ekim devriminde Çarlık Rusya’nın yıkılmasından sonra Sovyetler Birliği oluşturuldu ve  Sovyetler çatısındaki tüm halklara hem siyasi hem de kültürel haklar verildi. Lenin ile aynı saflarda mücadele eden Kürtlere de çeşitli haklar Lenin döneminde verildi. Kürtçe gazete Rîya Teze yayına başladı. Elegez Tiyatrosu oluşturuldu. Bilim Akademisi, Kürt Pedagoji Akademisi, Kürt Aydınlar Birliği, Yazarlar Birliği, Kürt Öğrenciler Birliği gibi kurumlar  oluşturuldu.

ELEGEZ KÜRT TİYATROSU (1937)

Elegez, adını Kars’ın karşısında bulunan Ermenistan sınırlarında 4095 rakımlı Elegez Dağı’ndan almaktadır. Elegez yakınlarında olan Kürt köylerinde Lenin döneminden kalma kültürel çalışmalar hız kazanmış ve kurumsallaşmıştır. Elegez’de açılan köy okuluna Kürtçe kaynak oluşturmak amacıyla Süryani İshak Maragulov ve Erebe Şemo yardımıyla Kürtçe kitaplar basılmıştır.

1937 yılında ise civar köylerdeki seçmelerle Elegez’de devlet destekli Kürt Tiyatrosu kurulur. Tiyatronun başına ise Celaté Koto getirilir. Ermeni ve Kürt yazarların oyunlarıyla Elegez Tiyatrosu oyunlar sergilemeye başlar. Oyunlardan Ermeni yazar S.Genosyan’ın ”Keça Mîrê”, (Mir’in Kızı), ”Kerr û Kulik”, ”Heso”; S. Kojoyan’ın ”Xuliqandina Rojê” (Güneşin Yaratılışı); V. Şoxêryan’ın ”Kenarê Elegezê” (Elegez’in Kenarı); V. Manvêlyan’ın ”Nêçîra Lalvarê” (Lalver Avı) ilk dönem akılda kalan oyunlardan bazılarıdır.

İKİNCİ DÜNYA SAVAŞI YILLARINDA TİYATRO

Tiyatronun beşinci yılında patlak veren İkinci Dünya Savaşı sırasında tiyatro çalışmalarına devam eder. Oyunlarda kahramanlık ve yurtseverlik temalarının olduğu oyunlar oynanmaya başlanır. Mem u Zin’in gibi Kürt mitolojisinde önemli yeri olan oyunlar da belleklerde  iz bırakır. Tiyatro Elegez’in statüsünün değişmesinden sonra onuncu yılında 1947 yılında kapatılır.

1950’lerden sonra Kürt tiyatrosu örnekleri çoğalmıştır. Avrupa ve Türkiye, Irak, İran, Ermenistan ve Gürcistan olmak üzere çeşitli ülkelerde hala tiyatro oynanmakta ve piyesler yazılmaktadır.

KAYNAK: gaiadergi.com