Milliyet yazarı Meral Tamer’in 9 Ağustos’ta yayınlanan “Bayram namazına, hastaneye, cenaze evine şortla gidilir mi?” başlıklı yazısına tepki yağıyor.

Konu Cengiz Semercioğlu’nun bugün Hürriyetteki köşesinde dile getirmesiyle iyice alevlendi. Twwitter'da "Meral Tamer" ismi öne çıkarken #dirensort etiketi de ilk sıraya yerleşti.

İşte Cengiz Semercioğlu’nun yazısı:

MERAL TAMER GERİ KAFALI MI OLDU?

Milliyet yazarı Meral Tamer bayram haftasının en şaşırtıcı yazılarından birine imza attı, olur olmaz yerde karşısına çıkan şortlu kadınlardan rahatsızlığını dile getirdi...

Yazısında “Geri kafalı mı oldum” diye kendi kendine sorduğu için bu cümleyi ben de başlığa almakta bir sakınca görmedim.

“Tatil yöresinde giyebileceğim şortla kalkıp da markete, hastaneye, postaneye gitmeyi aklımın ucundan geçirmem” diyor Meral Tamer...

Sonra da bizzat yaşadığı örnekleri sıralıyor.

Etiler’deki marketlere kısacık şortlarıyla gelen kadınlar varmış...

Bir laboratuvara gitmiş orada da şortlu kadınlar görmüş.

Amerikan Hastanesi’nde sırasını beklerken neredeyse kasıklarına kadar bacaklarını açıkta bırakan şortlu bir kadına rastlamış...

“Hastaneye gitmenin bir adabı yok mu” diye soruyor Meral Tamer...

“Eminim bayram ziyaretlerine de kısacık şortlarla gidenler olacaktır” diye de ekliyor.

Vallahi ne yalan söyleyeyim böyle bir yazıyı Meral Tamer’den okuyunca şaşırdım.

Öncelikle “Kısa şort bu yaz moda mı acaba” sorusuna yanıt vereyim, Evet fena halde moda...

Bu yaz sokakta, gece hayatında, çarşıda, pazarda, sayfiye yerinde ya da şehirde her yaştan şort giyen kadını görmek mümkün...

Meral Tamer öyle yapıyor olabilir ama yazlık yerde şort giyilir, şehirde giyilmez diye bir kural var mı?

Şort giyilmesinin çok yadırgadığı yerler de market, hastane, postane...

Bir kadının kısa şortuyla hastaneye, postaneye, markete gitmesinden daha normal ne olabilir?

Oralara gitmeyecekse şehirde hiçbir yere gitmemesi, şort giymemesi gerekiyor zaten...

Meral Tamer’in bir kadın olarak kadınların giyimine kuşamına ‘adab’ cephesinden yaklaşıp yasakçı zihniyetle örtüşmesi üzücü...

Hepsinden çok daha önemlisi hani kimsenin giyimine kuşamına karışmayacaktık?

Hani herkes istediği gibi giyinecekti...

Kendi hayat tarzına göre istediği kadar kapanıp istediği kadar açılacaktı...

Bakın bayramda türbanlı ve çarşaflı kadınlar Nadide Sultan’ı orkestrasındaki erkeklere paravan çektirerek dinlediler...

Hemen yanındaki koyda ise bikinileriyle kadınlar güneşlendi...

Herkes bayramı istediği gibi kutladı...

Doğrusu da bu...

Öyleyse marketteki şortlu kadından neden rahatsız oluyor Meral Tamer...

Nasıl ki marketteki çarşaflı kadından rahatsız olmayacaksak, şortlu kadından da olmayacağız...

Şimdi başlıktaki soruya Meral Tamer yanıt versin.

BU DA MERAL TAMER’İN ÇOK TEPKİ ALAN YAZISI:

Bayram namazına, hastaneye, cenaze evine şortla gidilir mi?

Bayram tatili için İstanbul’dan arife günü otomobille yola çıkanlar, 3 saatlik Bolu yolunu 15 saatte almışlar. Tam bir kabus!

Onların terk ettiği trafiksiz-egzozsuz boş sokaklarda dün sabahın erken saatlerinde yürüyüş yapıyorduk. Karşıdan gelen ve sabah koşusuna çıktığı her halinden belli olan kır saçlı şortlu bir bey, bizi görünce yavaşlayıp “Levent Camii ne tarafta?” diye sordu. Biz yolu gösterince de bayramımızı kutlayıp Cami yönünde koşmaya devam etti…

Anlaşılan bayram namazına yetişmek istiyordu. Nitekim 10 dakika sonra ezan okundu. Doğrusu çok merak ettim; adamın sırtındaki küçük çantada bacaklarını örtecek bir pantolon var mıydı? Yoksa artık namaz bile şortla kılınabilir hale mi geldi? Evet merak ediyorum; çünkü son dönemde en olmadık yerlerde her yaştan, çoğunluğu kadın, kısacık şortlu insanlara rastlıyorum.

Şort giymeyi severim

Aslında giyim eşyası olarak şortu çok severim. Yerine göre çeşitli boylarda şortları, her yaştan kendine yakıştırarak giyenleri keyifle seyrederim. Özellikle tatil yörelerine gidiş-gelişte havaalanlarında ve uçaklarda çok renkli, değişik desenli şortlar hep dikkatimi çeker.

Kendim de şort giyerim, ama yerine göre tabii... Tatil yöresinde giyebileceğim şortla kalkıp da markete, hastaneye, postaneye gitmeyi aklımın ucundan geçirmem. Ne var ki günlük market alışverişini yaptığım Akmerkez Macrocenter’de de, Etiler Gurme Carrefour’da da bu yaz başından beri minnacık şortlarıyla gelen kadınlar dikkatimi çekiyor. Hani öyle tatilden gelmiş ve hemen geri dönecek gibi yanık bir halleri de yok; frapan tipler de değiller...

Geçen gün rutin kan ve idrar tahlillerim için yıllardır müdavimi olduğum Biruni Laboratuarı’na gittim; orada da tahlil için gelmiş şortlu kadınlara rastlamaz mıyım? Bu ilk kez oluyor…

Geri kafalı mı oldum?

Bitmedi; hafta başında bir muayene için gittiğim Amerikan Hastanesi’nde sıramı bekliyordum. Baktım, 50-55 yaşlarında bir hanım, bacaklarını neredeyse kasıklarına kadar açıkta bırakan kısacık şortu ve yanında eşiyle birlikte gelip karşımdaki koltuklara oturdular. Hangisi hastaydı bilmiyorum, ama hastaneye gitmenin de bir adabı yok mudur?

Her türlü aykırı davranışa ve değişik fikre açık olan ben, galiba hayatta galiba ilk kez bir şeyi bayağı yadırgıyorum. Ben mi geri kafalı olmaya başladım, yoksa bu yaz sadece popoları kapatıp, baldırları tamamen açıkta bırakan şort giymek çok mu moda oldu bilemiyorum valla…

Hele geçen hafta İstanbul’da bir cenaze evinde, yine orta yaş üstü bir hanımı, ancak tatil beldesinde giyilebilecek kısalıkta bir şortla görünce “pes artık” dedim. Umarım cenazeye de aynı şortla gitmemiştir. Bu bayram eminim, bayram ziyaretlerine de kısacık şortlarla gidenler olacaktır.

Yoksa AKP’ye tepki mi?

Acaba diyorum, özellikle orta yaş ve üstü kadınlarda beni rahatsız eden bu kısacık şortlar, Başbakan Erdoğan’ın giderek otoriterleşen ve muhafazakarlık dozu artan iktidarına karşı, laik kesimden yükselen bir tepki şekli mi?

“Senin yandaşların kapandıkça ben açılacağım!”

“Hamileler sokağa çıkmasın mı diyorsunuz, ben inadıma karnımı daha da ortaya çıkartan dar tişörtler giyeceğim!”

Örnekleri çoğaltabiliriz.

Galiba bu ihtimali de dışlamamak lazım.