Kemal Göktaş/ Vatan

İzmir Karabağlar Polis Merkezi'nde Fevziye Cengiz isimli kadının maruz kaldığı vahim dayak görüntülerininortaya çıkarılmasından sonra, en az bu görüntüler kadar vahim bir polis raporu olduğu da anlaşıldı. Ele geçirdiği görüntülere ilişkin polis raporunda, dayaktan hiç bahsedilmemesi ve polislerin sürekli "hararetli" konuşan ve bir türlü sakinleşmeyen kadını etkisiz hale getirmek için "fiziki müdahalede" bulundukları, Cengiz'in bu fiziki müdahaleye karşılık verdiği için "arbede" çıktığı, ama sonunda polislerin genç kadını sakinleştirdiği yazıldı. Üç polis tarafından görüntüler 'izlenerek' hazırlandığı belirtilen raporda, mağdur kadının dakikalarca tekme, tokat dövülmesinden, saçlarının çekilmesinden ve elleri kelepçeli olduğu halde üzerinde oturulup dayağa devam edilmesinden hiç bahsedilmezken, "fiziki müdahale" sırasında bir polisin gömleğinin yırtıldığının özellikle vurgulanması da dikkat çekti. Görüntülerde içerde dayak devam ederken bir resmi polis memurunun perdeyi çekerek dayağı gizlemeye çalıştığı da yer almadı. Bu arada, görüntülerin 27 Temmuz'da Emniyet'in elinde olmasına rağmen, sanık polislerin görüntülerin yayınlanmasından sonra gelen idari baskı nedeniyle önceki akşama kadar açığa alınmamaları da dikkat çekti.

GÖRÜNTÜLER SAVCILIĞIN TALİMATIYLA ALINDI
Karabağlar Polis Merkezi'nde 16 Temmuz gecesi yaşanan olaydan sonra, polislerden feci biçimde dayak yiyen Fevziye Cengiz'in şikayeti üzerine savcılık soruşturma başlattı. Savcılık 22 Temmuz'da Emniyet'e polis merkezindeki kamera kayıtlarının alınmasını ve bir rapor hazırlanması talimatını verdi. Kamera kayıtlarını 25 Temmuz'da polis merkezinden alan Bilgi İşlem Şubesi görevlisi bir Komiser Yardımcısı ile 2 polis memuru tarafından hazırlanan ön inceleme raporunda işkence ve dayaktan hiç bahsedilmedi. VATAN'ın ele geçirdiği polis raporunda görüntüler şöyle anlatıldı:

HARARETLİ KONUŞUYORDU!
"Dış kamerada saat 23.08'den iitbaren resmi polis otolarıyla peş peşe birkaç grup bayan getirildiği ve karakola giriş yaptıkları görülmüş ve bayanın (Fevziye Cengiz) hararetli ifadelerle sağa ve sola gittiği, tam ifade alma odasına doğru yürürken 1 numaralı şahıs (sanık polislerden biri) tarafından engellendiği görülmüş, devamında bayanın yine hararetli ifadelerle tartışmaya devam ettiği anlaşılmış, hemen sonrasında bayanın 1 nolu şahsa yönelik fiziki temasta bulunduğu görülmüş, bu duruma 2 numaları şahsın bayanın kolundan tutarak engel olmaya çalıştığı görülmüş, fakat söz konusu bayanın hararetli tartışmaya devam ettiği ve bunun üzerine 2 numaralı şahsın bayanı karakol nöbetçi masasına doğru uzaklaştırıldığı görülmüş(tür).

BİR TÜRLÜ SAKİNLEŞMEDİ
"Bekleme salonunda diğer bayanlarla otururken çok kısa bir süre sonra bayan yerinden kalkmış, itiraz ederek salonda sağa sola yürüyüp elinde cep telefonuyla yine hararetli bir şekilde konuşmaya devam etmiş ve yere tükürdüğü görülmüştür. Bayanın diğer bayanlar tarafından sakinleştirilmeye çalışıldığı ancak hiçbir şekilde sakinleşmediği ve sürekli el kol hareketleriyle birşeyler söylemeye devam ettiği, 1 numaralı şahsın bayanı ifade alma odasına davet ettiği görülmüş(tür).

FİZİKİ MÜDAHALEYE FİZİKİ MÜDAHALE İLE KARŞILIK VERMİŞ!
İfade odasını çeken kamera kayıtlarına bayanın girmesinden itibaren bayanın odaya girdiğinde odanın boş olduğu, 3 nolu şahsın bayanla birlikte odaya girdiği ve bayanla aralarında hararetli konuşmanın devam ettiği görülmüş, hemen akabinde 3 nolu şahsın bayana fiziki müdahalede bulunduğı görülmüş ve fiziki müdahale sırasında bayanın 3 nolu şahsa fiziki olarak karşılık verildiği görülmüş(tür).

ARBEDEDE POLİSİN GÖMLEĞİ YIRTILMIŞ!
Fiziki müdahale devam ederken odaya 1 resmi polis ve 1 nolu şahsın girip kapıyı kapattıkları görülmüş(tür). Arbede, içerde bulunan 1 resmi polis memuru, 1 nolu şahıs, 3 nolu şahıs ile bayan arasında devam ederken 3 nolu şahsın gömleğinin yırtıldığı görülmüş(tür).

ETKİSİZ HALE GETİRMEYMİŞ
Arbedenin bir süre devam ettiği, bayanın 1 ve 3 nolu şahıslar tarafından etkisiz hale getirilmeye çalışıldığı ve 1 nolu şahsın odadan çıkarak dönüşünde kelepçe ile odaya döndüğü ve yerde bayana kelepçe takılarak etkisiz hale getirildiği görülmüş, kelepçe takılması sonrasında bir süre daha fiziki müdahale devam ettiği ve sonrasında bayanın kelepçeli vaziyette kameranın çektiği ifade alma odasından bekleme salonuna alındığı görülmüştür."

PEKİ NE OLMUŞTU?

Güvenlik kameralarındaki görüntüleri izleyenler ise bu raporda anlatılanlardan bambaşka bir manzara ile karşılaştı. Karakolda yaşananlar görüntülere şöyle yansıdı:
Fevziye Cengiz polis aracından indirildikten sonra karakola girerken sivil polislerle tartışırken görülüyor. Sivil bir polisin iterek içeri soktuğu Cengiz, polis merkezinin bekleme salonunda da polislerle tartışırken görüntülene yansıyor. Sürekli bir şey anlatmaya çalıştığı gözlenen genç kadının polisler tarafından önce zorla oturtuluyor. Ancak itirazlarına devam etmesi üzerine bir polis kolundan tutarak zorla bir odaya götürüyor. Bu odadaki kameralara yansıyan görüntüler ise feci dayağı gözler önüne seriyor. Görüntülere göre iki sivil polis, ifadelerin alındığı odaya soktukları genç kadını bir masanın arkasına götürerek tekme ve tokat atıyor, saçını çekiyor. Bu sırada genç kadını kameranın görmediği kapı eşiğine götüren polislerin inip kalkan kolları görülüyor. İki polis döverek kadını bu defa masanın altına yatırıyor ve ellerini arkadan kelepçeliyor. Kadının özellikle yüzüne vurmaya devam eden iki polisin ağız hareketlerinden küfür ettikleri ve bağırdıkları anlaşılıyor. Bir sivil polis dışarı çıkıyor ancak diğeri genç kadının üzerinde oturarak dakikalarca tokat atmaya ve saçını çekmeye devam ediyor. Bu sırada odaya bazı resmi polisler girip çıkıyor ancak dayağa müdahele eden olmuyor. Dayağı baştan beri seyreden beyaz saçlı polis ise perdeyi çekerek dayağın dışardan görünmesini engellemeye çalışıyor.
Dayakçı diğer polis odaya dönüyor ve her ikisi de yerde yatan kadını bir süre daha dövmeye devam ediyor. İşkence görüntüleri, iki polisin kadını ayağa kaldırdıktan sonra tokatlamaya, saçların çekip tartaklamaları ile devam ediyor. Polislerin bu sırada işaret parmaklarını sallayarak kadına birşey söylemeleri dikkat çekiyor. Polislerden birinin hırsını alamayarak, iki eliyle kadının her iki yanağına birden tokat atması dikkat çekiyor. İşkence görüntüleri, polislerin ayakkabısı çıkan kadına ayakkabılarını giydirip dışarı çıkarmaları ile son buluyor.

5 AY SONRA AÇIĞA ALINDILAR

Görüntülerin 27 Temmuz'da Emniyet'in elinde olmasına ve izlenerek rapor haline getirilmesine rağmen sanık polislerin görüntülerin yayınlanmasından sonra gelen idari baskıya kadar açığa alınmamaları da dikkat çekti. Emniyet'in polisleri açğa almamasında, hazırlanan raporda vahim dayaktan hiç bahsedilmemesinin etkili olabileceği belirtildi.

İŞKENCE Mİ "BASİT YARALAMA" MI?

"İşkenceye ve Diğer Zalimane, İnsanlık Dışı veya Onur Kırıcı Muamele veya Cezaya Karşı Birleşmiş Milletler Sözleşmesi"'ne göre işkence "sadece bilgi almak için yapılan acı verici eylemler" olarak değil, aynı zamanda bir kamu görevlisi tarafından "cezalandırmak, korkutmak, zorlamak amacıyla" yapılan "ağır acı ve ıstırap veren eylemleri" de kapsıyor.
Türk Ceza Kanunu'nun 94. maddesi ise işkenceyi "Bir kişiye karşı insan onuruyla bağdaşmayan ve bedensel veya ruhsal yönden acı çekmesine, algılama veya irade yeteneğinin etkilenmesine, aşağılanmasına yol açacak davranışlar" olarak tanımlıyor. Kanuna göre işkenceyi bilfiil yapan kamu görevlisinin yanı sıra işkence yapıldığını öngörmesine rağmen bu konuda gerekli müdahalede bulunmayan kamu görevlileri de "ihmal suretle işkence suçu" işlemiş sayılıyor.
Türkiye'nin taraf olduğu uluslararası sözleşmeler ve Türk Ceza Kanunu'ndaki açık hükümlere rağmen, polis raporuna "fiziki müdahale" olarak yansıyan Karabağlar Polis Merkezi'ndeki dayak görüntülerinin savcılık tarafından da "işkence" değil, "basit yaralama" kapsamında değerlendirilmesi dikkat çekti. Savcılık, polislere işkence suçundan dava açsaydı 3-12 yıl arası hapis istenebilecek ayrıca dayağı izleyen ve müdahale etmeyen diğer polis memurları da işkence davasının sanığı olacaktı. Oysa savcılık suçu "basit yaralama" olarak değerlendirince sanıklar için istenen ceza 6 aydan 1.5 yıla kadar hapis oldu. Dayağa kayıtsız kalan polislere de hiçbir işlem yapılamadı.