Vicdani Ret Derneği, Cezayir Restaurant'ta düzenlediği Vicdani Ret Buluşması'nın ardından Galatasaray Meydanı'nda açıklama yaptı. Çok sayıda kişi vicdani reddini açıkladı.

Vicdani Ret Derneği adına açıklama yapan Oğuz Sönmez, 15 Mayıs'ta kuruluşlarını ilan ettiklerini hatırlattı, Türkiye'nin imzaladığı bir çok uluslararası sözleşmede insan hakkı olarak tanınan vicdani ret hakkının anayasal bir hak olarak tanınması için mücadele edeceklerini, vicdani reddini açıkladığı için baskı altına alınan, tutuklanan "sivil ölüm"e terk edilen vicdani redçilerle dayanışma içerisinde olacaklarını söyledi.

"Savaş, insan ve doğa için bir yıkımdır" diyen Sönmez, vicdani reddin savaşın insan unsuru olmayı reddetmek olduğunu kaydetti.

Sönmez, "İşimizin kolay olmadığını biliyoruz" dedi ve ekledi:

"'Asker milletiz', 'Her Türk asker doğar' söylemlerle zenginleştirilmiş militer kültürün adeta içselleştirildiği bir ülkede elbette işimiz zor. Bir savaşın sonlandırılmaya çalışıldığı sırada başka bir savaş tehlikeninin içine düşer gibi olduğumuz bir ülkede yaşamak için işimiz zor. Ancak, herkes bilmeli ki; vicdani redçiler bütün zorlukları aşacak kararlılığa sahip."

Ardından çok sayıda kişi "ölmek ve öldürmek istemiyoruz" diyerek Reyhanlı'da katledilen onlarca kişiye atfederek, vicdani redlerini açıkladı.

Uğur Akbaş (Lise öğrencisi): İnadına reddediyorum, asker olup ölmeyi, öldürmeyi. Devletin şiddetine, baskılarına, yasaklarına, gaz bombalarına karşı yılmayacağım, pes etmeyeceğim, mücadele etmekten vazgeçmeyeceğim.

Nergis Şen: 7 yaşından 17 yaşına kadar bu sistemin bizleri şekillendirmek için kurdğuğu okullara kapatıldım. Ben militarizmi evde annem ve babamdan, mahalede arkadaşlarımla oynadığım oyunlardan, okulda öğretmenimden, televizyonda dizilerden öğrendim. Ve öğrendiğim şey: militarizm devlete piyon kapitalizme köle olmamız, erkeğin orduya, kadının eve kapatılmasına, ölmeye ve öldürmeye alışmamız. Onun adına üzülüyorum! Çünkü ne yaparsa yapsın ona alışmayacak insanlar var. Ve ona alışamayanların sayısı gün geçtikçe artıyor. Hiç bir iktidara, otoriteye ve militarizme itaat etmeyecek anarşist bir kadın olarak vicdani reddimi açıklıyorum.

Halil Özgür Çelik: Barış süreci yaşanıyor ama bugün açıklanan retler yoğun savaş sürecinde açıklananlardan farklı anlam taşıyor. Çünkü Suriye'de insanlar katlediliyor, Rojava'da Kürt halkı yine savaşa ve inkara direniyor. Özgür bir yaşama olan inancımla devleti ve kapitalizmi hayatımın tüm alanlarından çıkarıyor, vicdani ve total reddimi açıklıyorum.

Fırat Binici: Doğduğumuz andan itibaren bizleri sömüren, ezen ve her istediğini yaptırabileceği birer köle haline getirmeye çalışan bu devletin ve bütün devletlerin zorunlu askerliğini vicdanen reddediyorum.

Okan Şahin: Ordudaki hiyerarşik, emir-itaat düzenini ve özgürlük mücadelesi veren KÜrt kardeşlerimi öldürmeyi reddediyorum.

Melike Bozkurt: Resmi olarak askere çağırılmasamda yaşamımın her alanında koca bir orduda yaşıyor gibiyim. Kadının pasif ve edilgen pozisyonundan yükselen erkek iktidara karış hayatımın tüm alanına yayılan militarizmi reddediyorum. Hayallerimiz çalınmadan, hayallerimizle buluşalım.

Ahmet Özgür Erdoğan: Her emir özgürlüğün suratında patlayan bir tokattır. Bu nedenle hayatımızın her alanına sızmakta olan militarizmi ve devleti reddediyorum.

Selin Karakartal: Bu sisteme itirazım var. Bu sistemde kadının görevi militarizme hayırlı üç asker doğurmak ve yetiştirmek. Ölmek ve öldürmek kimseye dayatılamaz, kimsenin boynunun borcu değil. Reddediyorum.

Metin Bayrak: Ben "ötekiliği" ben niye Alevi olarak doğdum diyerek, okuldan eve geldiğimde ağlayarak yaşadım. Öteki olarak ölmeyi öldürmeyi reddediyorum."

Eylemde, "Askere gitme kardeş kanı dökme", "Reddet diren hayır de askere gitme", "Savaşta barışta militarizm öldürür" sloganları atıldı. (ETHA)