Özgürlükçü Hukukçular Derneği'nin (ÖHD) üyelerinde oluşan ve Ankara'da olay yerinde incelemelerde bulunan 34 avukatın yaptığı tespitler, rapor şeklinde açıklandı. ÖHD üyesi avukatların hazırladığı raporda, olay yerinde delillerin karartılmak istendiğine vurgu yapıldı.

Soruşturma işlemleri esnasında tespit edilen hukuka aykırı işlemlerin yer aldığı raporda, mitingin toplanma yeri olan Ankara Garı önünde saat 09.40 sıralarında henüz kortejler oluşturulurken ardıl patlamalar meydana geldiği hatırlatılarak, patlamanın iki ayrı noktada ve dar bir alanda gerçekleştiğine işaret edildi.

Raporda, bombalama eyleminin soruşturulmasının tarafsız ve etkili nitelikte olması gerektiğine işaret edilirken, buna karşın 'hiçbir surette patlamaların gerçekleştiği alanın koruma altına alınmadığı, olay yeri inceleme ekipleri ve savcının olay yerine intikal etmediği, olay yerinde bulunan halkın güvenliğine dair hiçbir önlem alınmadığına' vurgu yapıldı.

Raporda, katliamlardan yaklaşık 1,5 saat sonra Olay Yeri İnceleme ekiplerinin geldiği, ancak savcı gelmediği için işlemlerin başlatılmadığı ifade edildi. Patlamanın gerçekleşmesinden 2,5 saat sonra ise Başsavcı vekilinin olay yerine gelerek, başka savcıların görevlendirileceğini söylediği bilgisi paylaşıldı.

'DELİLLER TOPLANMADI'

Raporda, "Olay yeri inceleme işlemleri sırasında delillerin kaybolmasının önlenmesi, derinlemesine soruşturma yürütülmesinin güvence altına alınması amacıyla hazır bulunmak isteyen avukatlar olay yerinden uzaklaştırılmış ve sadece 3 avukatın hazır olmasına izin verilmiştir. Olay yeri inceleme devam ederken dahi güvenlik önlemleri sadece avukatlar ve yakınları aleyhine alınmıştır. Cenazelerin kaldırılmasına odaklanan ekipler, geniş menzilli sonuçları olan patlamada olay yeri inceleme alanı dar tutulmuş, kimliklendirme için zorunlu doku örnekleri, eşya ve suçun aydınlatılması için gereken fiziksel deliller inceleme dışı bırakılmıştır. Delillerin güvenliği sağlanmadığından, olay yerinin bozulduğu ve bunun önlenmediği açıktır. Bunun gibi olay yerinde birçok insanın delillerin üzerine basarak gezdiği gözlemlenmiştir. Cenaze araçlarının da benzer şekilde olay yerine delillerin üzerinden geçip cenazelere yaklaşarak hareket ettikleri görülmüştür" denildi.

'VALİLİK BİNASINDA KİMSE YOKTU'

Avukatların soruşturma işlemlerinin hiçbir aşamasında bilgilendirilmediğinin kaydedildiği raporda şu hususlara dikkat çekildi:

"Derhal toplanılması talep edilen görüntü kayıtları ve diğer deliller yönünden taleplerimiz cevapsız bırakılmıştır. Bunun gibi Ankara Adliyesine ulaşan avukatlar 'nöbetçi savcıya' yönlendirilmiş, etkin ve hızlı yürütülmesi gereken soruşturmanın yürütücüsü olan herhangi bir Savcı bulunamamıştır. Nöbetçi Başsavcı vekili ile yapılan görüşmede sadece otopsiler ile ilgilenildiği soruşturma ile ilgilenilmediği bilgisi alınmıştır. Olayın vahametine rağmen valilik binasında ise kimsenin olmadığı anlaşılmıştır.

'DELİLER KARARTILMAK İSTENDİ'

"Sadece erken safhada tespit edilen bu aykırılıklar delillerin karartılması endişesi yaratmaktadır. Etkin bir soruşturma yürütülmesi için gereken asgari planlamadan yoksun, hızla ve derinlemesine yürütülmeyen işlemler ve hiçbir resmi bilgilendirmenin yapılmaması, soruşturmanın kamudan kaçırılacağını ortaya koymuştur. 'İnfial korkusu' ve 'savcı güvenliği' endişelerinin yürüttüğü bu soruşturmanın bağımsız olamayacağı da açıktır." (DİHA)