12 Eylül mahkemelerinde Devrimci Yol Ana Davası'ndan yargılanan Oğuzhan Müftüoğlu, Melih Pekdemir, Tayfun Mater, Sedat Göçmen, Ali Alpatlı, Bülent Forta ve Mehmet Akın Dirik 4 Nisan'da Ankara 12. Ağır Ceza Mahkemesi'nde başlayacak olan 12 Eylül davasına müdahillik başvurusunda bulundu.

 

7 kişi adına avukatları Halis Yıldırım, Ankara Adliyesi önünde açıklama yaptı. Yıldırım davaya katılma dilekçesini Mahir Çayan ve yoldaşlarının öldürüldüğü 30 Mart'ta vermeyi özellikle tercih ettiklerini belirtti.

 

'DARBE İKTİDARA KARŞI DEĞİL HALKA KARŞI YAPILDI'

12 Eylül darbesinin iktidara karşı değil, halka karşı yapıldığının altını çizen Avukat Yıldırım, "İktidar figürleri değişse de temelde egemenlerin iktidarı 12 Eylül öncesinde, 12 Eylül'de, sonrasında ve şimdi de değişmemiştir. Değişen kişiler ve yönetimlerdir" dedi.

 

12 Eylül yargılamasının, 12 Eylül'ün aklanmasına dönüştürülmesi tehlikesinin çok büyük olduğunu kaydeden Avukat Yıldırım, şöyle konuştu: "Bu tehlikenin önüne geçmenin koşullarını yaratmak için, darbenin gizli, görünür tüm sanıklarının mahkum olması ve tüm dünyaya yeniden teşhiri için, 12 Eylül öncesinde Türkiye halklarının ve devrimcilerin doğru mücadelesine yapılan liberal yalanların deşifresi için katılma dilekçesi veriyoruz."

 

Avukatlar açıklamanın ardından adliyeye girerek dilekçeleri verdi.

 

İDDİANAMEDEKİ 'KENAN EVREN DİLİ'NE DİKKAT

Dilekçede, davaya katılma talebinde bulunan Müftüoğlu, Pekdemir, Mater, Göçmen, Alpatlı, Forta ve Dirik'in Dev-Yol Davası kapsamında gözaltına alındığı, tutuklandığı ve ağır işkencelerden geçirildikleri belirtildi.

 

Dilekçede iddianamedeki eksikliklere de dikkat çekildi. Fatsa Belediyesi ve işkence ile öldürülen Belediye Başkanı Fikri Sönmez ile ilgili bölümlere dikkat çekilen dilekçede, "İddianamedeki 'Kenan Evren' dili ve söylemi olan 'anarşik ortam', 'sağ-sol çatışması' gibi sığ bir yaklaşım asla doğru değildir. Dönem anlaşılmadan olaylar anlaşılamaz" denildi.

 

12 Eylül darbesinin, 12 Eylül'den sonra da devam ettiği vurgulanan dilekçede, "Bunu en açık örneği, 12 Eylül öncesinin kontrgerilla faaliyetlerinin sonrasında da, faili meçhuller, yine kontrgerilla, Hizbullah ile devam etmesidir. Bu süreçte 'Susurluk' çok belirgin bir örnektir" ifadesi yer aldı.

 

Müdahillik dilekçesinde, 12 Eylül darbesinde ABD emperyalizminin de rolüne dikkat çekilerek, "Yani bu tabloda ABD kaynaklı bir projenin uygulandığı ve buna karşı çıkan devrimcilerin ve halkın olduğu, bir de bu projenin bu davanın iki sanığıyla birlikte yüzlerce/binlerce işbirlikçisi olduğu gerçeği vardır" denildi. (etha)