Hizbullah örgütüne yakın olduğu iddia edilen Mustazaf-Der’den Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir’e anlamlı bir ziyaret gerçekleşti. Geçmişte aralarında ciddi çatışmalar yaşanan, ancak son dönemlerde barışçı ve diyalog yanlısı mesajlar veren iki geleneğin bir vesile ile kurdukları bu iletişim pozitif bir ortam yarattı.

 

Mustazaf- Der Genel Başkanı Av. M. Hüseyin Yılmaz, Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir’i ziyaret ederek, toplumsal barışın sağlanması için Şeyh Said ve arkadaşlarının itibarlarının iade edilmesi için defin yerinin tespiti talebinde bulundu.

 

Mustazaf- Der Genel Başkanı Av. M. Hüseyin Yılmaz, Av. Şaban Dalgın ve Av. Mirhan Özbekli Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir’i ziyaret etti.

 

MEZAR YERİ TESPİT EDİLSİN

Yılmaz, 29 Haziran 1925 tarihinde İstiklal Mahkemesi kararıyla idam edilen Şeyh Sait ve arkadaşlarının mezar yerinin tespiti ve itibarlarının iade edilmesi için talepte bulundu.

 

Yılmaz, toplumsal barışı sağlamak için önemli bir adımın helalleşmeden geçtiğini belirterek, “Helalleşmenin olabilmesi için devlet nezdinde öncelikle bir pişmanlık belirtisinin olması ve bir daha böyle bir zulmü reva görmeyeceğine dair irade beyanında bulunması gerek” dedi. Yılmaz, Şeyh Said ve arkadaşlarının defin işlemlerinin dönemin belediyesi tarafından yapıldığına dair bilgi edindiklerini belirterek, arşivlerden defin yerinin tespit edilmesini istedi. Halkın teveccühünü önlemek için defin yerinin gizli tutulduğunu anımsatan Yılmaz, yapılan araştırmalara göre mezarların Dağkapı’da bulunan Alman Hastanesi’nin arka kısmına denk gelen mevkide bulunduğunu söyleyerek “Orası korunarak, insanların Fatiha okudukları bir yer olsun. Devlet yapmasa da biz kendimiz halk olarak bu zatların itibarlarını saygınlığını sağlayalım” dedi.

 

Yılmaz ayrıca Şeyh Said ve arkadaşlarının saygınlığını korumak için Dağkapı Meydanı’na Şeyh Said Meydanı adı verilmesini için 110 bin imza topladıklarını söyledi.

 

HELALLEŞMENİN ÖN ŞARTI YÜZLEŞME

Osman Baydemir de “Bu kadim coğrafyaya onurlu bir barışın gelebilmesinin ön şartı geçmişle yüzleşmektir. Her kesimin geçmişin vicdansızlığıyla yüzleşmesi ve o dönemin vicdansızlığını vicdanında mahkum etmesidir” diyerek, helalleşmenin yolunun buradan geçtiğini söyledi.

 

Baydemir, şöyle konuştu: “Şeyh Said hadisesiyle ve o dönemki zulümle yüzleşmeden, o dönemin zulmünü vicdanlarımızda mahkum etmeden onurlu bir barışa ne kadar ulaşabiliriz? Dersim isyanı ve Seyit Rıza’ya uygulanan zulümle yüzleşmeden, 12 Eylül’le yüzleşmeden aydınlık bir geleceği nasıl kurgulayacağız? Bu itibarla da halkımız nazarından Şeyh Sait ve arkadaşlarının itibarı en yükseklerdedir. Biz Şeyh Sait ve arkadaşlarına açıkçası kimseden itibar talep etmiyoruz. Onların halkımın ve benim şahsımın da yüreğinde ve zihninde itibarları çok yüksektir.”

 

ÖZÜR BEKLİYORUZ

Baydemir, pek çok mağduriyet gibi aslında kamu mekanizmalarından o dönem yapılan zulümden dolayı özür beklediklerini ifade etti. Baydemir, çeşitli alanlarda faaliyet gösteren sivil toplum örgütlerinden, cemaatlerden ve inanç gruplarından daha önce de bu yönlü talepler aldıklarını aktararak, “Bu bize gelen ilk talep değil. Şeyh Sait ve arkadaşları için bir anıt inşası, hem de yaşamlarına kast edilen Dağkapı Meydanı’nın Şeyh Sait Meydanı hatta Kadâ Şêra gibi bir öneri de geldi. Sizin önerinizi de memnuniyetle alacağız. Taleplerin tamamını komisyonumuza, Meclisimize havale edeceğiz. İstişare sırasında talepte bulunan tüm Sivil Toplum Örgütlerini davet edeceğiz. Bir istişare ortamı yaratacağız ve ortak akıl ve vicdanla kentimiz için en hayırlı olanı ve Şeyh Sait ve arkadaşlarına da saygının ve hürmetin ifadesi olarak da için en doğru ve en hayırlı olanı karar altına alacağız” diye konuştu.(ANF)