(Foto: Arşiv) CHP genel Başkanı Başbakan’la görüşüyor, Beşir Atalay silah bırakma da gündemde diyor, Talabani’nin PKK’yi silah bırakmaya ikna etmeye çalıştığı haberleri geliyor.

 

Ancak, bütün bunlar bir merak uyandırsa da Kürt Sorunu’nun çözüleceği yönünde güçlü bir umut yaratmıyor. Çünkü tek taraflı yapılan girişimlerin şu ana kadar bir sonuç verdiği görülmedi.

 

Merak uyandıran gelişmeler PKK’nin yaklaşımına gözleri çevirdi. KCK Siyasi Komitesi, Başbakan Erdoğan ve Yardımcısı Beşir Atalay’ın, Federal Kürdistan Bölgesi’yle görüşmeler yapıldığına ilişkin açıklamalarına “Hareketimizin ve halkımızın iradesi dışında özgürlük mücadelesiyle ilgili yapılan her tartışma ve alınan her karar yok hükmündedir” şeklinde yanıt verdi. KCK, “ilgili taraflardan” açıklama istedi.

 

ANF’nin haberine göre, yazılı bir açıklama yapan KCK Siyasi Komitesi, “AKP devleti, çok yönlü bir tasfiye, teslim alma ve soykırım politikası uygulamaktadır. İmralı’da, artan ve giderek ağırlaşan esaret koşulları sürmektedir. Bu saldırıların, Hareketimizin ve Kürt halkının iradesini kırmaya yönelik saldırılar olduğu açıktır” dedi.

 

“ERDOĞAN’IN AKİBETİ DE ÖNCEKİLER GİBİ OLACAK”

Açıklamada devamla şu ifadeler yer aldı: “Erdoğan, bir taraftan sahte kardeşliği dillendirirken öbür taraftan Kürt halkına her gün tehditler savurmaktadır. Roboski katliamını meşrulaştıran ve AKP’den yana olmayan herkesin hakkı ölümdür dercesine gürlemektedir. Erdoğan’ın bu haykırışları kesinlikle, AKP devletinin içine girmiş olduğu çaresizliğin ve çözümsüzlüğün bir sonucu olarak gelişmektedir. AKP devleti ve Erdoğan, Kürt halkının onuruyla oynamanın, onu yok sayarak her gün zulüm uygulamanın ne olduğunu görecektir. Kürt halkı, mücadele tarihinde, Erdoğan gibi gürleyen ve Kürt kanına giren birçok Başbakan, Genelkurmay başkanı ve Cumhurbaşkanlarına tanık olmuştur. Bunların bugün esamesi bile okunmamaktadır. AKP devleti ve Erdoğan’ın akıbeti, onurlu Kürt halkının geliştirdiği özgürlük mücadelesi karşısında kesinlikle kendisinden öncekiler gibi olacaktır. Erdoğan çok iyi bilsin ki, zulüm ve zorbalık bu topraklarda asla galebe çalmayacaktır.”

 

“KÜRT SORUNUNU DEĞİL, PKK’Yİ NASIL ÇÖZERİZ İTTİFAKI”

“Kürt sorunu yoktur” diyen sadece Devlet Bahçeli değildir. Erdoğan da Kürt sorunu çözülmüştür demektedir. CHP ise sözüm ona, çözmek istediği Kürt sorununun adını dahi ağzına alamayacak yaklaşım içerisindedir. Dolayısıyla, AKP ve CHP’nin zaten terör dedikleri sorun ile ilgili bir araya gelmeleri, kesinlikle sorunun çözümü için değildir. Kürt sorunun çözümünü değil, “PKK’yi nasıl çözeriz” ittifakı geliştirilmek istenmektedir. Sorun gerçekten çözülmek isteniyorsa, her şeyden önce adı konulmalıdır ki; bu sorun Kürt sorunudur. Muhatap aranıyorsa, muhatap bellidir. Önder Apo’suz hiçbir çözümün gerçekleşme şansı yoktur. Çözümün yolu deniliyorsa, Kürt halkının iradesi kabul edilecektir. Halkımızın demokratik özerklik talebi gerçekleşmeden, ne çözüm ne de barış olmayacaktır.

 

“ATALAY’IN AÇIKLAMASI YOK HÜKMÜNDEDİR”

Son günlerde Beşir Atalay “KDP ile görüşmelerimiz var, ABD de işin içindedir. PKK’nin silah bırakması ve silahları teslim etmesi de dahil, çalışmalar sürdürülmektedir” derken, Erdoğan ise “Barzani’yle görüştük, ulusal kongreyi PKK’ye silah bıraktırmak için düşündüklerini belirtmektedirler” demiştir. Hemen belirtelim ki, hareketimizin ve halkımızın iradesi dışında özgürlük mücadelesiyle ilgili yapılan her tartışma ve alınan her karar yok hükmündedir. Halkımızın doğal olarak AKP devletinin bu söylemlerine karşı, ilgili taraflardan bir açıklama bekleme hakkı doğmuştur. Beşir Atalay ve Erdoğan, hangi hak ve hukukla, kimlerin adına bu kadar açık ve net konuşabilirler.

 

“BU KRİTİK SÜREÇTE ŞANS DA VAR, TEHLİKLE DE”

Türkiye belki de tüm zamanlarının en kritik dönemini yaşamaktadır. Bu kritik süreçte şans da vardır, tehlike de vardır. Faşizme ve ırkçılığa karşı olan Kürt ve Türk halklarının tüm devrimci, emekçi, sosyalist ve rejim karşıtlarının mücadele birliğiyle, halklarımızın özlediği ve hak ettiği özgürlük, barış ve demokrasi sürecini geliştirmek mümkündür. Yoksa AKP faşist zihniyetinin geliştirdiği diktatörlük, ahlaksız ve kuralsız savaş, halklarımıza pahalıya mal olacaktır. Bu nedenle tüm devrimci, yurtsever, aydın, emekçi ve sosyalist güçleri, AKP devletine karşı yılmadan mücadelelerini yükseltmeye çağırıyoruz.”