Nesrin Yılmaz / İnternet Haber

Gezi Parkı eylemleri son iki gündür sıradışı bir eylemle devam ediyor. Önceki gün Taksim AKM'nin önünde yaklaşık 8 saatlik bir durma eylemi başlatan Erdem Gündüz'den sonra Türkiye'nin her yerinde 'duran adamlar'a rastlamak mümkün.

Dün Meclis Genel Kurulu'nda bu eyleme destek veren vekiller de vardı. BDP Mersin milletvekili Ertuğrul Kürkçü, 'duran adam' eylemini değerlendirdi:

HÜKUMET DIŞI OLAN HERKES DIŞ GÜÇ

"Hükumet kendi dışındaki her şeye dış güç diyor. Onların dış güçten anladığı bu. Evet, bu eylemler dış güçler tarafından yapılıyor, hükumet dışı olan herkes bu güce dahil. Ama bütün bunları teşvik edenin bizzat Başbakan olduğu konusunda herhangi bir şüphe kalmadı. Çünkü hükumet sadece insanların protestolarını bastırmakla değil, aynı zamanda onları hakarete maruz bırakarak sistematik bir aşağılama ve taciz ile de bu süreci giderek içinden çıkılmaz hale getiriyor. Buna karşı tepkinin bugün böyle bir biçime bürünmüş olması son derece doğal çünkü insanlar sonsuza kadar dayak yemeye razı olmayacakları gibi, hükumet istedi diye de şiddete başvuracak değiller. Hükumet aslında insanları giderek daha artan ölçüde bir şiddet sarmalının içine çekmeye çalışırken öylesine bir adımla geriye doğru çekilmek ve direnişi bambaşka bir platformda kurmak son derece akıllıca bir davranış. Bunu yapmakla da çok iyi etti halk. O nedenle de hemen karşılığını buldu ve giderek etkin bir protesto biçimi haline geldi.

Bugün bir açıklama yaparak, durma eylemleri için, "Bu şiddet eylemi değil göze hoş gelen bir eylem türü. Bunu kınayacak halimiz yok. Bu barışçı eylem türü." diyen Bülent Arınç'ın sözlerinin de daha sonra değişeceğini belirten Kürkçü sözlerine şöyle devam etti:

DURAN EYLEMCİLERE DE MÜDAHALE EDECEKLER

"İçişleri Bakanı'nın ve Bülent Arınç'ın bu eylemle ilgili olarak, "Yasaldır, bir şey yapamayız" demelerine bakmayın, bir süre sonra bu durarak saldırıları protesto etmek, durarak hükumete karşı itirazı dile getirmek yaygınlaştığı zaman durmanın da bir suç olduğunu yine aynı kişilerin ağzından ifade edileceğini göreceğiz. Duran insanlara karşı şiddet kullanıldığında buna karşı koyulmasını şiddete başvurma olarak karalama gerekçesi haline getirdiklerini göreceğiz. O nedenle ben bu süreci de protestoların devam ettiği, taktik değiştirerek protesto sürecinin kendisine yeniden kurduğu bir dönem olarak görüyorum ve bunu da bütün kalbimle onaylıyorum."

"Mecliste durma eyleminin yapılması ise, bunu hatırlatmak, kamuoyunun gündemine getirmek dışında bir anlamı olacağını düşünmüyorum. Meclis durulacak değil, konuşulacak, tartışılacak bir yer. Ama arkadaşlarımız toplumdaki mesajı meclisten yansıtarak yeniden toplumun gündemine iade ediyorlar, o açıdan da tabii yapmaları gereken bir şey.

Kürkçü, sözlerine şöyle devam etti:

BU PALAVRALARI KİMSE YEMEZ

"Kendimi, 12 Mart 12 Eylül sıkıyönetimleri döneminde, devlet palavraları döneminde gibi hissediyorum. Hakikaten Türkiye'de bir darbe oldu galiba. Bu palavralara karnımız tok, bunları kimse yemez.