KHK ile mesleklerinden ihraç edilen Nuriye Gülmen ve Semih Özakça, 11 Mart’tan itibaren süresiz açlık grevi eylemine başlayacaklarını duyurdu. “Şimdi bedenimizi mevziiye dönüştürüyoruz” diyen Gülmen, işe iade edilinceye kadar grevlerini sürdüreceklerinin altını çizdi. 

Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile mesleğinden ihraç edildikten sonra Ankara Yüksel Caddesi İnsan Hakları Anıtı önünde “İşimi geri istiyorum” diyerek oturma eylemi başlatan Nuriye Gülmen ve Semih Özakça, eylemlerinin 115’inci gününde twitter hesabı üzerinden 11 Mart tarihinden itibaren açlık grevine gireceklerini duyurdu.

dihabere’e konuşan Nuriye Gülmen, Eylül ayından bu yana KHK’lerle binlerce insanın mesleklerinden ihraç edildiklerine işaret ederek, aynı zamanda bu ihraçlarla insanları “açlıkla terbiye etmek” politikası uyguladıklarını belirtti. Gülmen, “Biz diyoruz ki, bizi aç bırakmakla tehdit edemezsiniz. Biz aç kalırız bundan da korkmayız. Açlığımızı onur nişanesi olarak taşırız. Ama bizi aç bırakmak sizin iradeniz değildir. Biz bunu kendi irademizle yapacağız, siz bizi işimize almak zorunda kalacaksınız. O kadar haklıyız ki bunun sonucunda görmediniz mi, duymadınız mı? O zaman göreceksiniz. En sonda bizi işe iade edeceksiniz. Çünkü süresiz olarak bu talep gerçekleşene kadar açlık grevinde olacağız” dedi. 

‘DEMORKARTİK BİR ÜLKEDE YAŞAMIYORUZ’

Gülmen, demokratik bir ülkede yaşamadığın belirterek, en basit demokratik taleplerinin dahi “dişe diş çetin bir mücadele” vererek ancak kazanabildiklerini söyledi. Gerçekleştirdikleri oturma eyleminin kamuoyu yaratma, insanları buna katma, imza toplama, imzaları teslim etme, kurumlara açıklama yapma gibi eylemlerin kendilerini işe döndürme ihtimalinin düşük olduğunu baştan beri öngördüklerini aktardı. 

‘ADALET DUYGUM HEPTEN SARSILDI’

Öncesinde gözaltına alınmaların daha uzun sürmesi durumunda açlık grevine başlama düşüncesi olduğunu belirten Gülmen, eyleminin 9’uncu gününde karakolda yerlere yatırılarak ve darp edilerek üst araması gibi muammalara maruz kaldığını belirtti. Yine gözaltında doktor muayenesi sırasında bir doktorun üstünü çıkartırken kapıyı açık bırakmasından kaynaklı adalet duygusunun hepten sarsıldığını belirten Gülmen, “İlk kez o gün bu böyle devam ederse açlık grevine gireceğim dedim” diye ekledi. 

‘SESİMİZİ DUYURMAYA ÇALIŞTIK’

Sonrasında “Elimizden gelen ne varsa yapalım, en son çare açlık grevine başvururuz” diye düşündüklerini vurgulayan Gülmen, “İmzalar topladık bunları teslim ettik, bildiri dağıttık bir sürü yerlere röportaj yapıp anlattık. Uluslararası kanallardan, gazetelerden röportaj talepleri geldi. Orada derdimizin ne olduğunu ve nasıl insanlar olup, ne istediğimizi anlattık. Mahallelere, okullarda bildiri dağıttık. Kamu emekçileriyle görüştük, üniversitelere gittik ve bunun gibi birçok alanda sesimizi duyurmaya çalıştık” dedi. 

‘BİZİ DUYMAZDAN GELİYORLAR’

Taleplerinin güçlü bir şekilde ifade ettiklerini belirten Gülmen, bu işten sorumlu olanların seslerini duyduklarını belirterek, “En üst kademeye kadar burada böyle bir eylem olduğunu ve 115 gündür eylem yaptığını biliyorlar. Ama tabii ki duymazdan geliyorlar. Bu bizi şaşırtmadı. Biz 115 gündür sokakta her gün buraya geliyoruz” dedi. 

‘SİZ KİMSİNİZ?’

Gülmen, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bizler bu sokakta saatlerce adaletsizliğe uğradık bunu hak etmedik diyoruz. Bu sözün güçlü bir ifade olduğunu düşünüyorum; Siz kimsiniz, bizi bir günde işimizden ediyorsunuz? Siz bizim anamızı ve babamızı bilir misiniz, kaç kitaba gözünüz değdi, kaç sınavdan geçtiniz, kaç öğrenciye dokundunuz, kaç öğretmenimiz bizim için neler yaptı? Bunların hiçbir yerine dokunmayan ve olmayanlar, dişimizle tırnağımızla geldiğimiz ve kazandığımız bir şeyi bir çırpıda hiçbir değer vermeksizin böyle işimizi elimizden alamazsınız. Bu duygu bizi açlık grevine götürdü.”

‘BEDENİMİZİ MEVZİYE DÖNÜŞTÜRÜYORUZ’

Gülmen, 115 gündür her bedeli göze alarak sokakta direndiğini belirterek, daha fazla kendilerini görmezden gelmelerine izin vermeyeceklerini vurguladı. Gülmen, “Burada en başından beri bedenimiz mücadelenin bir aracıydı. Polis geliyor ve bedenimizle direniyoruz. Doğaya karşı bedenimizle mücadele ediyoruz. Şimdi bedenimizi mevziiye dönüştürüyoruz” dedi.

‘HAKLI BİR EYLEM’

Gülmen, her şeyi göze aldıklarını belirterek, “İş için yapılır mı diye bakabilir insanlar, bu iş meselesinin çok ötesinde bir şey. Yıllara varan emeğimizin ve insanlık onurunuzun, meslek onurunuzun ayaklar altına alınıyor. Yüz bir insanın hayatının alt üst edildiği, insanların açlığa mahkûm edildiği bir şeyde çok meşru bir yerde duruyoruz. Nerde nasıl yapılırsa yapılsın, çok haklı bir eylem biçimi olduğunu düşünüyoruz” dedi.

‘YERYÜZÜ SOFRASINDAN SONRA AÇLIK GREVİ BAŞLIYOR’

Gülmen, açlık grevinin, oturma eylemini gerçekleştirdiği yerde devam edeceğini ve gece gündüz alanda olacaklarını kaydetti. 11Mart günü herkesin katımlıyla “yeryüzü sofrası” kuracağını belirten Gülmen, “O sofradan sonra biz artık son yemeğimizi yemiş olacağız” dedi.