Van'da, geçen yıl İranlı kaçakçı Senar Khaledi'yi ateş ederek öldüren askerler hakkında Jandarma Asayiş Kolordu Komutanlığı Van Askeri Savcılığı tarafından yürütülen soruşturmada, kovuşturmaya yer olmadığına hükmedildi.

Askeri savcılığın, jandarmaların yönlendirmesi üzerine yalan beyanda bulunduğu anlaşılan bir tanığın ifadesine dayanarak, bu kararı verdiği ortaya çıktı.

İsmail Saymaz'ın Radikal'de yer alan haberine göre kararda, bu yalancı tanığa istinaden, “Kaçakçının köyden ateşlenen bir silah sonucunda ölmüş olabileceği” iddia edildi.

Ayrıca kaçakçının, askerlerden çıkan mermi sonucunda öldüğü yönünde bir tespitin olmadığını ileri sürdü. Oysa sivil savcılıkta yürütülen soruşturmada, kaçakçıyı öldüren silahın 7. Hudut Bölük Komutanlığı’nın envanterine kayıtlı olduğu, uzman çavuş tarafından kullanıldığı ve silahın savcılıktan saklandığı saptanmıştı.

Öte yandan, yine aynı soruşturma kapsamında, Türk Silahlı Kuvvetleri’in, sadece yalancı tanık bulmadığı, savcılıktan failleri gizlediği anlaşılmıştı. Khaledi’nin öldürülmesinden sonra savcılık kaçakçıların kovalandığı sırada görevli olan askerler ve silahlarının listesini istemişti. Aynı gün verilen yanıtta, 25 askerin görev yaptığı ve 51 el ateş edildiği bildirildi.

Askerlerden 23’ünün G-3 marka, ikisinin de Yavuz 16 ve Shotgun marta tüfek kullandığı belirtildi. Fakat yapılan otopsi ve balistik inceleme sonucunda, Khaledi’yi öldüren silahın 7. Hudut Bölük Komutanlığı’nın envanterine ait AK47 model ve H1375 seri numaralı Kaleşnikof silah olduğu ortaya çıkmıştı. Silahın, askerlerce gönderilen listede yer almadığı ve savcılıktan saklandığı anlaşılmıştı. Silahın da 6. Hudut Alayı 2. Hudut Tabur Komutanlığı’nda görevli Uzman Çavuş Tuncay Şahin’e ait olduğu öğrenilmişti. Şahin’in isminin savcılıktan saklandığı belirlenmişti.