İlahiyatçı İhsan Eliaçık, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı “Korkularına teslim olmuş vaziyette” diye nitelendirdiği açıklamalarında Sur’daki, Cizre’deki savaş suçlarına dikkat çekti.

Fırat Haber Ajansı’nın (ANF) sorularını yanıtlayan Eliaçık şöyle konuştu:

"ERDOĞAN’I KORKULARI YÖNETİYOR"

“Şu an da Erdoğan’ı korkuları yönetiyor. Korkularına teslim olmuş vaziyette. Bir adım geri atarsam düşme süreci başlar, buda benim yaptığım işlerin ortaya çıkmasına sebebiyet verir mantığıyla iş yapılıyor. Bu nedenle ne yapıp ne edip yargılanamamak ve sürekli iktidarda kalmak için ne gerekiyorsa onu yapmam gerekiyor diye düşünen bir Erdoğan var karşımızda. Daha önceki diktatörlerin başına gelenlerinden ibret almayıp kendisi de aynı sürece girmiş oluyor. Bu süreç korkuların tamamen iktidarı ele geçirme sürecidir. Aksi halde yapılan kirli işlerin ortaya çıkması ve yargılama sürecinin başlaması durumu yaşanabilir. Bundan kendinin kurtarmak için can havliyle güvenlik politikalarına sarılmış görünüyor”

"CİZRE’DE SAVAŞ SUÇU İŞLENDİ"

“Ölmüş kişiden sorgu ve kılıç kalkar. Ölmüş kişiye eziyet ve işkence yapılamaz. Herhangi bir şekilde eziyet edilmesi haram kılınmış bir davranıştır. Düşmanın cenazesi bile ölü olduğu için saygıya laiktir. Çünkü ölünce geçmiş geride kalır. Örf ve kültür bunu gerektirir. Dinler bunu gerektirir. Ama bunun yapılmadığı cenazelerin yakıldığını görüyoruz. Bunlar korkunç savaş suçlarıdır”

"ÖZ YÖNETİM TALEBİ HEM DİNE HEM DE 1921 ANAYASASINA UYGUNDUR"

“Ama bizi bölmeye götürür diye ileri bir tarihe ertelenmiştir. Bu tarihte halen gelebilmiş değildir. Peygamberimizde Medine’de öz yönetim kurmuştur. 18 kabileyi bir araya getirerek, onları kendi dinlerinde ve kabile geleneklerinde serbest bırakmıştır. Medine’yi, barış ve adalet etrafında birleştirmek istemiştir. Medine sözleşmesinde en çok geçen kavram adalet ve sulh kelimesidir. Birileri çıkıp bunu hatırlayıp ve canlandırmak istiyorsa karşı çıkmak bir yana bunun desteklenmesi gerekir. Öz yönetim talebi hem dine dem de 1921 Anayasasına uygundur. İktidar konuyu öyle bir yere getirdiler ki öz yönetim isteyen herkes hain oluyor. Hükümet, iktidara gelmeden önce öz yönetimin kabul edilmesini talep ediyordu. Şimdi bu talebi başkaları dillendirince hainliğe dönüştürüp, tartışılmasına bile karşı çıkıyorlar”