Hubyar Sultan Alevi Kültür Derneği Başkanı Ali Kenanoğlu 29 Mart akşamı İMC Tv ve HAYAT Tv ekranlarında son günlerde yaşanan gelişmelere yönelik değerlendirmelerde bulundu. Alevilerin yaşanan gelişmelerden duyduğu endişeleri dile getiren Kenanoğlu şunları söyledi:

 

HÜKÜMLÜ MADIMAK KATİLLERİNİ AKLAYACAKLARINDAN ENDİŞE EDİYORUZ

Malatya Özel Yetkili Savcısı tarafından dün (28.03.2012) yeniden başlatılan Sivas Madımak Soruşturmasını iyi bir gelişme olarak göremiyoruz. Çünkü Başbakan’ın Zaman aşımı kararından sonra söylediği iki söz bizi endişelendiriyor. İlki zaman aşımı kararıyla ilgili olarak “Vatana Millete Hayırlı Olsun” söylemiydi. İkincisi ise Başbakan Erdoğan, “Sivas'a gittiğinde birçok kez 18 yaşında, 19 yaşında, 15 yaşındaki kız çocuklarının babalarının hiçbir taksiratı olmadığı halde idama mahkum oldukları için hüngür hüngür ağladıklarını” söylemiştir. Diğer taraftan 30 Mayıs tarihine Sabah Gazetesinde asılsız ve belgesiz olarak Madımak Katliamının PKK’nın işi olduğu yönünde haber yayınlanmıştır. Bütün bunları bir araya getirdiğimizde bu yeni açılan soruşturma neticesinde Sivas davasında hüküm giymiş katillerin aklanmasının yolunun açılacağı endişesini taşıyoruz.

 

KURAN EĞİTİMİNİ ÖZELLİKLE ALEVİ ÇOCUKLARI SEÇMEK ZORUNDA KALACAK

Eğitimde yapılan 4+4+4 düzenlemesiyle Okullarda Kuran eğitimi seçmeli hale getiriliyor. Biz bu ülkede seçmeli Din eğitiminin ne anlama geldiğini iyi biliyoruz. Devlet Baskısı, Hükumet Baskısı, Mahalle Baskısı ve Okul idaresi baskıları altında bu dersi öğrencilerin seçmeme şansı yoktur. Bu Kuran eğitimini Sünni öğrencilerden önce Alevi öğrenciler zoraki olarak tercih edeceklerdir. Okullarda yeni bir asimilasyon sürecine girilmiştir.

 

YENİ ANAYASAYA YÖNELİK BİR UMUDUMUZ YOK

Yeni Anayasanın konuşulduğu ve hazırlıklarının yapıldığı bir süreçte temel yasalar çıkartılıyor. Eğitim bu ülkenin en temel meselesidir. Siz Anayasayı beklemeden bu konuda düzenlemeler yapıyorsanız bu Anayasa neyi değiştirecek. Okullardaki Din derslerini zorunlu olmaktan çıkartmayı bırakın yeni Dini Dersler koyuyorsunuz. Diyanet İşleri Bakanlığına en yüksek bütçeyi sunuyor en çok yeni kadro tahsisini bu kuruma veriyorsunuz. Anayasayı beklemeden zaten yapacağınızı yapıyorsunuz. Şimdi bu durumda bu yeni Anayasa neyi hangi sorunu çözecek

 

BİZ ZULME VE ASİMİLASYONA KARŞI BAĞIŞIKLIK KAZANDIK

AKP Hükumeti ile birlikte Devlet yeni bir asimilasyon sürecine girmiştir. Biz Aleviler bu topraklarda Bin yıldır zulme ve Asimilasyona maruz kaldık. Zalim her dönem zalimdi bizim için. Biz zulme ve asimilasyona karşı bağışıklık kazandık. Yeter ki direnme gücümüzü kaybetmeyelim.

 

ADIYAMAN, GAZİNATEP, İZMİR FİŞLEMELERİ SURİYE İLE İLGİLİDİR

Suriye’ye demokrasi getireceğini söyleyenler kin ve nefret içerisinde Alevilere yönelik tavır sergiliyorlar. Başbakan Esad’ın Alevi kimliği üzerinden kin ve nefret söylemlerine devam ediyor. Suriye’de ki muhalifler Türkiye destekli kurdukları orduya verdikleri “Muaviye Ordusu” ismi ve o ordunun sözcülerinin açıklamaları, yaptıkları uygulamalar niyetlerini açık bir şekilde ortaya koymaktadır. Suriye demokratik bir ülke olmalıdır. Bu demokratikleşme Alevi katliamına ve Alevilere yönelik kin ve nefret söylemine dönüşmektedir. Suriye Muhaliflerince Yapılan demeçlerde uygulamalarda böyledir. Türkiye Alevileri Suriye’de yaşanacak bir Alevi katliamına sessiz kalmayacaklardır. Bunun için Alevilere göz dağı verilmektedir. Bunun için Adıyaman’da Antep’te İzmir’de evler teşhir edilmekte, “Adeta sizin nerede oturduğunuzu biliyoruz” denilmektedir. “Bir gece ansızın gelebiliriz” denilmektedir. Tıpkı Maraş’ta Çorum’da olduğu gibi.

 

31 MART’DA KADIKÖY’DEYİZ

İşte bu nedenle Zalimin zulmüne boyun eğmemek için direnme gücümüzü muhafaza etmek için alanlarda olmalıyız. Boyun eğdiğin zaman kaybedersin. Mücadele ettiğin sürece kaybeden olmazsın. Biz bu topraklarda Bin yıldır direnerek, boyun eğmeyerek kalabildik. Bunu sürdürmemiz gerekir. Zalimin zulmü varsa mazlumun da direnme gücü ve iradesi vardır. Şimdi bu iradeyi ve gücü 31 Mart’da Kadıköy’e taşımamız gerekmektedir. Orada olmalıyız.

DEMOKRAT HABER