Barış Bloku Mardin’in Nusaybin ilçesi’nde devam eden sokağa çıkma yasağı ve operasyonlara ilişkin çağrıda bulundu.

Barış Bloku’nun yaptığı yazılı açıklamada, ” Vicdanı olan herkese, bütün barış taraftarlarına acil çağrımızdır; Nusaybin’de barışa giden bir koridor açılsın. Cizre'de mahsur kalmış insanlara yönelik vahşet, Nusaybin'de tekrarlanmasın” ifadeleri kullanıldı.

Barış Bloku’nun açıklaması şöyle:

"Kürt sorununda diyalog masası devrildiğinden buyana silahlar konuşuyor. Aylardır yaşanan çatışma ve patlamalarda yaşamını yitirenlerin yası bitmeden yeni ölüm haberleri alıyoruz.

Gençlerimizi yitiriyoruz her gün. Eşimiz, anamız, babamız, hatta ninemiz, dedemiz ve bazen bebeğimiz ölüyor. Her ölümle toplum olarak biraz daha ölüyor, biraz daha çürüyoruz.

Her ölüm, tarih boyunca birlikte yaşayan halkları biraz daha ayrıştırıp barış içinde bir yaşamı biraz daha uzaklaştırıyor.

Sokağa çıkma yasakları, ambargo ve ablukalar, cenazelerin sokaklarda çürüyünceye kadar bekletilmesi toplum olarak bizi biraz daha alçaltıyor.

Tank, top, havan, helikopter ve hatta savaş uçaklarının kullanılması barışı getirmiyor, savaşı şiddetlendiriyor.

Bölge halkının ezici çoğunluğunun oyuyla seçilmiş milletvekillerinin cezaevine gönderilmesi hazırlıkları ise sorunun TBMM çatısı altında çözüm umutlarını yok ediyor.

Bu şuursuz gidiş durdurulamazsa birlikte yaşam kültürü ne yazık ki çok ağır yaralanacak; ülkemiz de Irak ve Suriye’de yaşanana benzer derin bir karmaşa içine girecek.

Başka bir seçenek daha var! Barış için diyalog!

Bu gidişi tersine çevirmek için barış için küçük de olsa adımlar atılmasını sağlamalıyız. İlk adım, Cizre'de durduramadığımız vahşeti, şimdi Nusaybin'de mahsur kalanların tahliyesini sağlayarak durdurmak olabilir. Bunun için;

Abluka altında mahsur kalanların çatışma bölgesinden güvenli şekilde ayrılabilmesi için bir tahliye koridoru açılmalıdır.

Bölgeye gidecek ulusal ve uluslararası heyetlerin bu süreci denetleyebilmesinin önündeki engeller kaldırılmalıdır

Barış bloku olarak herkesi, her kurumu bu taleplerin devlet tarafından dikkate alınmasını sağlamak için çaba harcamaya çağırıyoruz.

Unutmayalım ki Kürt sorununda kalıcı bir barış ancak demokratik bir çözümle, muhataplarıyla masaya oturularak sağlanabilir."