'Terör' örgütünün finansmanının önlenmesi hakkındaki kanuna muhalefet suçlamasıyla ve yasadışı örgüt üyesi olduğu iddiasıyla tutuklu bulunan Diyarbakır’ın Sur ilçesinin Eski Belediye Başkanı Abdullah Demirbaş’ın kızı Berfin Ezgi Demirbaş, konu hakkında Öteki Haber’e yazdı.

Babasının sağlık durumunun cezaevi koşullarında yaşamak için uygun olmadığının doktor raporuyla sabit olduğunun altını çizen Demirbaş, BDP’li eski başkanın tutuklu kalmasının hayatını tehlikeye soktuğunu belirtti.

‘BASINDA YER ALAN HABERLER GERÇEK DIŞI, BİZE SÖZ HAKKI TANINMIYOR’

Enes Faruk Nom’ın haberine göre Berfin Ezgi Demirbaş konuyla ilgili olarak şunları yazdı:

“Babam şuan cezaevinde ve ailem adına bu süreci ben yönetiyorum. Bizler, babamın sağlığı konusunda ciddi anlamda endişeleniyoruz.
Bizi en çok üzen konu yazılı ve görsel basında yer alan gerçek dışı haberler ve bunlar için bizlere söz hakkı tanınmamasıdır.
Babam, terörün finansmanının önlenmesi hakkındaki kanuna muhalefet ve yasadışı örgüt üyesi olmak suçundan 05.08.2015 tarihinde gözaltına alınmış, 08.08.2015 tarihinde Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2015/1791 soruşturma no’lu dosyası kapsamında tutuklama istemiyle sorgusunun yapılması için Diyarbakır 3. Sulh Ceza Mahkemesi’ne sevk edilmiştir.

Daha sonra mahkemenin 2015/245 sorgu nolu kararıyla müdafiisi olduğumuz şüpheli hakkında tutuklama kararı verilmiştir.”

‘DOKTORLAR, BABAMIN HAYATİ TEHLİKESİNİN BULUNDUĞUNU TESPİT ETTİLER’

“Kendisinde 2002 yılında atak gösteren hewrediter derin ven trombozutrombozu (kalıtımsal kan pıhtılaşması) hastalığı mevcuttur. Derin ven trombozu çoğu kez bacaktaki toplardamarlarda pıhtı oluşmasıdır. Oluşan pıhtının bacak toplar damarlarını tıkanması sonucu bacakta şişlik, ağrı ve yürüyememe şikayeti oluşurken, pıhtının bulunduğu yerden kopup akciğere gitmesi ile akciğer embolisi olarak isimlendirilen nefes darlığı, öksürük ve göğüs ağrısı ile karakterize olan ve bazen ölümcül olabilen bir durum gelişebilir.

24.12.2009 tarihinde KCK davasından tutuklandı ancak cezaevinin koşullarından dolayı durumu kötüye gitti ve 55 gün hastanede tedavi gördü. Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nin 05.04.2010 tarihli hayati tehlikesi olduğunu belirten rapora binaen uzun uğraşlar ve girişimler sonucu babam serbest bırakıldı. Doktorlar, bacaklarında ortaya çıkan yüksek kan pıhtılaşması nedeniyle babamın hayati tehlikesinin bulunduğunu teşhis ettiler.”



(2009 tutukluğu sonrası Demirbaş’ın hastanede çekilen fotoğrafları)

‘SAĞLIK DURUMU İÇİN ÇOK ENDİŞELİYİZ’

“Dosyada gizlilik kararı mevcut olduğundan avukatların ayrıntılı savunma yapamadığını da önemle vurgulamak isteriz. Dosyadaki kısıtlılık ve gizlilik kararı Avrupa İnsan Hakları sözleşmesine aykırı bir durumdur.

Ailesi olarak sağlık durumu için çok endişeliyiz, ne yapmaya çalışıyorlar? Babamı bile bile ölüme terketmektir bu ve biz peşini bırakmayacağiz. İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden alınan adli tıp raporunda; birçok hastaneden alınan raporlar incelenmiştir ve şu sonuca varılmıştır.

(Rapor aşağıdadır. Demirbaş’ın cezaevi koşullarında uzun süre yaşamasının mümkün olmadığı vurgulanıyor.)