Kapatılan Özgür Gündem’in Yayın Danışma Kurulu üyesi ve yazarAslı Erdoğan, tutuklu bulunduğu Bakırköy Kadın Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’ndan, İtalya’da yayımlanan Corriere della Sera gazetesinin yazılı sorularını yanıtladı. “Erdoğan, en küçük bir eleştiriyi dahi hazmedemiyor ve tüm kızgınlığı ile intikam duygusunu aydınlara doğru yöneltiyor” dedi. “Bir AKP milletvekili, ‘cezaevlerinde karışıklık çıkarılıp, teröristler linç edilebilir’ uyarısında bulundu” diyerek 5 gün korkudan nöbet tuttuklarını belirtti. 

Sera gazetesinin muhabiri Alessandra Coppola, avukat Erdal Doğan aracılığıyla Aslı Erdoğan’a sorularını ulaştırdı.

“YASAL OLARAK SORUMLU TUTULMAYACAĞIM BELİRTİLİYOR"

“Tutuklanma gerekçesini açıklarken Türkiye’de ilk kez bir gazetenin, PKK yayın organı olmakla itham edildiğini” belirten Aslı Erdoğan, “Basın yasasında açıkça, danışma kurulu üyelerinin, gazetenin yayın çizgisi ve içeriğinden ötürü yasal olarak sorumlu tutulamayacağı belirtilse de ben tutuklandım” ifadesini kullandı.

Bunu, “hukuk dışı, mantıksız ve asılsız” olarak tanımlayan Erdoğan, “Bize karşı tek bir delil yok, suçlamayı formüle etmek için daha önce şikayet konusu olmamış dört haberimden bazı cümleleri kullanmışlar” dedi.

“Erdoğan neden korkuyor?”

“15 Temmuz darbe girişiminin ardından 40 bin kişinin terör örgütüne üyelikle suçlandığını, aralarında yazarlar, dilbilimciler, ekonomi profesörlerinin de bulunduğu 150’ye yakın gazetecinin tutuklandığını, 150–200 kadar yayın organı ve yayınevinin kapatıldığını” belirten Aslı Erdoğan, “Cumhurbaşkanı Erdoğan neden gazetecilerden korkuyor?” sorusuna ise şöyle yanıt verdi:

“Rejim, totaliter hale geliyor ve o, hakikatin tek ve mutlak sahibi olduğundan emin olmak istiyor. Erdoğan, en küçük bir eleştiriyi dahi hazmedemiyor ve tüm kızgınlığı ile intikam duygusunu aydınlara doğru yöneltiyor. Özellikle kadın aydınlara saygısı yok. Bizden nefret mi ediyor yoksa bizden korkuyor mu, anlamıyorum.”

“BU ŞARTLARDA NASIL SAĞLIKLI OLUNABİLİR?"

Aslı Erdoğan, sağlık durumunun nasıl olduğuna ilişkin bir soruya ise şöyle karşılık verdi:

“Nasıl olabilir ki? Soğuk bir hücre, doktoru görmek, ilaçlara ulaşmak zor, hava eksikliği… Bir protezi bulunan, dört ameliyat geçirmiş, dolaşım ve sindirim sorunları olan bir insan, bu şartlarda nasıl olabilir ki? Sağlığımı korumaya çalışıyorum.”

“SAATİNİ BİLMEDİĞİM BİR TRENİ BEKLİYOR GİBİYİM"

Aslı Erdoğan, hapishanede günlerin nasıl geçtiğini ise, “Her gün bir diğerinin aynısı: sayım, sessizlik, avukatla görüşme, akşam sayımı… Soğuk, dar ve kalabalık bir tren istasyonunda, saatini bilmediğim bir treni bekliyor gibiyim” sözleriyle anlattı.

“KORKUDAN BEŞ GÜN NÖBET TUTTUK" 

Aslı Erdoğan, “Ne tür bir tehlikeyle karşı karşıyasınız?” sorusunu ise şöyle cevapladı:

“Bir AKP milletvekili, ‘cezaevlerinde karışıklık çıkarılıp, teröristler linç edilebilir’ uyarısında bulundu. Bundan sonra gerçekten korku yaşadık. Demir kapıların sayısı artırıldı, ancak bu, bizi korumak için değil, çıkışlarımızı daha da güçleştirmek için yapıldı. 5 gece boyunca nöbet tuttuk. Pazar günü alarma geçilmişti, ancak buna alıştığım için ben kaşlarımı dahi almaya devam ettim. Alevler arasında (çıkabilecek bir yangında) boğulmamı nasıl kolaylaştırırım, diye hesapladım. Türkiye’deki her muhalif gibi tamamen savunmasızım.”

AVRUPA'YA, KENDİ DEĞERLERİNİN HATIRLATILMASI GERKİYOR"

Aslı Erdoğan, dünya çapındaki aydınların, kendisinin serbest bırakılmasına ilişkin çağrılarının işe yarayıp yaramayacağı hakkında ne düşündüğünü ise şu sözlerle ifade etti:

“Benim ve diğer birçok yazar ile gazetecinin tutuklanması, siyasi amaçlıdır. Yukarıdan gelen bir emirle, sebepsiz, boş suçlamalarla içeriye alındık. Bundan tek çıkış yolu, Avrupa’nın (Türkiye’ye) siyasi baskı yapmasıdır. Doğal olarak siyasi liderler, Türkiye’deki demokrasi krizini, öncelikli bir sorun olarak görmüyor. Sığınmacılara ilişkin anlaşma (Türkiye-AB arasında), Avrupa’yı susturdu! Aydınlar, yazarlar, gazeteciler konusundaki sorumluluk büyüktür: Avrupa’ya, Avrupa’yı Avrupa yapan değerleri hatırlatmamız gerekiyor.”

Bir başka soru üzerine “Avrupa’nın, sığınmacı anlaşması karşılığında Türkiye’de olan bitenlere gözlerini kapamaya bir son vermesi gerektiğini” belirten Aslı Erdoğan, “Avrupa, baskı yapma gücüne sahip, ticari olarak da. Türkiye, çaresiz insanları bir şantaj malzemesi olarak kullanıyor” diye görüşünü aktardı.