Geçtiğimiz günlerde Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz bir açıklama yaparak, asker kaçakları hakkında Jandarma Genel Komutanlığı'nca Eylül ayından başlamak üzere ve Emniyet Genel Müdürlüğü'nce de Ekim ayından başlamak üzere artık yoklama kaçağı ve bakayaların Türkiye genelinde aranmaya başlandığını bildirdi. Asker kaçakların aynı zamanda idari para cezası uygulanacağını da belirten Yılmaz, ‘kaçaklık’ süresi uzadıkça para cezasının daha da artacağını söyledi. Buna göre; 2 yıla kadar yoklama kaçağı olan bir kişi işlemlerini kendiliğinden tamamladıysa 593 TL idari para cezası ödüyor. Ancak yakalanıp getirilmişse 2 bin 376 TL idari para cezası ödüyor. Bu ceza miktarı zamana bağlı olarak değişiyor.

Milli Savunma Bakanı’nın açıklamasının ardından Vicdani Ret Derneği de bir açıklama yaparak, gençleri vicdani retlerini açıklamaya davet etmişti.

Fırat Haber Ajansı,  konuya ilişkin olarak asker kaçaklarının fikirlerini sordu. Askerler de ‘Niçin askere gitmediklerini, para cezasının kendilerini nasıl etkileyeceğini’ sorularını cevapladı.

Aslen Muş Malazgirt doğumlu olan K.T., 10 yıldır asker kaçağı olduğunu, kendi ailesinden 3 kişinin daha asker kaçağı olduğunu söyledi.

‘ASKERLİK BİZİM İÇİN EZİYET’

K.T., askere gitmememe nedenini şöyle açıkladı: “Bütün bu askere gitmeme isteğinin altında yatan şey sadece askerliğin bizden alacağı bir yıllık süre olmasa gerek. İçinde büyüdüğümüz toplumsal ve siyasal koşullar, askerliği bizim için bir eziyet haline getirdi. Bizim çocukluğumuzda karşılaştığımız en korkunç meslek askerlikti. Bütün bir okulda 300’den fazla öğrenci içinde büyüdüğünde asker olmak isteyen bir tek kişi bulamazdınız. Ayrıca batı illerinde çocuklar yaramazlık yaptığında, “rahat durmazsan doktor amca iğne yapar” gibi şeylerle korkutulurken, bizler “rahat durmazsan seni askerlere veririm” gibi sözlerle tehdit edilirdik. Bu sadece ailelerimizin yaşadığı asker korkusuyla ilgili bir durum değil. Bizim de o çocuk yaşımızda askerlerle ilgili tanık olduğumuz olaylarla ilgiliydi”

‘VATAN İNSANA BORÇLUDUR, İNSAN VATANA DEĞİL’

Öte yanan ‘Vatan borcu’ denilerek gençlerin askere alınmasını da ‘saçma’ bulduğunu söyleyen K.T., “İnsanlar vatan borcunu, vatanın kuruluşu esnasında öder ve bunu da gönüllüler yapar. Kuruluşundan sonra da vatan insanlara borçlanır. Yani bir borçtan söz edilecekse o da vatanın insanlara olan borcudur. Şimdi bu sözde ‘vatan borcunu’ ödemeyenler hem zorla askere götürülecekmiş, hem de bu borca bir de maddi borç eklenecekmiş. Açıkçası umurumda değil! Ne askere gitmeye niyetim var, ne de para vermeye. Bunun için hapse atacaklarsa ve borçlarını böyle tahsil edeceklerse, bu cumhuriyetin cumhuru, yani insanları maddi ve manevi olarak sömürmesi anlamına gelir” dedi.

‘ASKERE GİTMEYİN’ ÇAĞRISI

Askerlik çağı gelmiş tüm gençlere çağrıda bulunan K.T. şöyle dedi: “Bütün insanlara da çağrım şudur: hiçbir insanın vatana borcu yoktur. Bilakis biz insanları ölmekten ve öldürmekten kurtarmak vatanın bize olan borcudur. Kimse zorunlu askere gitmesin. Askerlik bir toplum güvenliğini sağlama kurumuysa, ya gönüllüler yapar bu görevi, ya da devlet bunu maaşlı askerlik sistemiyle organize etmelidir”

‘ASKERE GİTMEK İÇİN NEDENİM YOK’

S.S. ise, 13 yıldır asker kaçağı olduğunu belirterek, “Askere gitmem için bir gerekçem yok. Elime silahı alıp kime karşı kimi koruyacağım. Ölümden beslenen bir mesleği yapmaya hiç niyetim yok” diye konuştu.

‘DEVLET YİNE KAZAN-KAZAN YÖNTEMİNİ DENİYOR’

Asker kaçaklarına uygulanacak para cezasının da kendisine ‘komik’ geldiğini söyleyen S.S., “Silah tutmak istemeyen insanlara zorla silah vermek istiyorlar. Bunu da insanların en zayıf noktasından yani ekonomiden vurarak yapmaya çalışıyorlar. Devletin mantığı her zamanki gibi ‘kazan-kazan’ yöntemi. Yani korkutabilirse asker kaçaklarını askere alacak. Yok, korkmasalar para cezası ödetecek. Yani burada insanı düşünen bir durum yok. Ben böyle bir ülkeye askerlik yapmam” şeklinde konuştu