Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, 10 Ekim Ankara Katliamı'na ilişkin istihbarat bilgilerinin ardından Emniyet yetkilileri hakkında yapılan suç duyurusuna takipsizlik kararı verdi.

Cem Gurbetoğlu’nun Evrensel’de yer alan haberine göre, 10 Ekim 2015 tarihinde KESK, DİSK, TMMOB ve TTB’nin düzenlediği Emek Barış Demokrasi Mitingi öncesinde Ankara Garı önünde iki canlı bombanın gerçekleştirdiği saldırı nedeniyle 101 kişi hayatını kaybetmişti.

Katliamla ilgili kamu görevlileri hakkında yapılan suç duyurularının ardından Mülkiye Müfettişleri, Ankara Emniyet amirleri hakkında inceleme başlatmıştı. Müfettişler hazırladıkları raporda, 10 Ekim öncesi bazı istihbarat bilgilerinin gerekli birimlerle paylaşılmadığına dikkat çekerek, söz konusu emniyet amirlerinin yargılanması gerektiği yönünde kanaat bildirmişti.

Ancak Valilik buna rağmen, polisler hakkında soruşturma açılmasına izin vermemiş, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı da raporda yer alan itiraf niteliğindeki ifadelere rağmen Valiliğin kararına itiraz etmeyerek başvurunun işlemden kaldırılmasına karar vermişti.

SALDIRININ SADECE SAATİ BİLİNMİYORDU

Oysa söz konusu ön inceleme raporunda yer alan belge ve ifadelerde, IŞİD’in Ankara’da HDP’nin de katılımcısı olan mitingleri hedef alacağına dair onlarca istihbarat bilgisi olduğu ve bu yazıların birçoğunun “personelin morali bozuluyor” gerekçesiyle ilgili birimlere iletilmediği ortaya çıkmıştı.

Üstelik raporda, tüm istihbaratlara rağmen mitingin toplanma alanına ilişkin herhangi bir önlem alınmadığı açıkça görülüyordu.

Emniyet İstihbarat Daire Başkanlığı’nın 10 Ekim katliamının gerçekleştiği sabah TEM Daire Başkanlığı’na aralarında bombacı Yunus Emre Alagöz’ün de bulunduğu 3 ismin sansasyonel eylemler yapabilecekleri yönündeki “Gizli” ibareli yazı gönderdiğini ortaya çıkmıştı.

Ön inceleme raporuna ilişkin Evrensel ve Cumhuriyet’te çıkan haberler nedeniyle gazeteciler Cem Gurbetoğlu, Tamer Arda Erşin ve Kemal Göktaş hakkında soruşturma açılmıştı.

Hürriyet gazetesinden Fevzi Kızılkoyun da, saldırıların talimatını verdiği iddia edilen IŞİD emirinin telefonun öncesinde ve sonrasında istihbaratın takibinde olduğunu haberleştirmişti.

Tüm bu bilgiler ışığında katliamda yaşamını yitirenlerin yakınları, yaralılar ve mitingi örgütleyen kurumların yöneticileri, 10 Mayıs günü Valiliğin iznine gerek olmaksızın ilgili emniyet görevlilerinin yargılanması talebiyle suç duyurusunda bulunmuşlardı.

Üzerinden 8 ay geçmesine rağmen iddianameyi hazırlamayan savcılık, emniyet görevlileri hakkındaki bu suç duyurusuna bir ay içinde yanıt verdi.

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, valiliğin soruşturma izni vermemesini bir kez daha dayanak yaptı. Daha önceki “Dilekçenin işleme konulmaması” ve “İşlemden kaldırma” kararlarına atıf yapan savcılık, bu nedenle sözkonusu başvurunun işleme konulmamasına karar verdi.