Ahmet Altan, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “ya benim yanımdasınız, ya teröristsiniz” sözlerine karşı çıkarak bugünkü yazısında “Erdoğan’a ve adamlarına net bir şekilde söyleyeyim, sizin yanınızda değiliz, anayasa suçları işleyen, “yasadışı”, gayrımeşru bir rejimin yanında da olmayacağız” dedi.

7 Haziran’dan bu yana yaşanan savaş ortamının sorumlusu ilan ettiği Erdoğan ve AKP hükümetini eleştiren Altan, yapılanların suç olduğunu vurgulayarak durulacak yeri işaret etti.

Altan'ın Haberdar’da yayımlanan “Resimler ve rüzgar” başlıklı yazısının ilgili bölümü şöyle:

“Anayasaya uymayacağını” açıkça ilan eden, fütursuzca Anayasa suçları işleyen Erdoğan işi “ya benim yanımdasınız, ya teröristsiniz”e kadar getirdi.
 
Erdoğan’ı ya da ona bağlı iktidarı eleştirirseniz “terörist” ilan edilip hapse atılacaksınız.
 
Şunu Erdoğan’a ve adamlarına net bir şekilde söyleyeyim, sizin yanınızda değiliz, anayasa suçları işleyen, “yasadışı”, gayrımeşru bir rejimin yanında da olmayacağız.
 
Sizin yanınızda olmayanların bulunduğu fikri koordinatları belirlemek de sizin ne hakkınız ne haddiniz.
 
Ne yapacağımızı, nerede duracağımızı, neyi destekleyip, neyi eleştireceğimizi de size soracak değiliz.
 
Siz başkanlık hesaplarıyla kürekleri kopmuş kayık gibi dalgadan dalgaya savruldukça biz de sizinle savrulmayacağız.
 
Durduğumuz yer belli.
 
Barış istiyoruz, hukuk istiyoruz, özgürlük istiyoruz, demokrasi istiyoruz.
 
Bizim durduğumuz yer “suç” değil.
 
Sizin durduğunuz yer suç.
 
Polisi, yargıyı, medyayı yanınıza almanız bu gerçeği değiştirmez.
 
Siz suçlusunuz.
 
Sizin yanınızda duranlar suçlu.
 
Ve, biz orada olmayacağız, o suçları paylaşmayacağız.
 
Çocukları ölüme gönderenlerin yanında işimiz yok bizim, biz çocukları, bütün çocukları, Türk Kürt ayrımı yapmadan bütün insanları korumaya çalışanların yanındayız, biz yasalardan yanayız, biz hukuktan yanayız.
 
İnsanların onar onar, yüzer yüzer öldüğü bu “ölüm iklimine” alışmamızı, bunu desteklememizi, bunu alkışlamamızı isteyenlere karşı artık harekete geçip, bu “ölüm iklimini” değiştirmek zamanı.
 
Ana muhalefet görevini yerine getirmesi gereken CHP’nin “Türklüğe” değil “insanlığa ve hukuka” sahip çıkması lazım, AKP’yle ortak bildirilerde ne işi var CHP’nin?
 
Bu iklimi değiştirmek için güçlü ve ümitli rüzgarlara ihtiyacı var bu ülkenin.
 
CHP neden HDP’yle “hukuk için” işbirliği yapıp birlikte “umut mitingleri” başlatmıyor, neden milyonlarca insana “ölümden” başka bir kader de olduğunu göstermiyor, neden bu korku ve dehşet havasını dağıtmıyor?
 
Neden “Erdoğan’ın yanıyla terörün yanı” dışında başka yerler de bulunduğunu Türkiye’ye ve dünyaya göstermiyor?
 
Neden AKP’nin “Türklük tuzağına” böyle kendini atıveriyor?
 
Bu ırkçı kamplaşmalarla AKP kazanır ve Türkiye kaybeder.
 
Ümitli rüzgarların vakti şimdi, hareketin vakti, milyonların “burası bizim ülkemiz” demesinin vakti, insanların “hukuka ve barışa” sahip çıkmasının vakti.
 
Ve Türklerle Kürtler, CHP ile HDP elele vermedikçe bu rüzgar burada esmez.
 
Çocuklar ölüyor.
 
Güzel yüzlü çocuklar.
 
Türk çocukları, Kürt çocukları.
 
Onları kurtarmak istemiyor musunuz?
 
Ne bekliyorsunuz?
 
“Ölmeye alışın” diyenlere esir olup çocukların ölmesine sessizce bakacak mısınız?
 
Neden korkuyorsunuz?
 
Neyi kaybetmekten korkuyorsunuz?
 
Çocuklarınızı kaybediyorsunuz, daha neyi kaybedebilirsiniz?

Yazının tamamını okumak için tıklayın