Ein Volk, ein Reich, ein Führer

(tek halk, tek imparatorluk, tek lider)

Nasyonel Sosyalizmin kurucu ve kuramcısı, asker, politikacı, ressam ve yazar.

Bizim tanıdığımız tarafıyla Büyük katliamların mimarı, şizofren, doyumsuz, Dünya lideri olmak isteyen bir deli.

1889 tarihinde doğan Adolf Hitler, ressam olmak üzere iki kez güzel sanatlar akademisine yaptığı başvurusu reddedildi. Kabul edilseydi belki de Hitler efsanesi, vahşeti ve Kavgası olmayacaktı. Bu nedenle de başvuruları reddeden kişi veya kurulları kınayarak konuya devam ediyorum.

1912'de Münih’e geldikten kısa süre sonra asker kaçağı olduğu için Avusturya polisi tarafından tutuklandı. Pişmanlık savunması ve fiziksel kontrol sonrası askerliğe elverişsiz raporu verilmesine rağmen 1. Dünya savaşının çıkmasıyla birlikte gönüllü olarak Bavyera ordusuna katıldı. Onbaşı rütbesiyle 2 madalya ve bir gazi nişanı aldı. Daha sonraları parasızlık nedeniyle ordunun değişik kademelerinde çalıştı.

1919 tarihinde üye olduğu Alman İşçi partisi 1920’de adını değiştiren Nasyonal Sosyalist Alman İşçi Partisi’nin 1921’de lideri oldu.

1923 tarihinde Bavyera hükümetini devirmeye çalıştı, başaramadı, yakalanıp 5 yıl hapse mahkum oldu. Bu dönemde ‘’Kavgam’’ adlı kitabını yazdı, 9 ay sonra tehlike arz etmediği gerekçesiyle serbest bırakıldı!

1932 de siyasi hilelerle Alman vatandaşı oldu. Partisi 1932 seçimlerinde kırsaldan ve üst gelir kesiminin desteği ile % 37 oy alıp parlamento da en büyük parti oldu. Bununla yetinmeyerek 1933 de ülkesini erken seçime götürdü, bu süreçte muhalifleri tutuklattı, medyayı kapattı ve seçimde büyük zaferle! çıkarak Şansölye (başbakan) oldu.

Hileli bir parlamento seçimiyle 4 yıllığına parlamentonun tüm yetkisini hükümete devrettirdi. Halkı ülkenin içinde bulunduğu kötü durumdan çıkartacağına ikna etti, kendi partisi dışındaki tüm partileri yasaklattı. 1934 de Cumhurbaşkanının ölmesi sonucu bu görevi de üstlenerek (herhangi bir seçim olmadan ) Cumhurbaşkanı oldu. Aynı yıl göstermelik bir referandumda % 90 oranında oy ile bu görevleri resmileştirdi.

Bu resmi tarihsel giriş sadece bilgi amaçlıydı. Bizleri ilgilendiren tarafı yaptıkları ve yaptıklarını yapma biçimleridir.

1932 tarihine kadar Alman vatandaşı bile değildi, olamıyordu. Siyasi hilelerle kendisini ateşe yaptırıp otomatikman Alman vatandaşı oldu.

Parlamentodan 4 yıllığına tüm yetkilerini üzerine almak için seçilmiş 80 komünist vekili tutuklattı, diğer vekillerin meclise girmesini SA birlikleriyle engelledi. Böylece meclisin mevcut çoğunluğu ile yetkileri almış oldu. Bu bir anlamda tek yetkili olma yolundaki en önemli adımdı. Bundan sonrakiler ise tek adamlığına meşru kılıflar uydurma amaçlıydı.

Orduyu tamamen ele geçirmek için, partisinin yan kolu olarak kurdurduğu ve adına Gestapo, SS de denilen birliklerince, bir gecede 85 üst düzey subayı öldürttü. Bu birlikler daha sonra Almanya’daki tüm muhaliflerin korkulu rüyası oldu.

Çeşitli toplama kamplarında 6 - 8 milyon civarında Yahudi’yi değişik yöntemlerle, işkence, aç ve sefalet konumlarda barındırarak, bilimsel ve tıbbi deneyler için kullanarak ve gaz odalarında öldürttü. Ülke genelinde sol, Komünist, muhalif insanları da hesaba katarsak, savaş hariç öldürülmelerine neden olduğu insan sayısı 10-11 milyon civarında olduğu söylenir.

Yine milyonlarca Yahudi’yi bedava iş gücü olarak sanayinin hizmetine verdi. Böylece sanayide maliyet düştü ve ekonominin düzelmesini sağladı. Ekonominin düzelmesinde kurdurduğu savaş sanayisinin de payı büyüktür.

Hiçbir zaman ne kendi ne de uluslar arası yasalara uymadı. Yasaları kendi ihtiyaçlarına uydurttu. İktidarda tek yetkili olarak kaldığı 12 yıl içinde parlamento çalışmadı, çalıştırmadı. Ağzından çıkan her söz yasa sayıldı, emir sayıldı, düşünülmeden, yorumlanmadan uygulandı.

Tek yetkili, tek söz sahibi, yarı tanrı, her sözüne inanılan hatta sevilen biri olarak iktidara geldiği gibi yasa dışı yollarla Başkan oldu.

Kendi partisi dışındaki tüm partileri kapattırdı.

Kendisine hizmet etmeyen, kendi dediklerine uymayan tüm medyayı kapattırdı. Boyun eğen tüm medya Propaganda Bakanlığına, propagandasını yürüten ve bu konuda dahi sayılabilecek Göbels’e bağlandı.

Tüm sendikalar kapatıldı. İşçi birliği kurularak işçilerin tüm hakları gasp edildi. Her türlü grev ve direniş yasaklandı. Böylece iş gücü ucuzladı, sanayiciler rahatladı, isdihtam artarak işsizlik yok edilmiş oldu.

Sırasıyla Avusturya’yı, Çekoslavakya’yı, Litvanya’yı ve Prusya’yı gerek siyasi baskılarla gerek de askeri güçlerle ilhak etti. Bu gözü dönmüş ilhak ve işgallere, yeni bir savaş istemiyoruz bahanesiyle tüm dünya göz yumdu.

Son olarak Polonya üzerine yürümesiyle 2. Dünya savaşı olarak bilinen, 5 yıl içinde 20 milyondan fazla insanın ölmesine neden olacak 2. Emperyalist paylaşım savaşını başlatmış oldu.

Ressam olmak isteyen ama bir türlü kendisini okula kabul ettiremeyen bir insan,

Tüm yetkileri kendisinde toplayan bir insan,

Söylediği, yaptığı ve düşündüğü her şeyin doğru olduğuna inanan, buna halkı da medya yoluyla, propaganda bombardımanıyla inandıran bir insan,

Milliyetçi Sosyalizm adı altında bir kuram yaratıp anti komünist olan, Yahudiler tüm iş ve çalışma alanlarını almışlar diye Yahudi düşmanı olan, henüz Alman vatandaşı olmadığı süreçte, saf Alman olmayanların Alman vatandaşı olmaması gerektiğine savunan bir insan, acımasız, vicdan yoksunu, deli sayılabilecek bir insan olan Hitler Başkandı, tek yetkiliydi.

Başkanlık sisteminin tartışıldığı ve Hitler Almanya’sının örnek verildiği günümüzde hatırlamak ve hatırlatmak istedim.

***

“Naziler komünistler için geldiğinde sesimi çıkarmadım; çünkü komünist değildim.

Sosyal demokratları içeri tıktıklarında sesimi çıkarmadım; çünkü sosyal demokrat değildim.

Sonra sendikacılar için geldiler, bir şey söylemedim; çünkü sendikacı değildim.

Benim için geldiklerinde, sesini çıkaracak kimse kalmamıştı.”

Martin Niemöller